ABD’nin Suriye’den Çekilmesi Kürt-Arap Gerilimini Derinleştirdi
ABD’nin Suriye’den çekilmesi, Kürtlerin ağırlıklı olduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile Arap aşiretleri arasındaki gerilimi artırdı.

ABD Genel Müfettişliği tarafından yayımlanan yeni bir rapor, Amerikan kuvvetlerinin Suriye’nin bazı bölgelerinden çekilmesinin, çoğunluğu Kürtlerden oluşan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile bölgedeki Arap aşiretleri arasındaki gerilimi artırdığını ortaya koydu. Raporda ayrıca, DSG’nin Suriye ordusuna entegrasyon müzakerelerinin çıkmaza girdiği ve Halep’teki Tişrin Barajı’nın devrinin güvenlik endişeleri nedeniyle gerçekleşmediği belirtildi.
Raporda, ABD’nin “Inherent Resolve” operasyonu kapsamında, Irak ve Suriye’de 2023’ün ikinci çeyreğinde (Nisan-Haziran) gerçekleştirdiği faaliyetler değerlendirildi. Bu dönem, ABD’nin ekonomik yaptırımları kaldırarak ve Şam yönetimiyle ilişkileri normalleştirme adımları attığı bir sürece denk geliyor.
DSG Entegrasyonunda Çıkmaz
Rapor, DSG’nin yeni Suriye ordusuna entegrasyon müzakerelerinin durduğunu vurguladı. Mart ayında DSG lideri Mazlum Abdi ile geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara arasında özerk yönetim güçlerinin Şam’a entegrasyonu için bir anlaşma imzalanmıştı; ancak ilerleme sağlanamadı. Fransa Dışişleri Bakanlığı ise tarafların yakın zamanda Paris’te görüşmeyi planladığını duyurdu.
Raporda, Şam ile Kamışlı arasındaki temel anlaşmazlıkların ülkenin yönetim sistemi ve özerk yönetimin bağımsızlığı ile yapısının korunması konularında olduğu ifade edildi. DSG federal bir Suriye ve birimlerinin bütünlüğünü isterken, Suriye hükümeti merkezi otorite ve tüm askeri güçlerin kontrolünü talep ediyor.
Halep Güvenlik Anlaşması ve Tişrin Barajı
Nisan ayında DSG ile Suriye hükümeti arasında Halep vilayeti için güvenlik anlaşması imzalandı. Buna göre Suriye hükümeti, Beşar Esad sonrası Şam’a bağlı şehirde güvenliği sağlayacaktı. Ancak rapora göre, DSG’nin Tişrin Barajı’nı devretme kararı, DSG tarafındaki güvenlik endişeleri nedeniyle uygulanmadı.
ABD Çekilmesi ve Artan Gerilim
ABD, IŞİD tehdidinin azalması nedeniyle Nisan ortasında Suriye ve Rojava’daki güçlerini çekmeye başladı. Haziran’da sekiz üsten sadece üçü aktif kaldı; bunlardan ikisi DSG’ye devredildi, biri ise imha edildi. Raporda, çekilmeye rağmen ABD koalisyonunun DSG ve özerk yönetim güçlerine desteğini sürdürdüğü belirtildi.
Ancak çekilmenin DSG ile bölgedeki Arap aşiretleri arasındaki gerilimi artırdığı vurgulandı. Arap topluluklarının DSG’yi “işgalci grup” olarak gördükleri ve kaynak dağıtımı konusunda “kültürel tarafgirlik” yaptığını ileri sürdükleri aktarıldı. Sınırlı silahlı saldırılar ve gerilimin arttığı dönemlerde ABD güçlerinin taraflar arasında arabuluculuk yaptığı kaydedildi. Rapor, önümüzdeki dönemde bu gerilimin daha da artabileceğini öngörüyor.
IŞİD Kampları ve Hapishaneler Durumu
Raporda, DSG kontrolündeki hapishanelerde yaklaşık 9 bin IŞİD militanının bulunduğu belirtildi. Hol ve Roj kamplarında ise IŞİD hücrelerini engellemek için operasyonlar sürüyor. Kamplardaki durum “insani kriz” olarak tanımlandı.
-Hol Kampı: 28.400 kişi, %51 Suriyeli, %28 Iraklı, %21 diğer.
-Roj Kampı: 2.400 kişi, %93 yabancı.
Bu dönemde kamplardan 2.622 Irak vatandaşı ülkesine geri gönderildi. ABD, yeni Suriye hükümetinden kampların sorumluluğunu üstlenmesini talep ediyor.
IŞİD Tehdit Seviyesi
Rapor, IŞİD’in saldırılarının tarihsel olarak düşük seviyede olduğunu ancak örgüt kalıntılarının hala güçlerini yeniden kazanma motivasyonunda olduğunu belirtti. IŞİD’in yeni Suriye hükümetini istikrarsızlaştırmaya çalıştığı vurgulandı.
Son güncellenme: 02:53:33