Türkiye’de özellikle son yıllarda giderek büyük bir kriz ve kaosa dönüşen ekonomik şartlar ve buna bağlı olarak da derinleşen siyasi ve hukuki belirsizlik en çok da bölgede yaşamakta olan Kürd halkını etkilemekte ve onlara dayanılmaz acı ve zorluklar yaşatmaktadır.
Mevcut Cumhur İttifakının Türkiye’de bahsi geçen sorunları çözmek ve vatandaşların dertlerine çare bulmak konusunda son derece aciz ve yetersiz kaldığı bu süreçte kitleler tarafından ortaya konulan tepkileri de güvenlikçi politikalar uygulayarak bastırma ve bertaraf etme cihetine gitmektedir. T.C. Devleti’ni yönetmekte olan AKP-MHP İktidarının kendi yurttaşlarına yönelik bu zorba ve antidemokratik yöntemler yurtiçinde istenilen sonuçları vermediği gibi uluslararası platformlarda da mevcut iktidara yönelik tepkilerin giderek artmasına neden olurken devletin itibarını da büyük ölçülerde sarsmaktadır.
Esasen bugünlerde yaşanan kriz ve kaosun asıl sebebinin iktidar tarafından yapılan ölçüsüz askeri harcamalar ,yine Kürdlere yönelik gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdışında yapılan operasyonlarla sürdürülen askeri ve istihbari harcamalar sebep olmaktadır. Bütün bunlara rağmen mevcut iktidar Kürd Sorununu çözmeye yönelik en ufak bir adım atmazken Kürd anasını görmesin anlayışını büyük bir inat ve ısrarla sürdürmektedir.
Ülkede yapılan 31 Mart Yerel Seçimlerinde başta Kürd seçmeni olmak üzere ülkenin dört bir tarafındaki demokrasi yanlısı seçmenlerin mevcut iktidarın bu ırkçı ve işgalci politikalarını değiştirmesi için büyük bir ihtarda bulunmasına karşılık MHP’nin güdümüne girmiş olan AKP’de en ufak bir yumuşama ve bu yanlış siyasetinden uzaklaşma belirtisi göstermemektedir.
Aynı dönemde DEM Partisi’nin Kürd seçmenini sinsi bir pazarlık sonucunda CHP’ye büyük bir destek vermesine karşılık Kürdlerin yüzüne dahi bakmayan CHP ve diğer Kemalist solcuların mevcut AKP ve MHP’ye sırf T.C. Devleti’nin bekası ve rejimin korunması için dirsek temasına geçmiş olmaları oldukça manidar bir gelişmeyi göstermektedir çünkü CHP için konu mevcut devleti ve rejimi korumak ise onlar açısından her şey teferruattır. Dem Partililerin hemen her konuda Kemalistlerle uzlaşıp anlaşabildiği bu süreçte ne yazık ki Kürd Milli Demokratik muhalefetiyse hiçbir varlık gösteremeyerek yurtsever çevrelere büyük bir hayal kırıklığı yaşatmaktadır.
İşte tam da bu olumsuz gelişmelerin yaşandığı süreçte Diyarbakır İş İnsanları Konseyi’nin Kürd halkının yaşamakta olduğu sorunlara bir nebze çözüm bulmak üzere onlarca STK , Vakıf ve derneği bir araya getirerek güçlü bir platform yaratması son derece önemli ve anlamlı bir çalışma olarak görülmeli dolayısıyla da Kürd yurtsever siyasi partilerinin de bu girişime her türlü yardım ve desteklerini esirgememeleri gerekmektedir. Umuyor ve temenni ediyoruz ki bu önerilerimiz bir nebze dikkate alınarak Kürdler için güçlü bir muhalefetin oluşmasına katkı sunulur.
Bu vesileyle başta Kürd halkı olmak üzere bütün İslam Aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyor ve esenlikler diliyoruz.
M.Hüseyin Taysun
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.