Eski CIA direktörü: DSG için Peşmerge modeli uygulanabilir
Eski CIA Direktörü David Petraeus, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) geleceği için Irak’taki Peşmerge modelini önerdi. Petraeus, DSG’nin yeni Suriye ordusuna entegre edilmesinin bölgesel istikrara katkı sağlayabileceğini söyledi.

ABD’nin eski CIA Direktörü ve Irak’taki askeri operasyonların kilit isimlerinden General David Petraeus, Rûdaw’a verdiği röportajda Suriye, Irak ve Kürt meselesi üzerine dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Petraeus’a göre, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) geleceği, Irak’taki Peşmerge deneyimine benzer bir yapıya dönüşebilir.
Petraeus, 2003 sonrası Peşmerge’nin yalnızca Kürdistan Bölgesi’nin değil, Irak’ın tamamının güvenliğinde rol üstlendiğini, benzer bir modelin DSG için de uygulanabileceğini söyledi:
“Irak güvenlik güçlerini yeniden inşa ederken Peşmerge’yi sürece dahil ettik ve gerektiğinde ülke genelinde savaştılar. Umudum, kuzeydoğu Suriye’de de benzer bir modelin uygulanabilmesidir.”
DSG’nin Yeni Suriye Ordusuna Entegrasyonu Gündemde
Mart ayında DSG ile Şam yönetimi arasında imzalanan anlaşmayla, DSG’nin yeni Suriye ordusuna entegre edilmesi yönünde görüşmeler sürüyor. Bu kapsamda DSG Komutanı Mazlum Abdi, kısa süre önce yaptığı açıklamada, DSG’ye bağlı özel birliklerin “ülke genelinde terörle mücadele görevleri üstleneceğini” duyurmuştu.
Petraeus, bu sürecin doğru yürütülmesi halinde Suriye’nin yeniden bütünleşmesine katkı sağlayabileceğini belirtti. Irak’taki “Eğit ve Donat” programını hatırlatarak, DSG’nin de aynı şekilde ulusallaşmış bir güvenlik gücü haline gelebileceğini ifade etti.
“Kürtlerin Dağlardan Başka Dostları da Var”
Petraeus, ABD-Kürt ilişkilerine dair soruya verdiği yanıtta, Washington’un Kürtlerle ilişkisini “uzun vadeli ve stratejik” olarak tanımladı.
“ABD 1991’den bu yana Kürtlerin stratejik ortağıdır. Bu ilişki hâlâ güçlü biçimde sürüyor. Kürtlerin dağlardan başka dostları da var; onlardan biri Amerika’dır.”
Eski CIA Direktörü, Kürdistan Bölgesi’nin yönetim kapasitesine ve ekonomik gelişimine övgüde bulunarak, “Kürt bölgesi zaman zaman zorluklar yaşasa da, doğru yönetimin nasıl olması gerektiğine dair bir örnek teşkil ediyor” dedi.
Petraeus: Türkiye’deki Barış Süreci Stratejik
Petraeus, Türkiye’de yeniden başlayan barış sürecini de “taktiksel değil, stratejik bir adım” olarak nitelendirdi.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetinin Kürtlerin taleplerini ciddi biçimde ele aldığına inanıyorum. Bu sürecin başarılı olması, bölgenin tamamına istikrar getirebilir.”
Petraeus, Türkiye’deki Kürtlerin “kendi dillerinde eğitim, medya ve tanınma hakkı” gibi temel beklentilerinin karşılanmasının, sürecin başarısı açısından belirleyici olacağını vurguladı.
Suriye’de Şara Dönemi: “Başarı Onun Elinde”
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara hakkındaki soruya yanıt veren Petraeus, Şara’nın ülkeyi birleştirme çabalarının “zor ama gerekli” olduğunu söyledi:
“Eğer demokratik bir hükümet kurulmazsa, Suriye bir kez daha parçalanmış bir devlete dönüşür. Şara’nın başarısı, bölgenin başarısı olacaktır.”
Petraeus, ABD’nin Şara yönetimiyle ilişkilerinde “koşullu destek” yaklaşımını savunarak, “Güven ama doğrula” ilkesini hatırlattı.
Irak ve Bölge: “Savaşın Ardından Yeniden Doğuş”
Irak’a sık sık döndüğünü belirten Petraeus, ülkedeki değişimden etkilendiğini dile getirdi:
“2003’te dünyanın en tehlikeli yolu olarak anılan Bağdat havalimanı yolunun bugün bir vitrin haline geldiğini görmek olağanüstü. Irak çiçek açıyor. Artık güvenlik değil, ekonomi ve yatırım konuşuluyor.”
ABD’li general ayrıca ExxonMobil, Chevron ve General Electric gibi büyük şirketlerin Irak’a geri dönüşünü “ülkeye duyulan güvenin yeniden inşası” olarak değerlendirdi.
“Ortak Gelecek Mümkün”
Röportajın sonunda Petraeus, hem Kürtler hem de bölge ülkeleri için barışın “ulaşılabilir bir hedef” olduğunu söyledi:
“Amerika’da askerlerine taziye mektupları yazan bir komutan olarak bugün Irak ve Suriye’deki ilerlemeyi görmek benim için yüreklendirici. O fedakârlıklar boşa gitmedi.”
Son güncellenme: 18:55:53