Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur

15-17 Eylül 2013 tarihlerinde, Hewler’de toplanması beklenen Kürdistan Ulusal Kongresi Kürd/Kürdistan tarihinde çok önemli bir aşamadır.

İsmail Beşikci

20.12.2013, Cum | 21:39

Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur
Makaleyi Paylaş
15-17 Eylül 2013 tarihlerinde, Hewler’de toplanması beklenen Kürdistan Ulusal Kongresi Kürd/Kürdistan tarihinde çok önemli bir aşamadır.\

Kürdistan Ulusak Kongresi, hangi tarihsel geçmiş dikkate alınarak düzenlenmektedir? Hangi tarihsel geçmiş böyle bir kongrenin düzenlenmesini gerekli kılmaktadır?\

\

Bu şüphesiz Kürdlerin ve Kürdistan’ın 1920’lerde, Milletler Cemiyeti döneminde, Kürdlerin ve Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılmasıdır. Böyle bir sorunu gündemine almayan, Kürdlerin, Kürdistan’ın statüsünü görüşmeyen, tartışmayan Kürdistan Ulusal Kongresi anlamlı değildir. Bu durumu sorun yapmayan bir kongre toplamak anlamsız bir çabadır.\

\

Kürdlerin, Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması, paylaşılması, dönemin emperyal devletleri Büyük Britanya’nın ve Fransa’ın, 1920’lerde, Yakındoğu’da gerçekleştirdikleri en derin, en kalıcı operasyondur. Sınırlar, emperyal devletlerin isteklerine, ihtiyaçlarına göre çizilmiştir. Emperyal devletler, bu politikalarını, şüphesiz, bölgedeki, Türk, Arap ve yönetimleriyle işbirliği yaparak gerçekleştirmişlerdir. Bu sorunu önemsiz görmek, “sınırlarla sorunumuz yoktur” demek, emperyal devletlerin bu operasyonlarına razı olmak demektir.\

\

Bu çok önemli konuda, bir anlaşma, ortak görüş sağlanmayabilir, ama Kürdlerin, Kürd siyasal hareketlerinin bu konuyu gündeme getirmeleri, konuşmaları tartışmaları gelecek için önemli bir işaret olacaktır.\

\

Kürdlerin ve Kürdistan’ın 1920’lerdeki, bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması bize şunu anlatmaktadır. Bir ülke, bir ulus, tarihin belirli bir aşamasında, bölünmenin, parçalanmanın ve paylaşılmanın hedefi olmuşsa, bu ülke, bu ulus bir daha derlenip toparlanamamaktadır. Bilakis zaman içinde bölünme ve parçalanma, ufalanma, derinleşmekte, yaygınlaşmaktadır.\

\

Bu, Kürdlerin, Kürdistan’ın üçüncü bölünmesidir. İlk bölünmenin, 16. Yüzyılın ilk çeyreğinde, İran İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu arasında gerçekleştiği biliniyor. İkinci bölünme ise, İran kesiminin, 19. Yüzyılın ilk çeyreğinde, Rus-İran savaşları sonunda bölünmesidir.\

\

Bir ulus, bir ülke, durmadan bölünmenin, parçalanmanın, paylaşılmanın hedefi oluyorsa, o ulusta büyük bir zaaf var demektir. Hasım güçler bu zaaftan yararlanarak, kendi çıkarları doğrultusunda o ulusu bölüyor, parçalıyor, paylaşıyor demektir. Bunun bilincine varmak, o zaafla başetmenin yolunu yordamını aramak elbette önemlidir. Kongrede bu sorunun gündeme getirilmesi de önemli olacaktır. Bunun bilincine varmamak, ayrıca bu konunun önemli bir konu olmadığını söylemek ayrıca bir zaaftır.\

\

1920’lerde, Milletler Cemiyeti döneminde, Kürdlere, Kürdistan’a bir statü vermeyen statükonun, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da sürdürüldüğü açık bir gerçektir. Halbuki, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Birleşmiş Milletler döneminde, dünyanın her tarafında, siyasal bakımlardan çok büyük değişiklikler oldu. Ama, Kürdistan’da hiçbir şey değişmedi. Bu anti-Kürd politikalardan, operasyonlardan dolayı, başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, Batı, yoğun bir şekilde eleştirilmelidir. Sadece devletler-hükümetler değil, üniversite, basın-yayın kurumları, uluslararası kurumlar da eleştirilmelidir.\

Sovyetler Birliği de Kürdlere benzer politikalar uygulamıştır. Rusya’nın durumunu da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.\

\

İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi devletler, demokrasiyi savunmaktadırlar, kendi içlerinde demokratik toplumlar kurmuşlardır. Ama bu devletlerin, kendileri dışındaki devletlerle, toplumlarla, özellikle devleti olmayan milletlerle, örneğin Kürdlerle ilişkileri her zaman sorunlu olmuştur, anti-demokratik olmuştur. Kürdlerin Yakındoğu’da Ortadoğu’da, hak, hukuk, özgürlük istemleri, onurlu bir\

\

yaşam için ayağa kalkmaları, Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi devletler tarafından her zaman çok büyük tepkilerle karşılaşmıştır. Bu devletler, Kürdlerin hak, hukuk, özgürlük istemlerine karşı her zaman yalana inkara dayalı politikalar geliştirmişlerdir. Yalan-inkar ise her zaman şiddeti gerekli kılmıştır. Yalan-inkar ancak şiddet kullanılarak gizlenebilmiştir. Bu devletler, Kürdlerin taleplerini, baskılamak, geriletmek için devlet terörünü tırmandırmışlar, soykırıma varan operasyonlar gerçekleştirmişlerdir. Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi devletlerin bu operasyonları, İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi devletler tarafından yoğun olarak desteklenmiştir. Kendi içinde demokratik olan devletlerin, örneğin Kürdlere karşı anti-demokratik tutumları, bugünkü uluslararası nizamın, Birleşmiş Milletler nizamının çok önemli bir ilişki biçimidir. Adı Birleşmiş Milletlerdir, ama her zaman, devletlerin çıkarlarını savunmaktadır. Bu devlerin Kürdlere karşı anti-Kürd bir cephe oluşturduklar ise açıktır.\

\

Örneğin, ABD, 19, yüzyılda, yirminci yüzyılın ortalarında, 1960’larda… Kızılderililere ve Afrika kökenlilere uyguladığı politikalardan dolayı, kendi içinde de demokrat değildi. Bu politikalardan, uygulamalardan nasıl kurtulduğu incelenmesi gereken ayrı bir süreçtir.\

\

Bugün, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Demokratik Toplum Kongresi, (DTK) Kürd sorununu çözümüne ilişkin bir öneri gündeme getirdiği zaman, “bu önerinin devlete hiçbir zararı yoktur” açıklaması yapıyor. Böyle bir açıklama yapmadan bir öneri sunamıyor. Halbuki, Kürdlerin, Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması Kürd toplumuna, Kürdistan’a çok büyük zararlar vermiştir. Kürdler, dikenli tellerle, mayın tarlalarıyla, iz tarlalarıyla, casus uçaklarıyla bölünmüş, parçalanmış, Kürdlerin birbirlerinden tecridi için, tecridin derinleştirilmesi, kalıcılaştırılması için her önlem alınmıştır. Bu, bir insanın iskeletinin parçalanması gibi, beyninin dağılması gibi bir etki yaratmıştır. Ama, böylesine yıkıcı etki de, BDP tarafından, DTK tarafından gündeme getirilmemektedir.\

\

Qendil’deki PKK yöneticiler de durmadan, “biz bölücü değiliz…” deyip durmaktadırlar. PKK yöneticileri, esas bölünenin, parçalananın, paylaşılanın, Kürdler ve Kürdistan olduğunun bilincine ne zaman ulaşacaklardır, acaba? ‘KCK Başkanı Cemil Bayık’ın, Mithat Sancar’a verdiği röportaj, Milliyet, 13 .8.2013)\

\

Böylesine uzun süren, kararlı, fedakar, bir mücadele, bunca yıl, neden, Kürdler, Kürdistan konusunda sağlıklı bir bilinç oluşturamamıştır? Neden hala yaranmacı politikalardan medet umulmaktadır? Bu çerçevede, Weşannen Ray Kolektivizmi adına, Vahdet Ateş, Azad Fisli, Hacı İsmail Aslan ve M.Emin Aslan’ın ortaklaşa kaleme aldıkları yazı dikkati çekmektedir. “Kürd Ulusal Kongresi, Lozan Antlaşması’nı, Kürdlere onaylatma kongresidir” başlıklı yazı (www.gelewej.net 26.8.2013)\

\

Kürdistan Ulusal Kongresi böyle bir bilinçle toplanmış olmalıdır. Ortak kararlar alınamasa bile, bu konunun gündeme getirilmesi, konuşulması, tartışılması önemlidir.\

\

Önemli bir konu bütün Kürd gruplarının, kongrede temsil edilmesidir. PKK’nin, PKK’den Ayrılanların kongreye katılmasına engel olması, örneğin, Partiya Waletparazen Demokraten Kurdistan”ın kongreye katılmasına engel olması sağlıklı bir tutum değildir. Davada emeği olan bütün Kürdlerin, Kürd gruplarının bir araya gelmeleri, birbirlerini dinlemeleri, anlamaları önemli olmalıdır.\

\

Kürdistan Ulusal Kongresi’nin hazırlıkları sırasında, Partiya Welatparazen Demokraten Kurdistan yöneticilerine bir suikast hazırlığı da suçüstü yakalanmıştır. Partiya Welatparazen Demokraten Kurdistan yöneticileri, bu konuda, Qendil’deki PKK yöneticilerini suçlamaktadır. Bu noktada Dursun Ali Küçük’ün uyarısı kulakardı edilemez. Dursun Ali Küçük, Paris’de, Sakine Cansız, Rojbin ve Leyla’yı, içeriye sızdırılan bir MİT görevlisin katlettiğini hatırlatmaktadır. “Eğer bizi vurursanız, devlet sizi de vurur” demektedir. Bu suikastın, sonuçta, bir devlet operasyonu oluğuna işaret etmektedir. \

Kürdistan Ulusal Kongresi toplama hazırlıklarının devam ettiği bugünlerde, “faili meçhul” cinayetlerle anılan devlet ile barışmanın sağlanması için yoğun bir çaba gösterildiği bugünlerde, Kürd gruplar arasında barışmanın gündeme getirilmemesi, bilakis suikastler tasarlanması şaşırtıcı bir durumdur. Bu suikastler kime hizmet eder? Halbuki bu ortamda, Kürd gruplar arasında barışmanın gerçekleşmesi çok önemlidir. Kürdler arasında barış kuramayanların, bu sürecin bilincinde olmayanların, Kürdler dışındaki sol gruplarla birlik oluşturma gayretinden olumlu bir sonuç çıkmaz. Kendin olmak önemlidir. Kendin olamıyorsan ‘Türkiyelileşme’ nin bir yararı da olmaz.\

\

Rojava’da Durum\

\

Temmuz 2013 ortalarında, Rojava’da, Demokratik Birlik Partisi (PYD) ye bağlı Halk Savunma Güçleri’nin, (YPG)) el Nusra ile çatışması sonunda, Serekani’yi ele geçirdi. Bundan sonra, “Rojava’da özerk yönetim” gibi konular tartışılmaya başladı. Bunun üzerine Türkiye’de, devlet ve hükümet yetkilileri, hemen, arka arkaya açıklamalar yaptılar. “Suriye sınırında oldu bittilere izin vermeyiz”, “huzurun bozulmasına izin vermeyiz”\

\

Bu süreç Suriye’de yaşanıyor. Buna rağmen, neden, Türk devlet ve hükümet yetkilileri, sürece böyle sert tepkiler gösteriyor? İşte bu, Kürdlerin, Kürdistan’ın, bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması ile ilgili temel bir sorundur. Bölünme, parçalanma ve paylaşılma, sorunu iç sorun haline getirmiştir. Örneğin, Türkiye, Kürdistan’ın neresinde bir sorun çıkarsa, onunla baş etmenin gereğini duymaktadır. Hak-hukuk, özgürlük istemleri nerede nerede meydana gelirse gelsin, onu bastırmanın yolunu aramaktadır. İlgili devletlerle Kürdlere karşı hemen bir cephe oluşturmaktadır.\

\

Bugün, Türkiye’de “barış süreci” diye adlandırılan bir süreç yaşanmaktadır. Ağustos 2013 ortalarında, BDP heyeti, Abdullah Öcalan’la bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Abdullah Öcalan, devletle görüşmelerinin sürdüğünü söylemiştir. Görüşmelerin, Abdullah Öcalan’la, MİT Müsteşarı Hakan Fidan veya MİT heyeti arasında geçtiği bilinmektedir. Bu açıklamadan hemen sonra, Başbakan, “anadilde eğitim olmayacaktır”,”Hükümetin gündeminde böyle bir sorun yoktur” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Bu açıklamalar, görüşmelerin çok sağlıksız bir şekilde geçtiğini göstermektedir. Devlet için, hükümet için önemli olan, gerillaların sınır dışına çıkmasıdır, bunun dışında da konuşulacak, görüşülecek bir sorun yoktur.\

\

Rojava’daki durumun irdelenmesi de önemlidir. Gerilla, sınır dışına çekilmekte ama devletin PKK ile savaşı Rojava’da devam etmektedir. Bugün, devlet, el Nusra’yı çok yoğun bir şekilde desteklemektedir. Bu desteğin, Rojava’da Kürdlere karşı savaşması için verildiği açıktır. El Kaide’ye bağlı el Nusra, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) saflarında yer almaktadır. ÖSO ise, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar tarafından silahlandırılan bir gruptur. Böyle bir ortamda, Türkiye’deki barış sürecinin sağlıklı yürümesi mümkün değildir.\

\

Bugün Rojava’da, PYD ile, Türkiye’nin de desteklediği el Nusra arsında büyük bir savaş sürmektedir. El Nusra, Kürdlerin kendi ülkelerinde siyasal bakımdan kurumlaşmalarına engel olma gayreti içindedir. PYD’den çok Kürd sivillere karşı bir savaş yürütmektedir. Kürd sivillerin, ailelerin büyük bir baskı altında olduğu besbellidir. Onbinlerce Kürd, Rojava’dan kaçarak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne sığınmaya çalışmaktadır. Bütün bunlar, Kürdlerin sağlıklı bir dayanışma içinde olmaları gerektiğini ortaya koymaktadır.\

\

Kürdlerin, ülkelerini, kendi bölgelerini terketmemeleri, mümkün olduğu kadar, orada kalmaya çalışmaları da önemlidir.ülkenin en iyi korunması, her türlü zorluğa, mağduriyete rağmen, orada kalmakla gerçekleşir. Bunu söylemek kolaydır. Baskı,zor, zulum mağduriyet karşısında gerçekleştirmek ise, zordur.\

\

Bir süre önce, PYD, Rojava’nın, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne açılan sınır kapısı Simelka hakkında çok yoğun bir propaganda yürütüyordu. Kürdistan başkanı Mesut Barzani’nin, Rojava’daki mağduriyete rağmen, Simelke kapısının, Kürdlere kapatıldığı dile getiriliyordu. Bu propagandanın gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Bedel Boseli’nin, “Rojava Gerçeği be Barzani” yazısı bu bakımdan aydınlatıcıdır. ( www.kurdistan-post.eu 22.8.2013)\

\

Mutlu Çiviroğlu’nun, “Rojava’daki Kitlesel Göç ve Nedenleri” (www.kurdistan.post.eu, 26.8.2013 yazısı da önemlidir. Yazıda, göçün önemli bir nedeninin de Simelka kapısının gerektiği gibi açık tutulmaması olduğu vurgulanmaktadır.\

\

Aslında, sınır kapısının her iki tarafa da açık olması gerekir. PYD, Rojava için yardıma gelen, mücadeleye katılmak isteyen Kürd yurtseverlerine de karşı olmamalıdır. Bu konuda, Aktuel Gelişmeler, başlıklı yazıya da bakılabilir. Bu yazıda, Kürdistan’da, Türkiye’de, cereyan eden bazı olaylar, örneğin Ergenekon davası karaları irdelenmeye çalışılmıştır. (www.kurdistan-post.eu ve diğerleri… 11.8.2013, Aynı sitede yayımlanan Hüseyin Turhallı’nın yazılarına bakmak da önemlidir.)\

\

Serekani’de YPG ile el Nusra arasında çatışmalar gündeme geldiği zaman, PYD’nin katliamlar konusunda çok yoğun bir yayının propagandası olmuştu. Bunun üzerine, Kürdistan Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi’ Mesut Barzani’nin önerisi üzerine, olaylar hakkında rapor hazırlaması için Rojava’ya bir heyet gönderdi. PYD’nin hayetin Rojava’ya geçişine izin vermediği, sonunda heyetin Rojava’ya geçip incelemesini yaptığı, raporunun hazırladığı, Kürdistan Ulasal Kongresi Hazırlık Komitesi’nin raporu onayladığı da duyurulmuştu. Raportörlerin çalışmaları ve raporun içeriği ile ilgili olarak bk. (www.rizgarionline, rojava raporu onaylandı, 2.9. 2013) Raporun içeriği PYD’nin katliamlarla ilgili olarak geliştirdiği propagandayı doğrulamıyor.\

\

ANF’nin, Mustafa Seyfullah Kılıç’la yaptığı röportaja da işaret etmek gerekir. “Çeteler Türkiye adına vekaleten savaş yürütüyor” www.rizgarionline 28.8.2013 Bu röportajda Mustafa Seyfullah Kılıç, Irak-Şam İslam Devleti mensuplarının daha çok Çeçenlerden oluştuğunu, örgütün Türkiye tarafından kurulduğunu, finanse edildiğini vurgulamaktadır. Örgütün liderlerinin evlerinin İstanbul’da olduğunu, İstanbul’da, Beylikdüzü’nde, Türk subaylar ve Suriyeli subaylar tarafından eğitim verildiğini belirtmektedir. SADAT isimli ordunu AKP tarafından kurulduğunu söylemektedir. Bütün bu süreç AKP’nin “değerlere dayalı dış politika” söylemini kökden çürütmektedir.\

\

Ruslar, Suriye ile ilgili olarak, Ekim 2013 de toplanması beklenen Cenevre Konferansı’na Kürdlerin de katılması için çaba harcamaktadır. Bunun Rojava için olumlu bir gelişme olacağı şüphesizdir.\

\

Kürd/Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur.\

\

Temmuz 2013 de, Diyarbakır’da, “Komeleya Tevgera Ciwanen Kurdistane” (Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği)kuruldu. Derneğe, “Komeleya Tevgera Ciwanen Kurdistane” tabelası asıldı.\

\

Fakat valilik, dernek yöneticilerinden, bu tabelanın indirilmesini “Kürdistan” sözcüğünün kullanılamayacağını, bu şekilde derneğe izin verilemeyeceğini bildirdi. “Kürdistan” sözcüğünü kullanmazsanız izin verilebilir dedi.\

\

Kürdistan kolektif bir özel isimdir. Kürdlerle, üzerinde yaşadıkları toprak parçası arasında oluşan duyguları, bağlılıkları ortak yaşam alanını dile getirir. Etnik terimi, bir anlamda da, aynı asli anavatandan olmak gibi bir anlam taşır. 2000 yılı aşkın bir zamandır, Kürdler, Kürdistan adını taşıyan tarihsel kayıtlar vardır. Bu, Kürdleri diğer halklardan ayıran kolektif bir addır.\

\

Kürdler tarihin bilinen çağlarından beri, binlerce yıldır, bu topraklarda, yani Kuzey Mezopotamya’da, Zağroslar’da, Van Gölü çevresinde yaşamışlardır. Bu topraklara bağlılıkları çok daha fazladır. Bu bağlılık Kürd etnisitesini, Kürd milli duyguların oluşturan önemli bir yöndür. Halbuki, örneğin, Türklerin bu topraklara göçleri onbirinci yüzyıla, sadece bin yıl öncesine rastlamaktadır. Öte yandan, Kürdlerin, Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması, paylaşılması, Kürdleri birbirlerinden koparamamıştır. Kürd/Kürdistan, bütün Kürdleri çağrıştıran kolektif bir addır.\

\

Valiliğin bu açıklamalarına karşın, dernek yöneticileri Kürdistan ismini kullanmakta ısrarlı oldukları bu ismi kullanmanın meşru olduğunun vurgulamaları dikkat çekmektedir. Dernek Başkanı Serhed Merdini, “Bizler Kürdüz, Kürdistanlıyız” (www.kurdistan-post.eu 22.8.2013) “Neden kendi ismimizle dernek açmayalım?” (www.kurdistan-post.eu 25.8.2013) şeklinde açıklamalar yapmaktadır. Tabelada, Kürdistan isminin kaldırılmasını isteyen bütün baskılara rağmen, “Biz Kürdistan adını değiştirmeyeceğiz, siz yasalarınızı değiştirin” (www.rizgari online,, diğerleri 30 8. 2013 )demektedir.\

\

Bu, Kürd/Kürdistan sorununun algılanmasını, bilince ulaştırılmasını sağlayacak, ilerletecek çok önemli bir tutumdur. Kürd/Kürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudur. Toplumsal, siyasal bir harekette, büyük kitlelerin hareket halinde olması elbette önemlidir, ama, sağlıklı bir duruş yoksa, büyük kitlelerin hareket halinde olması da bir şey ifade etmeyebilir.\

\

*Bu yazı 7 Eylül 2013 de, İsmail Beşikci Vakfı’nda yapılan konuşmadır. Yazının bir bölümü le Monde Diplomatique Kurdi’de de (hejmar 45, Tebax 2013) yayımlanmıştır.\

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

11816 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:40:17

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Son Gelişmeler Üzerine Türkiye’de Üniversite İbrahim Kaypakkaya Anması Değinmeler 3 Kürdistan'a Sor Malazgirt ve Kürtler Kurdiana Düğümü Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IV Köklere Yolculuk Toprak Temelli Milliyetçilik Kürdlerin Geleceği Konusunda Birkaç Söz Antik Kürdistan Din Ve Bilim Karakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki Kitap Uludere (x) Newroz 2024 Akre Üç Kitap Hazro Beyleri Simurglar Mehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği Mücadelesi Şeyh Said Direnişi İle İlgili İki Kitap Diyarbakır Kitap Fuarı 2023 Ermeni ve Rum Mallarının Türkleştirilmesi Ehmedê Xanî’nin Hatırası Üzerine Abdurrahman Önen-Erdnîgarîya Kurdistanê Kürtler ve Güller Cilt 3 ‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ … 'Yaşamın Kıyısında' Behdinan, Barzan, Milli Lider Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II) Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler Yüzüncü Yılında Lozan Antlaşması Son Kız ‘Deniz’in Ütopyası’ Üzerine Rudaw TV Stockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine Düşünceler Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan II Lozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora Kürdleri Mele Mıstefa Barzani Ulusal Müzesi Rovîyê Xasûk Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi III Kendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’ Peywend Yayınları Duhok Üniversitesi’nin 30. Yılı Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne II Kürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne Kürd Aydınları II Bedirhan Epözdemir’in Anıları Seyidlik-Şeriflik Kürdizade Ahmed Ramiz Medreseler-Üniversiteler Medya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve Kürdler Mülteci Yaşamlar Öncü Bir Kürt Aydını 59 Yıl Sonra Şemdinli Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu III Ortadoğu Bir Ailenin Son 200 Yıllık Tarihi Tarih Okumaları, Kürdlerin Hikayesi Hewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde Konferans Theodor Herzl Bize Ne Anlatıyor? Aforizmalar Son Yolcu Irkçılık Hakkında … Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın Anıları Adil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü? Kürd Aydınları İlim-Bilim Kürdçe Derslerinin Önemi Yaş 83…* Mezopotamya Uygarlığında Hakkari Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - II Bediüzzaman’ın Hançeri Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu* Destar Kitap-Kafe Kürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana Kaynakları Bingöl-Van Gezi İzlenimleri Göbekli Tepe Hakkında… Güvenlik Munzur Çem’in Anıları Derve Cendere II Saatin İçindeki Sır Mehmet Öncü Kitapları Zarema, Yahudi Devleti Juli’nin Sesi ‘Ateşte Doğanlar’ Kadri Hoca… Kürt Hâkim Alevilik Üzerine II ‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı Üzerine Uygur Türkleri Başkanlık Seçimleri, ABD Üniversite Raporu OFra Bengio’nun Kürd Liderlere Eleştirisi Dr. Said Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu… Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği Ama Onlar Kardeştiler… Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’ İSkan Tolun II Kürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II ‘Doğumun Ölümü’ Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî) Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine… Ermeniler, Kürdler, Azeriler Devrimci Doğu Kültür Ocakları Eylül 2020 Kürdler-Kürdistan Bir AİHM Başkanı Halepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırı Devran İskan Tolun Woodrow Wilson Harf Devrimi’nin Kürdler İçin Anlamı Mehmet Elbistan Kürtler, Şehir Şehirlileşme ‘Kürt Çalışmaları…’ Zini Gediği Katliamı Kürd Tarihini Kürdlerin Yazması… ‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II ’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ Değinmeler-2 Irkçılık Üzerine Seyid Ahmed Cebari Şengal, Afrin Mustafa Selîmî Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu Orhan Kotan’ın Şiiri Leylan - II Kürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı? Leylan Xwebûn Orta Karadeniz’de Etnisite İlişkileri Alevilik Üzerine… Güvenli Bölge Duvarımızı Yapamadık… Doktor Said Alevilik ve Tarihi Bitlis ve Ahalisi 1916 Kürd Tehciri Bir Diplomatın Anıları Xızır Nasıl Ali Oldu? Kürd Tarihi Üzerine Gözlemler Adıyla Çağırmak Kürdistan’ın Güneyinde Soykırım Kürdlerin Tarihi Milliyetçilik Üzerine Hong Kong, Kürdistan ‘Kürtlerle Türkler’ Ortadoğu’da Devletlerin Kurulması Abdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. Yıldönümü Üniversitenin Bilim Anlayışında Temel Sorunlar Cumhuriyet, 19 Mayıs 2019 'Özgürlük İçin Sanat' Helsinki’de Sosyal Forum Teknoloji, Bilim, Eğitim Milletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/Kürdistan Hewler - Duhok - Zaho Bir Tartışma Üzerine… Dönemin Romanları Eleştirilerin İzinde Rêya Heqîyê (Alevilik) ABD Ziyareti - IV ABD Ziyareti - III ABD Ziyareti - II ABD Ziyareti - I Berlin’de Dersim 37-38 Paneli Başur’da Siyaset Duhok-Hewlêr Gezisi Kürdçe Yasaklarının İşlevi ‘Aleviliğin Doğuşu’ II ‘Kimliksiz Çığlıklar’ Türkiye’de Adalet Arayışları 'Aleviliğin Doğuşu' Kürdlere Soykırım… Moskova’da Kürd Konferansı Cevat Geray’a Sevgi… Bilim Ahlakı Mahallenin Arkadaşları Selahattin Demirtaş’ın Şarkısı Canip Yıldırım Kütüphanesi Devşirmeler ve Devletsizler Dağ Kavmi - II Adaylar… Dağ Kavmi -I Geleceğini Belirleme Hakkı ve Kürdler Farhad Daftary, Şiilik Alevilik Şiizm ‘Türklük Sözleşmesi’ Timure Halil Hakkında … Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk… Celal Talabani... Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık... Güvenlik... Domino Etkisi Referandum-Bağımsızlık Tartışmaları Danimarka Seyahati Sekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımı İnsanlık Araştırmaları Merkezi Fahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine… Bir Kürd... İki Kürd... Üç Kürd Yezda... Ermeniler, Kürdler… Yeni Bir KDP Kurma Çalışmaları Hasta Adam Avustralya Gezisi Hayatımdan Kesitler Birey Toplum İlişkileri Peşmergelik Yüce Bir Değerdir Kaderine Küsmek Kürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun… Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor Said Suriyeli Mülteciler Parlamento Milli Düşünce Sempozyumu Desmond Fernandes Kürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!... Kürtler Ne İstiyor? Eşkiya 28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak... Devlet, İslam, Kürdler ve Darbe Pencinarîler II Pencinarîler I Azim... 'Afrika Edebiyatı' Üzerine… Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, Ezdan Zağros’un Ötesine… Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı 'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Söz İttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi… Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon Planları Yakındoğu’nun İmhası ve Pontus Sorunu Keşiş’in Torunları Dersimli Ermeniler Anlıyorum Ama Konuşamıyorum 1128 Akademisyen Yaşar Kaya Alevilik... Elveda Güzel Vatanım Alevilerin Kitabı Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan III Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan II Uluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I) Komkurd-An Nelson Mandela - Aziz Sancar Barış, Yüzleşme, Müzakere İBV Hewler Temsilciliği 558. Oturma Şengal’i Ziyaret Şengal TBMM Kürdlerde/Kürdistan’da Ana Sorun Özyönetim Üzerine... Norveç Seyahati Alaine Tuoraine’e Eleştiri Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim Zaafları Güneşin Krallığı Keyakisar Barzani bir dönem daha görevde kalmalıdır Temel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması... Üniversitenin Ana Sorunu Mardin: Hüzünlü Kent Alevilik-Müslümanlık Osmanlılar ve Acemler Arasında Kürdler İslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son buldu Kürd Kültürü Neden Yağmalanıyor? Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê' İki Olay Üzerine Düşünceler Barış ve Çözüm Süreci - III Eleştiriler Ev Jin û Mêrê bi Maskê Barış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler... Barış ve Çözüm Süreci… Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. Friç Soykırımlar ve Devletsiz Halklar IŞİD’in Zuhuru Şeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in Katili Ulusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/Kürdistan Bitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de Yaşam Uluslararası Bitlis Sempozyumu Barzaniler Değinmeler İfade Özgürlüğü ve ABD Türk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası Nizam Kürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin Rolü Mustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruz Düşün Hayatında ve Edebiyatta Kurumlaşmalar Yakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel Özelliği Roboski – Goyiler Türk-İslam Sentezi ve Kürd Sorunu Barış
x