Kontr-Peşmerge Gücü

Peki sizler ey PKK! Hangi kazanımlarınıza zarar gelir diye İ-KDP pêşmergelerinin İran\'la savaşmasını istemiyor ve Peşmergelere saldırıp Şehid ediyorsunuz?

Abdulnasır Sönmez

24.05.2015, Paz | 17:28

Kontr-Peşmerge Gücü
Makaleyi Paylaş
İ-KDP ile PKK arasında günlerdir bir münakaşa ve restleşme yaşanıyordu… Ve derken istenmeyen şey oldu...

Bu sabah saatlerinde PKK, İ-KDP pêşmergelerine saldırdı, çatışma çıktı ve iki taraftan da kayıpların olduğu haberleri geldi... Niye olay bu duruma kadar geldi? Bu durum engellenemez miydi ?

Bu çatışmanın başlangıç süreci İrandaki Doğu Kürdistan şehri Mahabat\'daki bir otelde fitillendi. Otel Çalışanı Ferinaz Xoserwani adlı Kürd kızına İran istihbarat elemanları tacizde bulundular. Xoserwani de bu tacizden kurtulmak için kendini aşağı attı ve şehid oldu. Daha sonra Mahabat halkı ve tüm Kürdistan parçalarında protestolar başladı, olaylar büyüdü, Doğu Kürdistan’ın Şino gibi diğer şehirlerine sıçradı. İran büyük şiddet kullanarak olayları yatıştırmaya çalıştı…

PKK; İranla yaptıkları akit gereği kendi kuruluşu olan PJAK \'ı feshettiğinden ve İran’la bir çatışmasızlık anlaşması yaptığından fazla ses çıkaramadı ve olayı görmemezlikten geldi. Ama 1945’den beri İran\'a karşı savaşan ve ilk KDP ismini alan İran-Kdp Pêşmergeleri ile Kürdistan Emekçileri adlı “Zahmetkêşen Kurdistan” güçleri bu durumu kabullenemediler. Doğu Kürdistan halkını koruyacaklarını ve direnişlerine destek vermek için İran Kürdistan’ına gireceklerini deklere ettiler. Anlaşılan o ki kısa bir sürede olmuş olsa PJAK’ın çekilmesi Doğu Kurdistan’da Kürdistani bir ruhu yeniden filizlendirmeye başlamış....

İşte ne olduysa bundan sonra oldu...

Uzun süredir Güney Kürdistan halkının çıkarlarını hesaplayarak İran\'a karşı bir fiil savaşmayan ama Güney Kürdistan’da yıllardır Askeri ve siyasi eğitim kampları olan hazır kıta binlerce İ-KDP pêşmergesi vardır. Bunların şimdiye kadar İran Pastarlarıyla bir fiil savaşmamalarının sebebi; yapacakları savaşlardan dolayı Güney Kürdistan bağımsızlık mücadelesinin zarar görme ihtimalidir... Ama son dönemlerdeki İran devletinin Güneyin bağımsızlığına karşı olumsuz tavırları olsun, İran’ın Ortadoğu’daki yayılmacı saldırıları olsun veya İran’ın PKK aracılığıyla Ezidi Kürdlerini Güneye karşı kışkırtma siyasetinden dolayı olsun artık güneydeki İ-KDP Pêşmergelerinin kendi savaşlarını vermelerinin yolları açılmıştır…

Öyleki Ortadoğu’nun tahmin edilemez dengelerinden dolayı İran’ın sıcak bir iç çatışma yaşaması hem Doğu Kürdistan’ı hem de Güney Kürdistan’ı rahatlatabilir…

Bu ve benzeri sebeplerden dolayı Pêşmerge ve Zêxmetkeşler İran’a karşı halkı koruma ve yardım için mevzilenmek, Doğu Kürdistan sınırlarına yakın Kelaşin bölgesine konuşlanmak istiyorlardı. Ama PKK gerillası buna izin vermeyerek bir şehir kabadayısı edasıyla buraların kendilerinden sorulduğunu ve derhal buraları terk etmelerini pêşmergelere iletti!

Yazı içeriğinin uzamaması için İ-KDP \'nin ha İran devriminden önce ha da devrimden sonra o topraklarda verdiği mücadele ve Kürdistan ulusal kurtuluş için verdiği kayıpları düşününce “Dağdakilerin gelip oranın asıl unsurları olan bağdakileri kovalaması” trajikomik bir durum oluşturmuyor mu?

PJAK\'ın yıllarca ne için savaştığı hala bilinmiyor. “Demokratik İran” için savaştıklarının yani Cemal ve Sıffin savaşından beri 1400 yıldır zerrece değişmeyen bir katı mezhepciliğe sahip Farisileri 21. yy özgü bir şekilde değiştirip demokratlaştırmayı hedef edindiklerine inanmak bile istemiyorum. Eğer amaç “Siyasal olmayan Özerk Kürdistan” ise zaten İran’ın siyasal olmayan Kürdistan isimli eyaleti var...

Sahi Pjak gerillaları niçin savaşıyorlardı? Niçin binlerce Kürd genci şehid edildi veya Pjak İran’dan çekilip barış yaptıktan sonra bir yıl içinde 850 Kürd gencinin idam edilmesi normal mi sizce? “Itlaat bu Kürdistani Kürd gençlerinin listesini nasıl elde etti” diye sorgulamamız anormal mı gelir?

Peki savaş için önüne koyduğun hedeflere ulaştın da mı savaştan vazgeçtin? Niye ve nasıl barıştınız? Neyin karşılığında?

Haydi siz barıştınız diyelim, İran sömürgecileriyle başka Kürd güçlerinin savaşına niye mani oluyorsunuz? Antlaşma şartlarından biride bu mani olmak mı?

Kontr -Pêşmerge hizbi”ne dönüşmek olmasın antlaşma maddelerinden biri?

Unutmayın ki İran devleti bu konuda çok tecrübelidir. 1979 İran devriminden sonra kendilerine destek veren Alleme Ahmet Müftüzade taraftarları ne olduklarını anlamadan bir baktılar Kürdistani güçleri öldüren birer kontraya evrilmişler... “Müslüman Kürd Pêşmergeleri” adı altında örgütlendirildiler ve görülmemiş bir terör ve vahşetle İ-KDP, Zêxmetkeş ,Tudeh-Kürd fraksiyonu ve Kürd islami güçlerine saldırıyorlar. Olayın farkına varanlar derhal ayrıldılar ve ülkeyi terk ettiler. Geri kalan ve gelişmelere itiraz edenlerde yıllarca zindan ve işkencelere yatırıldılar. Yani anlayacağınız Ortadoğu’nun en güçlü istihbarat ağına ve devlet deneyimine sahip İran İmparatorluğu siz anlamadan sizi mutasyona uğratır ve “Kontr-Pêşmerge güçleri” haline getirir. Tabi ki sizlerin yönetim kademesi de bu işlere zaten gönüllü değillerse?

Beni asıl kuşkulandıracak şey tıpkı Ferinaz Xoserwani olayında olduğu gibi bir iftira ve sonrada özür dileme ( gerçi özür dileme şekilleri kabahatlerinden büyüktü) meselesine benzer bir durumu oluşturmalarıdır.

Biliyorsunuz DİHA bir haberinde HDP vekili Ayla Akat’ın Batman’daki bir konuşmasında Mahabat’taki olayı “Beritan adlı gerillanın 1992 yılında KDP pêşmergeleriyle çıkan çatışmada yaralandığı halde, Pêşmergenin tacizine uğramamak için kendini uçurumdan atmıştı ve Ferinaz Xosrewani olayıyla benzerlik gösteriyor” diye haber verdi. Daha sonra da Ayla Akat\'tan özür dilediler ve böyle bir şey söylemediğini yazdılar. Ve sonra ortaya çıktı ki ne KDP -I Pêşmergeleri ile PKK gerillasının söz konusu mevkide bir çatışması olmuş ve ne de Beritan gerilasının böyle bir amaçla teslim olmama durumu yaşanmış... Yani tamamen yalan ve kirli Hitlervari propagandaya dayalı kirli bir kampanya…

Şimdi bu ve benzeri haber kaynaklarından biri çıkar ve “eski tarihlerde Irak-KDP ve Berzaniler\'de İ-KDP Pêşmergelerine saldırıp onları imha edip İran askerlerine teslim etmediler mi?” gibi yine yalan ve karalama kampanyası açabilirler..

Şimdiden yazıyorum, ne 1970’lerdeki Ahmet Tewfik olayı nede Melle Avare ve diğer Pêşmergelere karşı Berzani ve KDP’nin hiç bir imha ve ihbar olayı yaşanmamıştır. Kim diyor ve yazarsa kendisine de tarihe de iftira atmış sayılır!

Evet o dönemde de tıpkı şimdiki gibi İ-KDP güçlerinin direkt olarak İran’la savaşmasını Barzaniler ve KDP-I istemiyordular. Ama hiçbir zaman tek bir Pêşmergeyi Melle Mustafa Barzani ne İran’a teslim etti ne de Şehid etti.

Bu O\'nun varlık sebebi ve Kutsal Kürdistani davasını inkar ve red ettiği anlamına gelir ki Melle Mustafa Barzani için söylenecek en son şeydir bu. Barzaniler, İran -Kdp\'si olsun Türkiye Kdp\' si olsun 1970 Otonomi koşullarında bir sıcak çatışma çıkarmaları taraftarı değildiler, bu doğru ama; asla ihbar ve “Bırakuji” durumunu yaratmadılar. Bunu yazmaya teşebbüs edecek biri olursa olayın tüm ayrıntılarını o zaman yazmaya çalışırım ve böyle bir benzetme yaparak ta kendilerini aklamaya çalışmasınlar. Kdp - Irak , diğer KDP lerin savaşmasını istemiyordular. Çünkü şimdiki Federe devlet sistemine yakın bir antlaşma olan ama ismi Otonomi ( Muhtariye) olan bir statü kazanmış / kazanacaklardı. Bunu 1971 Otonomi şartlarından bir kaçını yazarsak durumu daha iyi izah etmiş olacağız:

Madde 1: Irak cumhuriyeti eşit haklara sahip iki başlıca kurucu ulustan yani Araplar ve Kürdlerden oluşan bir birleşik devlettir.

Madde 2: Yukarıdaki maddeler merkezi iktidarca ama aşağıdaki

a- Yargı,

b- İçişleri,

c- Eğitim-öğretim,

d- Yasama,

e- Ekonomi ve planlama gibi yaşamsal mevzularda yerel Kürd iktidarınca yerine getirilir.

Madde 3: Irak devletinin tüm gelirleri nüfusları oranında Kürd bölgesine gönderilir.

Madde 4: Devlet Bşk yardımcısı ve Genelkurmay Bşk yardımcıları Kürd olmak zorundadır.

Yani amacım otonomi olarak küçümsenen anlaşmanın bazı maddelerini göstermek ve I-KDP’si bunlara ulaşmak için İran-KDP’sinin savaşmasını istemiyordu ve fiili çatışmayı durdurmuştu.

Peki sizler ey PKK! Hangi kazanımlarınıza zarar gelir diye İ-KDP pêşmergelerinin İran\'la savaşmasını istemiyor ve Peşmergelere saldırıp Şehid ediyorsunuz?

Sadece Rojhelat Kürdistan’ında değil Rojava ve Küzey Kürdistan’daki Kürdistani güçlere karşı PKK’nin tavrı da hep sorunlu ve soru işaretleriyle doluydu… Halende böyledir…

Elbette ki bu tavırlardan dolayı şu durum akla geliyor:

Bağımsızlık ve Kürdistani bir statüden vazgeçmiş bir PKK\'ya nasıl bir misyon yüklendi? Ortadoğu ve tüm Kürdistan parçalarında PKK nasıl bir role büründü?

Bu Kontr-pêşmerge gücü” olma misyonu değildir inşallah!

Çünkü biliyoruz ki “Demokratik ulus”, “Ekolojik toplum” veya “Ortadoğu Konfederasyonu” gibi tezler boşuna üretilmediler…

Günü gelecek Kürd ve Kürdistani güçlere birer “domdom Kurşunu” gibi sıkılmak üzere üretildi bu teoriler.

Galiba sömürgeci güçler PKK\'yi yavaş yavaş Kontr-pêşmerge hizbine dönüştürmeye çalışıyorlar…

PKK içindeki Kürdistani güçlerin buna izin vermeyeceklerine inanıyoruz!

Vahşetül İŞİD\'in Kürdlere yaptığı saldırılara karşı ilk yardım ve dayanışma o Pêşmerge ve Zêhmetkeşlerden gelmedimi?

Rojava\'ın savunmasına ilk gönüllü olarak giden pêşmerge birlikleri içinde KDP-İ ve Devrimci Emekçi Zexmetkeşleri olduğunu da biliyorum. Kobanê direnişinde onlarca İ-KDP pêşmergesinin olduğunu da!..

Nasıl silah doğrultabildiniz o efsanevi kardeşlerimize? Sizi neye dönüştürdüler böyle?

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

12387 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:49:22
x