Öcalan'dan yeni mesaj
Çözüm sürecinde 14. görüşme
BDP grup başkan vekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP Müzakere ve Çözüm Sürecinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder\'den oluşan BDP-HDP heyeti, bugün (cumartesi) Öcalan ile İmralı Adası\'ndaki cezaevinde görüştü. 14. kez İmralı Adası\'na giderek Öcalan ile görüşen BDP-HDP heyeti, en son 7 Aralık\'ta Öcalan ile görüşmüştü. Bu görüşmeler, çözüm süreci çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile MİT\'in içinde yer aldığı süreç çerçevesinde yapılıyor.
Öcalan, görüşme yaptığı heyet ile kamuoyuna dolaylı olarak bir açıklamada bulundu. Bu mesajların kodları, Türkiye\'nin gündemine son dönemde damga vuran olayların anlatımı ile anlaşılabilir.
Öcalan\'ın açıklamasındaki ilk cümle şöyle:
\"Öncelikle halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük umutlarının gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle yeni yıllarını kutlarım.
Özgürlük mücadelesinin sembol isimleri olan Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ı saygı ve şükranla anarken, bu vahşi katliamın hesabını katillerinden mutlaka soracağımızı belirtmek isterim. Tamamıyla süreci hedefleyen bir darbe olarak gerçekleştirilen bu katliama verilecek en etkili cevabımız kalıcı barışı ve demokratik çözüm hamlemizi tüm engellemelere rağmen kararlı bir şekilde başarıya ulaştırmak olacaktır. Biz barışı ve demokratik çözümü bu yoldaşlarımızın şahsında bütün özgürlük şehitlerine adayacağız.\"
Öcalan, bu ifadesi ile Paris\'teki cinayetin arkasında bazı güçlerin yattığı kuşkusunu dile getiriyor. PKK\'li üç kadını geçen yıl Paris\'te başlarına kurşun sıkarak vahşice öldüren Uğur Güney\'in, cinayetten önce Türk şirketlerine ait iki telefon hattı üzerinden yaptığı konuşmaları ile Türkiye\'de bir otelde kimlerle buluştuğu konusunda Türkiye\'nin Fransa\'ya bilgi vermediği ileri sürülmüştü. Öcalan, bu konuda, kendi tabanı ile Avrupa\'daki PKK tabanı yanısıra Türk hükümetine bir mesaj veriyor.
Seçime yönelik Araf mesajı
Öcalan\'ın bir diğeri mesajı ise yerel seçime yönelikti. Bu mesajın ifadeleri şöyle:
\"Tarihi bir sonuç almak üzere başlattığımız bu sürecin geldiği noktayı şöyle tanımlayabilirim. Savaş bir cehennem ise barış cennettir. Biz, bir ayağımızı cehennemden çıkarttık ama diğer ayağımızı da çıkarma konusunda ortaya konan engeller mani olduğu için arafta beklemekteyiz. Barış süreci amacına uygun formatlarla geliştirilmeye çalışılıyor. Bizim barış irademiz tüm engellemelere rağmen başlattığımız günkü kararlılığındadır. Fakat şu da bilinmelidir ki, arafta sonsuza kadar kalınamaz. Bu cehennemi şartlardan biran önce ülkemizi ve bölgemizi kurtarmak için herkes ivedilikle ve sarsılmayacak bir irade ortaya koymalıdır.\"
Cemaat mesajı: Bu ateşe benzin taşımayız
Öcalan, mesajı ile iktidar ile gerilim içinde olan cemaate karşı tavrını da, şu cümleler ile ifade ediyor:
\"Yaşanan son gelişmeler de göstermektedir ki, süreç biran önce tahkim edilip, tam demokratik bir ülke inşaası gerçekleşmezse içeride ve dışarıda savaş isteyen demokrasi düşmanı güçler komplolarına hız vereceklerdir. Bu topraklar son iki yüz yıldan beri hep bir darbe ateşiyle kavrulmaktadır. Bizim geliştirdiğimiz süreç anti darbecidir. Ve demokratik bir toplumu hedeflemektedir. Sürecin içinde ve dışında olan herkesin bilmesi gereken iki önemli hususu belirtmek isterim: Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır. Ancak demokratik çözüm sürecine gönülsüz ve kavrayışsız yaklaşanlar da bilmelidir ki, bu ateşi söndürmenin tek yolu demokratik barışı biran önce gerçekleştirmektir.\"
Genel afla ilgili örtülü mesaj
Başbakan Yardımcısı ve çözüm sürecinin koordinatörü Beşir Atalay, yeni yılın ilk günlerinde yaptığı açıklamada, şunları söylemişti:
\"Bizim gündemimizde genel af yok. Ama biliyorsunuz tutuklulukla ilgili bir tutumumuz var. haksız yere uzun tutukluluklara biz karşıyız. Yani bir yandan yargının hızlı işlemesi için tedbirler aldık. Temyiz kısmında yeni daireler oluşturuldu. Yargı hızlı işlesin kararını versin. Eğer karar gecikiyorsa, veyahut somut delillerde sorun varsa uzun tutukluluk olmaz.
Affa gelince biz hiç genel af sözü kullanmadık. Ama şunu da hep ifade ettik. Çözüm süreci yürüyor, sağlıklı şekilde yürüyor. Bunun sonunda mutlaka her ülkede her örnekte örgüt mensuplarının gelecekleriyle ilgili düzenlemeler yapılır. Bunların kademe kademe suça karışmamış olanlar, daha üst kademeler vesaire farklı değerlendirilir. Ama bunların eve dönüşüyle ilgili, bundan sonraki hayatlarıyla ilgili düzenlemeler yapmak durumundasınız. Çözüm sürecinin sonunda mutlaka bu konu gelecektir. Belki af diye tartışılan gündeme gelen şeyler böyle de anlaşılabilir. Bu bir af değil ama eve dönüşleri, şimdi de var 221’nci madde var. Örgüt mensupları suça karışmamışsa, eve dönmek istiyor buna yönelik düzenlemeler çözüm sürecinde olur.\"
Öcalan\'ın aşağıdaki sözlerini, Atalay\'ın bu açıklamasına yanıt ve Ergenekon iddiaları çerçeveisnde değerlendirmek gerekiyor:
\"Artık süreç ciddiyetsizliği ve yasal hukuksal çerçeveden yoksunluğu kaldıracak durumda değildir. Darbecileri teşhir ve mahkûm etmenin en etkili yolu ortaya net ve cesur bir demokratik müzakere programı koymaktır. Bugüne kadar türlü gerekçelerle ötelenen yasal ve hukuki düzenlemelerin aslında tam da zamanı bugündür. Tarih bunu ihmal edenleri ders çıkarmaya bile vakitleri kalmadan tasfiye edecektir. Hızla demokratikleşmeye geçildiğinde darbe kavramı kalıcı bir şekilde mazi olacaktır. Bütün demokrasi güçlerini bu ciddiyeti kavramaya ve gereği için seferber olmaya davet ediyorum.\"
KCK\'ya Ermeni eleştirisi
KCK Eş Başkanı Bese Hozat, PKK\'lı Sakine Cansız Leyla Şeylamez ve Fidan Doğan\'ın Paris\'te öldürülmelerinin 1. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, \"İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri paralel birer devlettir\" demişti. Öcalan\'nın şu ifadeleri ise Hozat\'a bir nevi siyasi azar niteliği taşıyor: \"Sözlerimi bitirirken Ermeni halkının değerli evladı Hrant kardeşimizin anısı ve mücadelesini selamlıyorum. Ermeni yurttaşlarımıza geniş kapsamlı bir mektupla seslenmeyi ve bunu da Hrant’ın katledilme yıl dönümüne yetiştirmeyi umuyorum. Bir kez daha başta hasta tutsaklar olmak üzere bütün cezaevlerine gençlere kadınlara ve barış annelerine özel selamlarımı gönderiyorum.\"
Nerina Azad
Bu haber toplam: 1705 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:00:34