Barrack’tan Lübnan’a 'Biladü’ş-Şam' Uyarısı
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın son açıklamalarının ardından Biladü'ş-Şam terimi bir kez daha gündeme geldi.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın son açıklamaları, “Biladü’ş-Şam” terimini yeniden gündeme taşıdı. Barrack, Suriye rejimindeki değişimi gerekçe göstererek, Hizbullah’ın silahlarının hızla kontrol altına alınmaması halinde Lübnan’ın “Biladü’ş-Şam’a döneceği” uyarısında bulunmuştu. Daha sonra Suriye’nin yeni liderlerinin Lübnan’la birlikte barış ve refah içinde yaşamak istediğine inandığını vurgulasa da, açıklamalar bölgedeki siyasi hassasiyetleri artırdı.
Biladü’ş-Şam Nedir?
Biladü’ş-Şam, tarih boyunca günümüz Suriye, Lübnan, Ürdün ve tarihi Filistin’i kapsayan, bazen de Türkiye’nin güneyi, Suudi Arabistan’ın kuzeyi ve Mısır’ın Sina Yarımadası’nı içine alan geniş bir coğrafyayı ifade eder. Bu bölge, tarih boyunca birçok büyük uygarlık ve imparatorluğun egemenliği altına girmiştir.
Milattan önce ve sonra pek çok önemli savaş ve mücadeleye sahne olan Biladü’ş-Şam, İslam’ın 7. yüzyıldaki yayılmasıyla beraber Arap kültüründe ve edebiyatında önemli bir yere sahip oldu. Terimin kökeni hakkında farklı görüşler bulunmakla birlikte, bazı kaynaklar onu “gökyüzü” anlamına gelen Sami dillerindeki türevlere, bazıları ise Tevrat’taki Nuh’un oğlu Sam’e bağlamaktadır.
Tarihsel Dönemler
-Emeviler Dönemi: Şam, Emevi Halifeliği’nin yaklaşık 90 yıl süren başkenti olarak bölgenin siyasi ve kültürel merkezi haline geldi.
-Abbasi ve Sonrası: Abbasiler Bağdat’a başkent taşınınca, Şam’ın önemi azaldı; Halep ise önemli bir rakip merkez olarak öne çıktı. Bölge birçok kez siyasi birimlere ayrıldı.
-Memlükler Dönemi: Haçlı Seferleri sonrası bölge Memlüklerin yönetimine geçti ve idari olarak altı ana birime bölündü.
-Osmanlı Dönemi: 16. yüzyılda Osmanlıların bölgeyi fethetmesiyle, Halep, Şam, Trablus ve Sayda gibi büyük eyaletler kuruldu. 19. yüzyıl ortalarında mezhepsel çatışmalar yaşandı; Lübnan Dağı Mutasarrıflığı ve Suriye Vilayeti gibi idari düzenlemeler yapıldı
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı kontrolü sona erdi. Bölge, İngiliz ve Fransız mandaları olarak bölündü. 1920’de Suriye Krallığı ilan edildi ancak kısa sürdü; bölge Fransız mandasına tabi oldu. Aynı yıllarda Büyük Lübnan kuruldu. 1940’larda Lübnan ve Suriye bağımsızlıklarını kazandı, ancak iki ülkenin kaderi hâlâ iç içe geçmiş durumda.
Lübnan’da Suriye’nin siyasi ve askeri etkisi 2005 yılına kadar sürdü. Beşar Esad rejimi ve Hizbullah arasında devam eden ittifak, Suriye iç savaşı ve bölgedeki gelişmelerle 2024 yılı sonunda Esad’ın iktidardan düşmesiyle son buldu.
Biladü’ş-Şam, Tartışmaları ve Tarihsel Gerçekler
Tom Barrack’ın “Biladü’ş-Şam’a dönüş” uyarısı, bölgedeki mevcut siyasi gerçekliklere kıyasla tarihsel bir terim olarak değerlendiriliyor. Lübnanlı tarihçi Charles Haick, bu yaklaşımı “tarihle ilgisi olmayan fantastik yorumlar” olarak nitelendiriyor ve “Biladü’ş-Şam’ın siyasi bir oluşum olarak algılanmasının yanlış” olduğunu belirtiyor.
Gerçek şu ki, Biladü’ş-Şam olarak adlandırılan bölge, modern devletlerin ortaya çıkışından önce çok sayıda siyasi birime ve farklı yönetimlere bölünmüş bir coğrafyaydı. Tarih bize, geçmişin bugünün siyasi sınırlarını belirlemediğini, ancak dersler çıkarılması gerektiğini gösteriyor.
Son güncellenme: 04:34:04