Sömürgeci T.C. Devleti’nin Kürdlere yönelik giderek azgınlaşan baskı ve asimilasyon politikaları DEM çevrelerinin Türkiyelileştirme ve entegrasyon paradigmasıyla siyaset yapması Kürd halkının milli duygularını zayıflatırken bu anlayışlara muhalif çok parçalı durumdaki diğer Kürd parti ve örgütlerin de Kürd halkına yönelik çalışmalarını oldukça zorlaştırmaktadır.
Buna karşılık ikili bir saldırı karşısında bulunan Kürd milli demokratik çizgisinin mevcut parçalı yapısına hızla son vererek Kürd halkının önüne birlik içerisinde ve güçlü bir çıkış yaparak umut verecek politikalarıyla Kürd halkının beklentilerine acilen cevap olması gerekmektedir . Buradan Kürd Ulusal Mücadelesini kendilerine şiar edinmiş kesimlere seslenmek istiyoruz : Program ve mücadele anlayışları neredeyse birbirinin aynısı olan bu kesimler neden birbirinin muhalifiymiş gibi davranmakta ve neden bir araya gelmeyerek güçlü ve omurgalı bir siyaseti hayata geçirmek konusunda ayak sürmektedirler.
Şayet mesele küçük olsun benim olsun anlayışı ise yaklaşık 35-40 yıldır bu tarz bir anlayıştan istenilen sonuç alınmadığı gibi mevcut yurtsever kadrolar arasında da büyük bir bezginlik ve bıkkınlığa da sebep olunduğu hemen herkes tarafından gözlenmektedir. Bahsini ettiğimiz bu çevrelerin Kürdlerin en can alıcı konularında ortaya koydukları eylem ve etkinliklerde 40-50 kişiden fazla insanı bir araya getirme becerisini gösteremedikleri ilgili çevreleri etraflıca düşünmeye ve nerede yanlış yapıyoruz dedirtmeye yetmiyor mu?
Buradan bir kere daha sormak istiyoruz PWK , PSK , HAKPAR ve dört parçalı KDP’lilerin biri diğerinden farklı ne söylüyor ya da ne yapıyor? Bu yapay ayrılık ve kısır kariyer kavgasına bir son vermenin zamanı değil mi? Bu bölük pörçük durumda siyaseten giderek yok olmanın bir anlamı var mıdır? Dört sömürgeci devlet ve onların işini kolaylaştıran bazı siyasi çevrelerin bu gidişatına daha ne kadar seyirci kalınacak ve Kürdlerin kendi coğrafyasındaki köleliğine daha ne kadar tahammül edeceksiniz? Kürd muhalif çevrelerinin küçük hesaplar uğruna bir araya gelmeyişi Kürdler açısından yazıktır , günahtır , zulümdür. Mevcut bu parçalı duruma bir çözüm bulmak için herkesin ve her siyasi çevrenin mutlaka belli fedakarlıkları göze alarak ciddi ve samimi bir yol izlemesi gerekmektedir . Aksi durum Kürd halkına yapılmış en büyük haksızlık olacaktır.
Önemli Not: Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde T.C. Devleti’nin mahkemelerinde adil olmayan bir yargılama sonucunda Kobani Davası görülmüş ve sanık durumundaki Kürd siyasetçilerine ağır cezalar yağdırılmıştır. Bizler bu adil olmayan mahkeme kararlarını kabul etmeyerek evrensel hukuka aykırı buluyor ve protesto ettiğimizi belirtmek istiyoruz.
M.Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.