Dün hepimiz için olağanüstü hareketli bir süreci bir çoğumuz televizyon başında yada internet üzerinden takip ettik. Öyle ki yaşanan olaylardan çok yapılan yorumlar ile manipüle edilen karanlık bir gece hayatımıza giriverdi. Her dakika aslı astarı belli olmayan o kadar çok haber yapıldı ki, ne olduğunu anlayabilmek için Türkiye \'de ki yakınlara sorduk, dostları aradık ama bir haltı anlayamadık. Bu ne ilginç bir darbe girişimi idi ne biz anladık, nede darbe yaptığını ilân edenler anladılar. Sanki öğle yemeğinde karar alınmışçasına alelacele girişilen darbe oyunu bir anda Erdoğan\'ın iktidarını en üst düzeye taşıyıverdi. Eski bir söz var hepimizin bildiği \" seni öldürmeyen şey, seni güçlendirir \" harbiden Erdoğan tekrardan seçim kazanmış gibi hatta, halk ordusunu yönetmiş muzaffer komutan misali koltuğuna oturuverdi. Kimseciklerde bu adam halkı sokaklara döktü siz gidin bende geliyorum diyerek ülkeyi bir kaosun kucağına attığını fark edemedi. Yoksa haberi varmıydı diye kuşkulanmamın en önemli durağıda bu zaten. Gidin durdurun diye talimatlar veren Erdoğan\'ın kaybı sıfır iken, kazancı ise bir anda kendisini 2023 e taşıyan hızlı tren misali bir sıçrama yarattı.
Tabiî biz Kürdistani \'ler için ise durum çok karışık. PKK bir anda saldırı başlatsın hadi kuzeyi koparalım diyenler, bir anda sosyal medyada türeyi verdi. Bu beyin yoksunu takım bir şeyi anlamadan başladılar hadi saldırın demeye. Şimdi PKK kuzeyi koparıp napacak diye hiç düşünemediler. Bir kere PKK kopmak gibi bir düşünceyi bile sindiremiyorken, nasıl pratikte uygulasın. İmralı \'nın derdine düşmüş bir hareket Neyi, nereden koparabilir ki?
Güney Kürdistan \'da devletleşmeye karşı her türlü ittifaka yatan bir hareket, neyi özgürleştirebilir ki?
Soramadılar, akıl edemediler...
Bir de farklı bir güruh daha vardı, göze çarpan, Erdoğan ölsün, darbe başarılı olsun diyen... Bunlarda denize düşen yılana sarılır misali, darbeci, asker, katil güruhuna çaresizce sarılı verdiler. Darbecilerin kucağında, özgür vatan toprağı hayaline daldılar... Ne gafil insanlarsınız yahu, senin kanını içmeye doymayan bir topluluktan medet ummaya utanmadınız. Gerçekten Erdoğan fiziki olarak ortadan kaldırılınca, kürt sorunu çözümemi ulaşacak ? Buna cidden inanan ahmakların varlığı insanı ülkeden soğutur vallahi. Hangi darbe kürde yaramış ki, bu yarasın?
Bir de farklı pratik bir durum vardı ki beni çileden çıkarttı.Kuzey ve Güney Kürdistan \' da bir çok yerde Erdoğan fotoğrafları dalgalanmaya başladı. Şimdi kimse kızmasın ama kuzeydeki hainlerin sayısal ve bedensel varlığı bilinmedik bir durum değil. Allah canlarını alsın ki, xaini bol bir milletiz. Belki de alıştık bu xainlere, lâkin güney Kürdistan \'da bu tabloları görmek, çok tehlikeli bir durum. Insanların Erdoğan sevdası, Türklerin sistematik olarak güney Kürdistan üzerinde ki çalışmalarını ortaya çıkarmaktadır. Bir çok facebook profilinde Erdoğan\'ın methini yapan foto ve yorumlar öne çıkmaktadır. Bu güney Kürdistan Hükümetinin Asayiş olarak üzerinde durması gereken bir durumdur. Evet diplomasi adına Başkan veya Başbakan, Erdoğan ve Türkiye ile ilişkilenmektedir ama çizgisel olarak yönelimlerimiz farklıdır. Amaçlarımız ortak değildir. Ticari ve komşu ülke ilişkileri ortak amacımız olduğu anlamına gelmez. Bu Kürt halkına kavratılmalıdır. Yoksa güneydeki en büyük tehdit İŞİD değil, onun babası olan Türkiye \'dir. Türk seviciliği hastalığı güney Kürdistan için hayati bir sorundur.
Katledilen kürdü unutan balık akıllı bir halk olmamalıyız. Özellikle genç nesil Türkiye \'yi antalya, istanbul ile ele almamalıdır. Bu psikolojik ve istihbari saldırıya karşı güney Kürdistan yönetimi, çok güçlü tedbirler geliştirmelidir. Kuzey Kıbrıs gibi her yönden bağlanmak istenen bir Kürdistan yaratılmamalıdır. Halkın bu noktada ki şuursuz kişileri tanıması ve teşhir etmesi gerekir iken tam tersi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Erdoğan yarın kalp krizinden de ölebilir. Yada biri çıkıp kafasınada sıkabilir, kürt halkının kaderi buna bağlı değildir. Bizler bir zihniyet ile savaşıyoruz. Ve verdiğimiz mücadele de en büyük hatamız ortak bir amacımızın olmamasıdır. Ortak bir vicdan, ortak bir akıldan yoksun olmamız bizleri parçalamakta ve yok edilecek kadar zayıflatmaktadır. Bir partinin tabanı İran sevicisi, başka bir partinin ki Türk sevicisi, diğeri Arap sevicisi...
Velhasıl bir türlü birbirimizi sevemedik, bir türlü bütün bir halk olamadık...
Hep yancı, hep yancı....
Bundan kaynaklı da ne yazık ki,
Paso kendi kalemize gol atıyoruz....
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.