Sömürgeciliğe karşı verilen mücadele dünyanın her yerinde ve her sömürge halk için belli hedefleri kapsıyor. Kısaca sömürge bir halkın mücadele önceliğinde halkın özgürlüğü ve ülkesinin bağımsızlığı esas alınır.
Kürt halkının boynuna sömürge ipi geçirildiği tarihten bu yana özgürlüğü ve bağımsızlığı elde etmek adına onlarca kere isyan etmiştir. Sömürgeciler de Kürtlerin her koşulda özgürlük ve bağımsızlık için isyan edebileceğini çok iyi bilmekteler. Bunun başarı kazanmasını önlemenin her türlü plan ve projesini de tarihten gelen deneyimlere dayanarak yaptıklarına kuşku yoktur. Kürtlerin kader çizicisinin senaristleri belli, senaryolar çoktan hazırlanmıştır.
Dünyadaki her sömürge halkın kendisi ve ülkesinin çıkarına olan rolü başarılı biçimde oynarken, Kürt toplumunun boynuna geçirilen sömürge ipini elinde tutanlar \'din-iman\' eksenli Müslümanlık, demokratik toplum eksenli komünalizm, feodalitenin çirkefleşen didişmeleri özgürlük ve bağımsızlık mücadele sürecinin önüne bugüne kadar başarılı biçimde konulmuştur.
68 kuşağı rüzgarı ulusal bağımsızlık yolunda Kürt özgürlük uyanışının önüne kesmek üzere rahatlıkla sınıfsal Marksist ideolojiyi çivilemiştir. Anılan dönemde Kürtlerin kahir ekseriyeti sınıfsal Marksist ideolojiye takılmış, sömürgeci sisteme karşı verecekleri özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi çok büyük oranda çürütülmüştür. Bu siyasal duruş, Kürt toplumunun içinde bulunduğu koşulların özünden/kaynağından beslenmiyor. Daha çok kendi özünü yansıtmayan yansımaların sömürgecilerin etkisi altında sınıfsal mücadele yol güzergahında aramaya koşullandırılıyor. Bu yönlendirme yanılsamaların toplumsal ve ulusal öngeçişler öncesinde ne tür bir yabancılaştırma ve tahribatı beraberinde getirdiği tam olarak ölçülmezse de kalıcı hasara yol açtığı ortadadır.
Kürtler dönemin ve ortamın siyasal ruhiyeti içine bilinçli biçimde sokularak değişimin ve gelişimin rüzgarı ulusal bilinçlenmenin yerine sınıfsal argümanlarla ters yönden estirilmiştir. Dolayısıyla ulusal bilinçlenmeyi öteleyen, mücadeleyi sınıfsal ideolojik eksene kanalize edilerek toplumun ulusal aydınlanma süreci rüzgarı esintilerine adeta set çekilmiştir. Süreç, Kürt gençlerini öyle bir cenderenin dehlizlerine soktu ki estirilen sınıfsal Marksist rüzgarla kendi ulusal yönlerine kapalı ve uzak kalmalarını büyük oranda sağlamayı başarmıştır.
Güney Kürdistan özgürlük mücadelesinde Molla Mustafa Barzanî\'nin estirdiği \'ulusal hareket\' eksenli rüzgara arka dönüp, on bin kilometre ötesinden estirilen Marksist esintilere bağrını açtırması ne derece yanlış olduğu bugün daha iyi kavranması gerekiyor. Ancak bu bilincin gelişebileceğini çok iyi hesaplayan sömürgeci sistemler bunun da tedbirini alacaklardı.
Kürtler dünyanın her yerindeki özgürlük ve bağımsızlık hareketlerine kulak kabartmış ve alkışlamıştır. Yanıbaşındaki Filistin özgürlük ve bağımsızlık hareketine büyük bir sempati besler ve destek sunarken, kendisine ise yabancılaştırmanın hesaplarını yapan sömürgeci sistemlerin senaryolarının etkisi altında bırakılmış ve bunlar Kürtler eliyle uygulatmıştır. Kürt halkının özgürlük ve bağımsızlığına yönelik bin bir zorluklarla estirilen ulusal etiketli ulusal mücadeleye geçmişte olduğu gibi bugün de bin bir kulp takılarak Kürt halkının bundan uzak bırakmaya çalışılması dahi, bir yabancının kucağından kalkıp Marksist felsefe hayali çöktükten sonra da başka bir diğer yabancının kucağına oturtulmayı hesaplayanları göremeyecek kadar tarih ve bilinçten kopartılması hedeflenmiştir.
Kürt halkının ulusal duygularını \'dini ve sınıfsal\' argümanlarla yıllarca nasıl köreltildiği hep birlikte yaşayarak görüldüğü gibi, bunun devam ettiği de varılan süreç itibariyle ortadadır. Geride bırakılan \'sınıfsal ve dinsel\' ideolojik söylemlerin Kürt ulusal bilinci üzerinde yarattığı tahribatın halen halkın bilincine çıkarılamaması, bunun için yeteri kadar çabanın verilememesi büyük bir sorun olarak orta yerde duruyor. Yüzyıllar boyunca Kürt halkının ulusal özlemlerini dinci ideoloji ile sömürge kalmasına zemin hazırlayanlar, dün olduğu gibi bugün de sınıfsal ideolojik argümanlarla ulusal bilinç zehirlenmesine devam ediyor.
Kürt ulusal bilincini zayıflatmak sömürgecilerin en fazla üzerinde çalıştıkları senaryodur. Bunu oyun sahasına sürerken kullandıkları aktörlerin özellikle Kürt olmalarına dikkat ediliyor. Kürt kimlikli olanlara verilen başrol ve ara rollerle kendi ulusal özlemleriyle yaşamaya çalışan ve ayağa kalkmayı hedefleyen Kürt halkı zehirlenmeye devam ediliyor.
Kürt halkının ulusal özlemlerini bertaraf eden senaryoların içeriği her zaman halkın duyarlı olduğun konuları içeriyor. Biri dincî ideoloji ve değerleri üzerinden hazırlanan, diğeri sınıfsal Marksist ideoloji ve değerler üzerinden senaryolaştırılarak oynatılıyor. Her iki senaryoda da bir yabancı ve yalancının kucağından kalkıp bir başkasının kucağına oturtulması hedeflenmektedir.
Ulusal özlemleri olanları huylandırıp uyandırmadan, onlara dostmuş gibi görünüp, ama ulusal bilincini boşaltmayı hedeflemiştir. Sömürgecilerin bu politikasının en son versiyonu olanlar hani \'\'birleşik bağımsız Kürdistan\'\' hedefi için yola çıkarılmıştı. Halkı pratiğe taşımaya çalışmış, bu düşünceyi taşıyanlar uzun süre pratik alana akması sağlanmış, imha olmaları hedeflenmiştir.
Batıda ve güneyde ulusal değerler üzerinden kurumlaşma ve devletleşme süreci güçlenirken karşısına marksist sınıfsal ideolojik eksende devşireceği kitleleri çıkaramayacağı anlaşılınca senaryolar güncellenerek elden geçirilmiştir. Çünkü Marksist sistem bütün değerleriyle kurulduğu geniş coğrafyalar üzerinde kurumsal ve kuramsal olarak çökmüş ve iflas etmiştir. Senaristlerce bu oyunun tutmayacağı görülmüş, yeniden senaryolaştırılan versiyonu sömürgeci kapitalist modernite sistemin içinde kalarak, ona dokunmadan, Demokratik ulus ve Komünalist model/sistem icadı olgunlaştırılmaktadır.
Sömürgeciler tarihten beri her zaman yaptıklarını tekrar ederek Kürt ulusal bağımsızlığı hedefleyen dinamikleri zayıflatmayı hedefliyor. Kürtlere, sömürgeci sistem içinde kalarak demokratikleşme, komünalist sistem kurma hedefinin senaryosuna oyuncu olarak yine aynı güçlere görev verilmiştir. Bunun yanında bütün imkanlar oyunun halk tarafından benimsenmesine seferber edilmiştir. Halkı yanına alarak gelecekte ulusal özgürlük ve bağımsızlık hedefleyenlere karşı kullanma kuşkusuz hedeflenmektedir.
Sosyalizm anavatanında çöküyor, iflas ediyor, bu ideolojik sistemi yeniledik, yeni bir versiyon saçmalıklarıyla Kürd\'ün ulusal özlemlerini frenleyip, halkı başkasının kucağına itip/oturtmaya çalışılıyor. Diktatör Stalin\'in iflas etmiş sosyalist felsefesine ilave edilen süslü kelimelerle halkın ulusal duygularını boşaltmakta kullanılıyor. Özellikle bu senaryo ile Kürdistan\'a özerklik adı altında sömürgeci sistem içinde daha küçük parçalara ayıracak ve sömürgecilere ebediyyen kurban edecektir. Bunun ilkesel mantığın özünde ne tür bir çıkarımsal hastalığa neden olduğunu artık Kürtler\'den daha iyi bilen olmamalıdır. Her türlü varlığı ve değeriyle köle yaşamına mahkum edilmiş Kürt halkının ulusal varlığı yakın tarihteki gelişmelerle egemen ulus sosyalist ideolojik hareketi etkisi altına sokularak hep kurban edilmişti. Bugün de Kürt ulusal dinamiklerini yeniden, tekrar egemen ulus Marksist ekolün çıkmaz dehlizlerine taşıyacak süreç başlatılmıştır. Çıkmaz bir sokak olması tarihi toplumsal desteği hiç bir zaman yüzde biri geçmeyen, toplumdan ve halklardan kopmuş, Kürt halkı dinamiklerini bu fosilleşmiş düşüncenin etkisi altına sokarak çürütülmesidir.
Arab\'ın, Fars\'ın,Türk\'ün devlet hakkı var da her nedense sıra Kürt halkının devlet hakkına gelince dar millyetçilik ve gericilik oluveriyordu. Büyük çıkarlarını gözetleyen sosyalist ağalar Kürtleri bir başkasına kurban etmiş koyun misali örnekler tarihi sayfalarında hep belirgin biçimde sırıttığı açıkken yeni bir senaryo ile sadece Kürtlerin topyekün imhası hedefleniyor.
Kürt halkı tarihsel süreçlerde yaşadığı ve ulusal değerlerine hep zarar vermek için sömürgecilerin sürekli senaryolaştırarak kullandığı iki zararlı ideolojik yapının ulusal değerler üzerine çöktürülmesinden kurtulma yollarını araması gerekiyor. Birincisi ulusal değerleri ötelemek için kullanılan din/inanç ideolojisi, ikincisi ulusal değerleri çürütülmesinde kullanılan sınıfsal ideoloji egemen kılma hedefidir. Diğer tali olgularsa, ulusal özünü kişisel çıkarları uğruna şunun bunun sofrasında meze olarak koymaya çalışanları da küçümsememek gerekiyor.
Kürtlerin bu sorunu her ne kadar kılıf ve biçim değiştirmiş ise de, sonuç itibarıyla bu ikilemli savaşımın büyütülerek yürüdüğünü ifade etmek mümkündür. Zira bu ideolojik hesaplarla sömürgeci güçlerin erkleriyle uzlaşanlar, dar grupsal çıkarları yerine, tüm Kürdistanî çıkarları gözetecek ulusal duygu erkinin gelişmesine önem vermeyi hedeflemelidir.
68 kuşağının sınıfsal ideolojik tortuları Kürt ulusal davasını çürütmeye devam ediyor.
Kürt gençlerini ve halkını bugün demokratik ulus ve komünalist sistem hedefine doğru sürüklemek isteyenlerin gelişmekte olan ulusal bağımsızlığın yolunu tıkamak için bu yola çıktıkları bilinmelidir. Sömürgecilerin güncel olan ve sahneye konulmuş olan bu senaryo üzerinde hala söz ve karar sahibi olduğu bir süreci yaşıyoruz. Dolayısıyla en iyimser pencereden dahi bakıldığı zaman Kürt halkının ulusal özlemlerine yönelik yenileşmenin ve özellikle de değişen dünyanın reel gerçekleriyle barışık gelişmelerden özellikle kuzey Kürdistan\'da söz etmek epey zordur.
Özeti, halk birleşik bağımsız Kürdistan hedefinden uzaklaştırılıyor, din eksenli ve sistemle organik bağlı gruplarla çatışma kültürü üzerinden Marksist eksenli egemen ulusun sistemle organik bağlı gruplarının Kürt halk dinamikleri üzerine çökmesi ve çürütmesi hedefleniyor.
Bu ideolojik senaryo ile harmanlanan kitleler sömürgeci kapitalist modernite içinde demokratik ulus ve komünalist sistem paradigmasına inandırılarak ulusal dinamikler dar milliyetçi ve gerici olduklarına inandırılarak hedef gösteriliyor. Yakın gelecekte sömürgeci sistemlere organik bağlı üst yapının yönlendirmesi ile yapay çelişkiler üzerinden ulusal dinamiklere yönelim kaçınılmaz gibi görünüyor. Sömürgeci Kapitalist modernite sistemi içinde demokratik ulus ve komünalist sistem inşasının sadece bir kocaman yalandan ibaret olduğunu sistemleri tanıyan herkesin bilmesi gerekiyor/yarar vardır. Sömürgeci kapitalist modernite sisteme dokunmadan onun içinde başka ona zıt bir sistem inşa edilemez. Bu halkın ideolojik olarak ulusal dinemiklerin ve değerlerin karşısına dikme, çıkarma operasyonudur. Dünyadaki halkların ulusal dinamikleri görmezden geliniyor, gözlerden kaçırılıyor, sadece Kürt ulusal dinamikleri aşağılanması tek hedefin gelecekte ulusal dinamikler olacağını ele veriyor.
Geçmişte Marksist ideoloji ile ulusal dinamiklerin çürütülmesi hedefinin günümüze uyarlanmış senaryo sahneye konulmuş ve oynanmaktadır. Burada halkı figüran yapmak ve kullanmak için basın, yayın ve iletişim araçları üzerinden çok büyük bir seferberlik başlatılmıştır. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.