3 Ağustos Yüreğimin ikiye Bölündüğü Gündür!

2014 yazıydı, haberler çok kötüydü, ülkemiz ve halkımız ateş altındaydı. Ve bizler yüreği ağzında gelişmeleri nefesimizi tutarak takip ediyorduk.

Esma Akbalık

03.08.2021, Sal | 13:30

3 Ağustos Yüreğimin ikiye Bölündüğü Gündür!
Makaleyi Paylaş

3 Ağustos benim oğlum Botan'ımın doğum günüdür. Böyle bir günde oğluma can vermiştim. Hayatımın en güzel anı Botan'ın annesi olmaktı.

Fakat bu güzel günüm, 3 Ağustos 2014 Ezidi Kürdlerin soykırımıyla ikiye bölündü. Bir yanım Botan'ımın Doğum günü, bir yanım ise Şengal'de can veren acı çeken kanayan yüregimdir.

Ben hergün bu duyguyu yaşıyorum.

Hergün oğluma baktıkça Şengal'de yaşananları düşünüyorum. Tarifi zor bir duygu yaşayanlar anlar beni.

3 Ağustos 2014 Ezidi Kürdlerin soykırım günüdür.

21. yüz yılın en kanlı ve barbar katliamıdır.

Sömürgeci Bölge devletleri DAİŞ çeteleri üzerinden Şengal'de binlerce insanımızı, barbarca katletti, binlercesini ise kaçırdı.

Kadınlarımızı köle pazarlarında sattılar, rehin alınan çocuklarımız, eğitilip Kürdlere karşı savaşa gönderdiler.

Şengal dağına sığınan çocuklar, yaşlılar sıcaktan, açlıktan ve susuzluktan canverdiler.

Bu Kürdlerin kaderi değil. Bu kaçıncı katliam?

Tarihimiz kanlı olaylar zinciri saymakla bitmez,

Sonrasında ise « Şengal Jenosidi » kabul edilsin, çalışmaları yapılıyor.

Mesele Jenosidler yasamamak için ne yapmaliyiz ?

Bu acıların tarifi yok, telafisi yok, kapanmayan kanayan yaralarımızın tek telefisi kendimizi koruyacak; bir devletimizin olması.

Konya'da türkler, Kürd olduklari için 7 kişilik bir aileyi katlettiler ve evlerini yaktılar. Kürdlerin düşmanları Türk, Arap ve Pers fark etmiyor, barbar, vahşi ve acıımasızlıkta yarışıyorlar.

Kürdlerin tek kurtuluşu, Kürdistan'ı kurmak, kendi bayrakları altında, kendi kimlikleriyle yaşamaktır.

Irkçılığa karşı kendimizi savunmamızın, var olmamızın tek ve en önemli silahı Milli bilinçle KÜRD olduğumuzu savunmak.

Hiç bir zulüm bizi düşmanımıza benzetemez.

Ne mutlu bize ki Türk, Arap ve Pers değiliz.

Kürdler olarak, kimsenin topraklarını işgal etmedik, kimseyi kimliklerinden dolayı katletmedik.

Kadınlarına tecavüz edip köle pazarlarında satmadık.

İnsanları öldüruüp evlerini yakmadık.

Kendi dilerini konuştukları için sokak ortasında kurşunlamadık.

İnanç ve kimliklerinden dolayı it sürüsü gibi üzerlerine yürüyüp linç etmedik.

İslam kardeşi diyip inkar etmedik.

Demokrasi adı altında partiler kapatıp zindanları doldurmadık.

Gencecik kadınlara tecavüz edip parçalayıp ormanlara atmadık. Savunmasız çocuklara yapılan cinsel taciz ve tecavuzleri savnmadık.

Şarkı söyleyen, kitap yazan, farklı düşünenlere hain bölücü demedik.

Bilimsel Eğitim ve öğrenimi lanetleyip; hırsızlığı, talanı, soygunu, tecavüzcü mafya reslerini kendimize yönetici seçmedik.

Allah için hergün insanları dar ağacında sallandırmıyoruz.

Terorist var diye dağı taşı bambalayıp, yakıp yıkmıyoruz.

Kendi ormanlarını yakıp, sonrada kim yaktı? Diyip 10-11 yaşlarındaki çocukları Kürd olduklari için sorgulamaktadırlar.

Kadına şiddet ve kadın cinayetleri sınır tanımıyor. Toplumsal cinsiyet ayrımını temsilcisi değiliz.

Faşist türk çeteleri yollarda, arabaları durdurup kimlik kontrolu yapıyor. Kürdistan şehirlerine kayıtlı yazıyorsa linç ediyorlar.

Ne mutlu bize Türk degiliz, bu insanlük suçuyla yaşayamazdık.

Ne yazık Kürd coğrafyası bu vahşi güçlerce çember altındadır.

Kürdler Kürdistan'a sığmazsa, başka yerler bize dar gelir.

Ve biz hep dışarda kalmış oluruz, yersiz, yurtsuz ve kimliksiz!

İnadına yaşamak için ,Sevgili oğlum Botan ın doğum Gününü kutluyorum, nice Botanlar doğsun Şengal'de yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum.

Şengal yeni doğan çocuklarla dolsun, zulümün olmadığı, kendi kimlikleriyle, inaçlarını özgür yaşayacakları bir gelecek diliyorum. Yüregimin yarısı Şengal bugün yaslıyım.

[email protected]

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
4346 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:29:53
x