Ellerim ayışığında\nBir bir çatılarını yokluyorum, intiharların.
Bir bir çatılarını yokluyorum, intiharların..
Kaç kedere borçlu kaldım,
kaç kirlenmiş akşama şafak aşıladım...
Ve kurcaladığım sabahların şehirlerini taşıdım
cehennemlerine tanrıların..
Ne avuçlarıma, tütün çiçeklerini sığdırabildim,
Ne de yüreğimin yitik Devrim’ine, DERİK mezarlığını...
2
Kaç kedere borçlu kaldım
Kaç köle kervanından firarım...
Asılı kaldı tüfeğim kına gecelerine ayıpsız ve yorgun...
Misafir bıraktım mülteci isyanlara çocuk başıma bütün hıncımı,
yalnızlığımı.
Ve delice bir bulut’tan göçebe
yağmaya çöl aradım sabırsız...
Sabırsız mevsimler suladım
Kürdistan da...
3
Avuçlarımda kan
Yırtılmış nehirlere yamadım yüreğimi..
Vakitli vakitsiz belalara sataştım, yamaç kavgalarında.
Asit kuyularından suladım, her bir çiçeği...
Kaç gecenin yüzüne tükürdüm
ve öldüm...
Kaç bin Kürt çoçuğuna, kendi adımı verdim...
4
Sen benim çocukluğum
Yokluğum Kıtlığım,
yoksulluğumsun...
Sen benim intiharımsın,
başım dara düşerken...
Ne seni paylaştım gecenin öbür yanıyla,
Nede çocukluğumu
cellat huzurunda Azrailimle...
Kara bir fistan gibi sırtımdasın hala..
Seni ben Dizginsiz fırtınalardan topladım,
dal dal göçer mevsimlerden...
Aşklardan kıtlıklardan yasaklardan, yıkımlardan...
Korkuya secde edenin kıblesi olmaz....
Sofram dağlarda kurulur, yusuf’tan bu yan, adım ezberindedir,cümle karakolların...
5
Olmayan göğümüzden tomurcuk yıldızlar sataşır yüreğime
Uzunca sesleriyle çocuklara uyandım...
Göğüslerinde aslan yürekleriyle DERİK’li çocuklar...
Damda tütün sarıyorum çocuklar
Yaman bir intihara misafir kaldım.
Birazdan ,
bizimde bir Gökyüzümüz olacak...
6
Ellerim tarla, takım ,karasaban...
Başlar ırgatlık,
yüreğimin coğrafyasında, gece vakti...
Ayışığı hain, ayışığı pusu,
yamaçlar, yılanlardan geçilmez olur...
Çaresi yok yeni bir poyraza kuşanmaktan gayrı
Çaresi olmaz,
erken ölmenin demidir, artık….
7
HER İNTİHAR BİRER İSYANDIR,
ONDANDIR;TANRILAR ANLAMAZ İNTİHARIMI.
Her kapıya birer intihar bıraktım, çocuklar
birer parça da ayışığı...
KORKUYA SECDE EDENİN,KIBLESİ OLMAZ..
Şafak vakti yani, Gün dağa vuranda beklerim sizi ..
Avuçlarımdan size Güneş içirmeye... Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.