Irak Dışişleri Bakanı: Suriye'nin Siyasi Çözümünün Anahtarı Ademi Merkeziyetçiliktir

Kürt kanalı Şems’e konuşan Hüseyin, onlarca yıllık savaşın Suriyeliler arasındaki güveni zedelediğini ve merkezileşmenin ulusal uzlaşıya engel teşkil ettiğini vurguladı. “Bu uzun çatışma nedeniyle toplumlar arasında bir güvensizlik ortamı olduğunu biliyoruz ve merkezi zihniyetten uzaklaşmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.

Bakan, ademi merkeziyetçiliğin Suriye’nin birliğini korurken toplumsal çeşitliliğini gözetebilecek bir alternatif sunduğunu açıkladı. “Ademi merkeziyetçilik, topluluklara ve Suriye hükümetine dayanır. Bu sistem birliğe yol açarken, merkezileşme bölünmeye sebep olur; güvenini kaybeden toplulukların tek bir yönetim otoritesine geri dönmesi mümkün değildir” diye ekledi.

Hüseyin, ademi merkeziyetçiliğin yanı sıra demokrasinin de önemine dikkat çekti. “Suriye halkı demokrasi için mücadele etti, bu yüzden iki şeye ihtiyacımız var: demokrasi ve ademi merkeziyetçilik.” Suriyelilere yeterli yetki verilmemesinin dış müdahaleyi sürdüreceği konusunda uyardı: “Suriye içinde IŞİD kalıntılarının yanı sıra Türk, Amerikan, Fransız, İsrail ve Rus güçleri de var.”

Bakan, ulusal uyum ve bireysel ile toplumsal kimliklerin tanınması temelinde yeni girişimlere çağrıda bulundu. “Toplumdaki insanlar kendilerine ve kimliklerine güvenmedikçe bu başarılamaz; Suriye kimliğinin bir bütün olarak oluşturulabileceği de budur” dedi.

Suriye’deki Kürt özlemleri sorusuna Hüseyin, her halkın hayal kurma hakkı olduğunu belirterek yanıt verdi; ancak Suriye Kürtlerinin bağımsızlık arayışında olmadığını vurguladı: “Kimsenin hayal kurmasını engelleyemem ve Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı vardır. Ancak Suriye’de Kürtler bağımsız bir devlet kurmayı önermedi. Son zamanlarda hiçbir Suriyeli Kürt siyasetçi veya partinin bağımsızlık çağrısında bulunduğunu duymadım; daha ziyade Suriye içinde haklar talep ediyorlar, ister federalizm, ister ademi merkeziyetçilik yoluyla olsun.”

Hüseyin’in açıklamaları, Suriye’nin siyasi geleceğine ilişkin tartışmaların, uluslararası güçler ve yerel aktörlerin yönetim konusunda farklı görüşlere sahip olması nedeniyle tıkandığı bir dönemde geldi. Merkezi olmayan yönetim çağrıları, Rojava’da Özerk Yönetim’in Demokratik Suriye Güçleri (DSG) tarafından desteklenen özyönetim modelinin tanınmasını talep eden toplulukların uzun süredir devam eden taleplerini yansıtıyor.