Şara-Abdi Görüşmesi Üzerine Okuma: ABD Tavrında Büyük Değişim
ABD, Suriye’deki SDG ile ilişkisini yeniden gözden geçirerek Şam yönetimine destek vermeye başladı. Bu değişim, Suriye-İsrail normalleşme süreci ve bölgedeki jeopolitik dengelerin yeniden şekillenmesiyle bağlantılı. DSG ile Şam arasındaki anlaşma, yeni Suriye devletinin yapısını ve bölgedeki Kürt meselesinin geleceğini etkileyecek kritik bir adım olarak görülüyor

Önemli bir gelişme olarak, Suriye’de geçiş otoritesi başkanı Ahmed Şara ile “Demokratik Suriye Güçleri” (DSG) lideri Mazlum Abdi arasında, ABD’nin Suriye temsilcisi Thomas Barrack’ın katılımıyla gerçekleşen son görüşme, ABD’nin Suriye meselesine yönelik tutumunda büyük bir değişimin işaretlerini taşıyor; özellikle Washington ile DSG arasındaki ilişki bakımından.
Mart Anlaşması… Uygulanmayan Temel Noktalar
Şam’daki Halk Sarayı’nda yapılan görüşme, ABD’nin himayesinde Mart ayının 10’unda varılan ve şu maddeleri içeren anlaşmayı tekrar gündeme getirdi:
• DSG’nin yeni Suriye ordusuna bağımsız bir tugay olarak entegre edilmesi.
• DSG’ye Haseke, Afrin, Halep’in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde merkezi olmayan bir yönetim sistemi verilmesi.
• Haseke’nin kaynaklarının %20’sinin DSG’ye ayrılması.
• Afrin’den Ulusal Ordu’nun çekilmesi ve “Asayiş”in (Kürt güvenlik gücü) “Genel Güvenlik” adı altında göreve başlaması.
• DSG’nin Deyrezzor, Rakka ve Tabka’dan tamamen çekilmesi.
Ancak tarafların sert tutumu ve yükümlülüklerden kaçınma suçlamaları nedeniyle anlaşma uygulanamadı ve ancak son görüşmede yeniden açıldı.
ABD’nin Yeni Pozisyonu: Destekten Dönüş ve Şam ile Pozitif Nötrlük
Büyük sürpriz, görüşme sonrası Barrack’ın tutumunda ortaya çıktı; ABD’nin yeni Suriye otoritelerine yönelik ilk kez açık desteğini dile getirdi.
Associated Press’e verdiği röportajda, müzakerelerin tıkandığını belirten Barrack, DSG’ye hükümetle anlaşma yapmasını önerdi:
“Washington, Suriye hükümeti ve yeni ordusuna tam güven duyuyor, DSG’nin saygın bir entegrasyon fırsatı elde etmesini istiyoruz.”
CNN Türk’e verdiği röportajda ise Barrack şöyle dedi:
“DSG, Amerika’nın kendisine borçlu olduğunu düşünüyor… Evet, sana borçluyuz, seni makul şekilde muamele etme görevimiz var… Ama makul olmazsan, başka bir seçenek gündeme gelir.”
Washington Neden DSG’ye Karşı Döndü? İsrail ile Normalleşme Anahtar
Bu ABD dönüşümü, Suriye ile İsrail arasında barış anlaşması yapılmasına ve Şam’ın İbrahim Anlaşması kapsamında Arap-İsrail normalleşme sürecine dahil olmasına bağlı.
Güvenilir kaynaklar, Suriye’nin ABD taleplerine, özellikle İsrail’in güvenliğiyle ilgili konularda gösterdiği esnekliğin, Washington’un DSG yerine yeni otoriteye yatırım yapmasını sağladığını belirtiyor.
Tüm veriler, aylardır gizli Suriye-İsrail görüşmelerinin yapıldığını ve bunların yakında, bölgenin güvenlik ve siyasi haritasını yeniden düzenlemeye, İran etkisini azaltmaya ve yeni Suriye rejimini savaş sonrası düzenlemelere entegre etmeye yönelik anlaşmalar çerçevesinde ilan edileceğini gösteriyor.
DSG ile Anlaşmanın İç ve Bölgesel Önemi
Şam ile DSG arasındaki anlaşma, yeni Suriye devletinin şekillenmesinde temel olacak ve federasyon modelinin diğer bölgelerde, örneğin sahil ve güney Suriye’de uygulanmasının ölçütü sayılacak.
Bölgesel olarak ise, Abdullah Öcalan’ın silahlı mücadeleyi bırakıp siyasi sürece geçme çağrısından sonra Türkiye’deki Kürt meselesi üzerinde özel bir etkisi olacak; bu, Ankara ile Kürtler arasında 40 yıl sonra ilk kez diyaloğun kapısını aralayabilir.
Yeni Bir Harita Oluşuyor
Önümüzdeki aylar, yeni Suriye’nin geleceğini belirlemede kritik olacak; bölgenin jeopolitik haritasının yeniden çizilmesi ve Şam, Washington, Ankara ile Tel Aviv’in çıkarlarının kesiştiği yeni dengelerin şekillenmesiyle.