İran yeni savaşı önlemek için diplomasiyi yeniden canlandırıyor
Bölgesel gerilimler, saldırılar ve diplomatik çıkmazların ardından Tahran, nükleer müzakerelere dönme sinyali veriyor. Yetkililer, diplomasiye “yeni bir savaşın önündeki son set” olarak bakıyor.

Aylar süren bölgesel gerginlikler, askeri saldırılar ve tıkanan diplomatik temasların ardından İran, nükleer müzakerelere geri dönme niyetini açıkça göstermeye başladı. Tahran yönetimi, söylemini yumuşatarak ve diplomatik temaslarını yeniden artırarak, tüm güvensizliklere rağmen diplomasiyi yeni bir savaşı önlemenin tek yolu olarak görüyor.
Dışişleri Bakanı ve başmüzakereci Abbas Arakçi, 29 Ekim’de İran Meclisi’nin Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’nda yaptığı açıklamada dikkat çekici bir ifade kullandı:
“2231 sayılı kararın süresi doldu, ancak nükleer anlaşma (KOEP) hâlâ geçerli.”
Arakçi, anlaşmanın hâlâ İran’ın uranyum zenginleştirme hakkını tanıdığını ve bu nedenle İran’ın resmen çekilme kararı almadığını vurguladı. “Anlaşmanın bazı hükümleri İran’ın çıkarına olmaya devam ediyor,” dedi.
Bu açıklamalar, Haziran ayında İsrail ve ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından donan diplomasi sürecinde önemli bir değişim olarak yorumlandı. Aynı zamanda, Avrupa ülkelerinin KOEP kapsamındaki BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe sokma kararı sonrası, İran’ın kapıyı tamamen kapatmadığının da işareti oldu.
Bölgesel arabulucular devrede
31 Ekim’de İran Dışişleri Bakanlığı, Arakçi’nin Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile telefon görüşmesi yaptığını duyurdu. Kahire, eylül ayında Tahran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında arabuluculuk yapmış, Arakçi’nin Ajans Başkanı Rafael Grossi ile bir araya gelmesini sağlamıştı.
Bu temasların ardından, İran ile UAEA arasında askıya alınan teknik işbirliği yeniden canlanma sinyali verdi. Grossi, geçen hafta New York’ta yaptığı açıklamada “İran şu anda aktif uranyum zenginleştirmiyor” diyerek tonunu yumuşattı.
Katar ve Umman yeniden devrede
Aynı dönemde, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht-Ravançi başkanlığındaki bir heyet Umman’a gitti. Umman, Haziran savaşı öncesinde ABD-İran arasında beş tur nükleer müzakereye ev sahipliği yapmıştı.
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ise New York’taki Dış İlişkiler Konseyi toplantısında ülkesinin hem ABD hem İran’la temasta olduğunu belirterek, “İran’ın istikrarı bölge için bir lüks değil, zorunluluk” dedi.
Katar’ın bu yaklaşımı, Tahran’ın bölgesel diplomasi çabalarına meşruiyet kazandırırken, Körfez ülkeleri arasında da yankı buluyor. ABD’nin “uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdur” baskısına karşı, Katar’ın “uluslararası hukuk çerçevesinde barışçıl nükleer program” vurgusu, İran’ın tezlerini destekliyor.
Savaş yorgunu Tahran, diplomasiye sarılıyor
Haziran’daki yıkıcı saldırıların ardından İran ekonomisi ağır darbe aldı, enflasyon yükseldi, döviz rezervleri eridi. Bu koşullarda, İran yönetimi diplomasiyi hem nefes alma hem de uluslararası meşruiyet kazanma aracı olarak görüyor.
Ancak önündeki yol uzun. İran’ın manevra alanı daralırken, diplomatik başarı elde edebilmesi, taktiksel pragmatizmi stratejik esnekliğe dönüştürüp dönüştüremeyeceğine ve Washington’un bu sürece ne kadar karşılık vereceğine bağlı olacak.
Son güncellenme: 17:44:40



































































































































































































