Müslüman dünyasında ne kadar problemli ve ruh sağlığı bozuk yaratık varsa, Allah\'ın dostu olduğunu söylüyor ve milyonlarca Müslüman bu kıymetsiz duruma alkış çalıyor. Oysaki özgün İslam’ın ilk çıkışı; tevhid, adalet, estetik, ahiret, sevgi, ve öğüt dinidir. Sevgili Muhammed’in ölümünden hemen sonra; bu din ensesi kalın, karınları şişik, mele ve mutref sınıfın kontrolüne geçiyor.
Bana göre, dünyada hiç bir ideoloji ve hiç bir din siyasal İslam kadar, basit ve bir o kadar ilkel ve vahşi bir yönetim biçimine ve onun kadar mutlak bir otorite gücüne erişmemiştir. Örnek: “ İran İslam Devleti” bu anlamda İslam ilimlerinde uzmanlaşmış yüzbinlerce ayetullah yetiştirdi. Bu yüzbinlerce ayetullah, ayet ve hadis işini en mükemmel biçimde icra ettiği halde; ne İran toplumuna nede İslam dünyasına zere miskal kadar adalet, huzur, demokrasi, refah ve marifet kültürünü veremedi.
Muaviye, Sıfın’da İmam Ali\'ye ve Yezid\'in Kerbela\'da Ehlibeyte yaptığın zülum İran devletinin, Kürt davasına ve yalınayaklı Kürdistan milletine kendi öz topraklarında uyguladığı zülum, inkar ve katliyam politikaları karşısında bir hardal tanesi kadar hafif kalır. Mahabat\'ta dindar Kürt milletini vahşice katl edenler, Kerbela katillerinin torunları değil, Kerbela\'nın torunları olduğunu söyleyen Ayetullah rejimiydi.
İkincisi, İslam dünyasında yüzbinlerce ehlisünet alimi hafsalamızın kaldıramayacağı düzeyde, ayet ve hadis eğitimi görmüş; fakat onlarda İslam toplumlarına kan, korku, cehalet ve fakirlikten başka hiç bir şey armağan etmemiştir. İşte bu iki fırka, yeryüzünde Allah adına soytarılık yapıyor ve darmadağınık dünyevi gaileler uğruna akıl almaz katliyamlar gerçekleştiriyor. Bunların her biri ayrı ayrı menzillerde, tuğyana dost ve Rahman’a düşmanlık yapıyor. Rahman adına, Kürdistan’ın şehir ve kasabalarını delik deşik ediyor, İslam kardeşliği adına oryantalist tohumlar ekiyor ve ektiği bu oryantalist tohumları, kan ve yalanla suluyor.
Yukarıda bahs konusu etttiğimiz hakikaten habersiz, ehlisünnet ve şia bağlıları şöyle itiraz edebilir: Gerçek İslam bu değildir\",\"bunların İslamla alakası yoktur\", \"Gerçek İslam\'ı bunlar temsil etmiyor\" gibi uyduruk ifadeler ayrıca sınır bozucudur! Pekiala, gerçek İslam\'ı kim temsil ediyor? yoksa sen mi gerçek İslam\'ı temsil ediyorsun(!) Dolayısıyla, Müslüman devlet ve Müslüman milletlerin insanlık ailesine cehalet, açlık ve şirk kültüründen başka verebilecegi hiç bir şeyi kalmamıştır.
İkinci Fasıl!
Türk devleti emperyalist ruhludur. Bu emperyalist ruhlu devletin dünkü antagonizmasını Atatürk, bugünkü antagonizmasını Erdoğan temsil ediyor. Tayip Erdoğan ve Sarayını etrafındaki yeşil cübbeli belamlar ve gecekondulu görgüsüz İslamcı enteller koruyor. Bu yeşil cübbeli belamlar ve görgüsüz İslamcı enteller, Kürt şehir ve kasabalarını yakıp yıkmanın büyük bir cihat olduğunu söylüyor. Bu anlamda, Hun ve Cengiz\'in silahı değişmiş, elbisesi değişmiş, yiyeceği değişmiş, ancak vahşi ve göçebe karekteri ve özelliği hiç değişmemiş.
YPG\'li Kürt savaşçılar, batı Kürdistan cephesinde Kürtler adına yüz yılın en büyük başarısını kazanmıştır. Ancak, işgalçi Türk devletinin cumhurbaşkanı ve şürekası buna tahammül etmemiş, IŞİD ve Nusra teröristleriyle birlikte YPG’ye karşı ortak hareket etmiştir. Kuzey Kürdistan’da ise, Kürt gençlerin hendek kazmalarını bahane ederek Varto, Silvan, Lice, Nusaybin, Sur, Cizre ve Gever şehirlerini delik deşik ediyor, binlerce savunmasız sivili katl ediyor, siyasetçilerini ve gazetecilerini tutukluyor ve bir milyondan fazla kürt’ü göçe zorlayarak, Kürdistan sömürge tarihinin en kanlı dönemine damgasını vuruyor.
Kürdistan’ın, şehir ve kasabalarında bu katliamlar devam ederken; bir grup köle ruhlu Kürt, Türk devletinin bu korkunç vahşetine karşı milli mücadele ruhuyla, ülkelerini ve halkını savunması gerekirken, tamda aksine onlarda Hendek polemikleriyle Türk devletine cesaret veriyor. Daha öncede söylediğim gibi, şehir içi savaş ve hendek meselesi ayrı bir tartışma konusudur. Mamafih Kürdistan\'ı harabeye çeviren, ne bir Kürt siyasetçisi ve nede hiç bir Kürt savaşçısıdır. Şeyh Said Hendek mi kazdı? Seyit Rıza Hendek mi kazdı? Cibranlı xalit hendek mi kazdı? Qazi muhammed hendek mi kazdı?
Üçüncü Fasıl
İşgalçi devletler bilginizden, kaleminizden, kararlı mücadelenizden ve cesaretinizden korkmuyorsa, burda durup düşünmelisiniz! Bu anlamda Kuzey Kürdistan\'da en az beş Kürt partisi var ve hiç biri Türk devletine zere miskal kadar darbe vurmuyor ve bağımsızlık istiyor(!) Evet, bağımsızlık yanlısı olman doğrudur; ama bağımsızlık için hiç bir şey yapmıyorsun! Lakin, imkanı ve gücü dahilinde yapmaya çalışan kardeşine, eleştiri ve hakaret etmeyi bağımsızcılık sanıyorsun(!)
Ey! zavallı köle, Kürdistan\'ın bağımsızlığı başkalarının emeği üzerine Twit atarak gerçekleşmiyor. Bir başkasından istediğin bir şeyi önce kendin yapmalısın. İşgalçi Türk devletine kaleminle, sözünle, siyasetinle, paranla ve yumruğunla mücadele yürütmelisin. Ey! Köle Kürt; ülken işgal altındayken, dilin yasaklıyken, siyasal egemenliğin sıfırın altındayken, sen kime muhalefet yapıyorsun? Kendindemisin? Köleler birbirlerine demokrasi dersini veremez.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.