Trump’ın Yeni Güvenlik Doktrini: İsrail, İran ve Gazze İçin Ne Anlama Geliyor?

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, kasım tarihli 33 sayfalık yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi’ni yayımladı. Belge, Beyaz Saray’ın, dış politika ekibinin ve Pentagon’un dünyaya nasıl baktığına dair önemli ipuçları sunuyor.

6 Aralık 2025 - 21:15
6 Aralık 2025 - 21:15
 0
Trump’ın Yeni Güvenlik Doktrini: İsrail, İran ve Gazze İçin Ne Anlama Geliyor?

Strateji belgesi, Avrupa’ya ilişkin değerlendirmeleriyle tartışma yaratırken, Orta Doğu’nun belge içerisinde oldukça sınırlı bir yer bulması dikkat çekti. Bu durum, Trump’ın ikinci döneminin ilk yılında bölgeye yoğun şekilde odaklanmasına rağmen ortaya çıktı. Trump yönetimi; İran’a yönelik saldırı, İsrail–Tahran arasındaki 12 Gün Savaşı’nın sona erdirilmesi, Gazze ateşkesinin sağlanması ve çeşitli küresel krizlerde arabuluculuk gibi hamlelerle Orta Doğu’da önemli rol oynamıştı.

Trump, stratejiye yazdığı önsözde şu ifadelere yer verdi:

“Göreve geldiğim ilk gün ülkemizin sınırlarını yeniden güvence altına aldık, ordumuzu radikal ideoloji ve ‘woke’ çılgınlığından temizledik, 1 trilyon dolarlık yatırımla güçlendirdik. Operation Midnight Hammer ile İran’ın nükleer zenginleştirme kapasitesini yok ettik. Uyuşturucu kartellerini ve yabancı çeteleri terör örgütü ilan ettim. Sekiz ay içinde sekiz çatışmayı sona erdirdik; Gazze savaşını bitirdik ve tüm esirlerin ailelerine dönmesini sağladık. Amerika yeniden güçlü ve saygı duyulan bir ülke.”

Washington: İsrail güvenli olmalı ama kendi sorumluluğunu da üstlenmeli

Belgede yer alan Orta Doğu bölümünde ABD’nin temel yaklaşımı şöyle özetleniyor:
İsrail’in güvenliği korunmalı ancak Washington, İsrail’in Lübnan, Gazze, Suriye veya İran’la ilgili tüm sorunlarında sürekli devreye girmek istemiyor.

ABD yönetimi bölgenin yeni savaşlara değil, istikrara ihtiyacı olduğunun altını çiziyor. Stratejiye göre, “Orta Doğu’nun en sorunlu dinamiği olan çatışma hali abartıldığı kadar büyük bir tehdit değil.” Belge, İran’ın 7 Ekim 2023 sonrası İsrail’in operasyonları ve Trump’ın 2025’teki Midnight Hammer harekâtıyla “ciddi biçimde zayıflatıldığını” öne sürüyor.

Suriye ‘potansiyel sorun’ olarak tanımlandı

Stratejide Suriye, “potansiyel bir problem” olarak nitelendiriliyor ve Arap ülkeleri, İsrail ve Türkiye’nin Suriye istikrarı için daha fazla sorumluluk alması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, Washington’un İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarından hoşnut olmadığı da belirtiliyor.

ABD’nin odağı artık farklı: Yatırım, teknoloji, enerji koridorları

Belgeye göre Washington, Orta Doğu’nun artık ABD dış politikasını domine etmesini istemiyor. Bölgenin gelecekte petrol ve gazın ötesinde “nükleer enerji, yapay zekâ ve savunma teknolojileri” gibi alanlarda uluslararası yatırım merkezi olacağı öngörülüyor. Bunun için:

-Çatışma ortamının azalması,

-Körfez enerji akışının güvence altına alınması,

-Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz’de deniz ticaretinin kesintisiz sürmesi

gibi hedefler öne çıkıyor.

Belge ayrıca İbrahim Anlaşmaları’nın genişletilmesinin ABD’nin çıkarına olduğu görüşünü yineledi.

Washington bölgesel savaş istemiyor

Strateji, ABD’nin İsrail, Hamas, Hizbullah veya İran arasında yeni bir savaş ihtimalini memnuniyetle karşılamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle, İsrailli siyasetçilerin “Hizbullah’ı silahsızlandırma” veya “Gazze’ye geri dönme” yönündeki sert açıklamalarının Washington’da destek bulmayacağı değerlendiriliyor.

Trump Doktrini uygulanacak mı?

Belgenin, Trump’ın ilan ettiği yeni “Trump Doktrini”nin bir parçası olarak mı hayat bulacağı yoksa yönetimin bölgedeki krizleri yönetme politikasını mı sürdüreceği henüz belirsiz. Ancak strateji; Orta Doğu’nun “ortaklık, dostluk ve yatırım bölgesine dönüşmesi” gerektiğini ve bunun ABD’nin çıkarlarına hizmet edeceğini vurguluyor.

Bu haber toplam 1 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 21:15:53