"Saçlarına yıldız düşmüş koparma annem" ... Adı Türkiye, Soyadı Bozkurt

''İnsan düşünmeden edemiyor, Fransa eski sömürgesi olan Cezayir'de kimlik verdiği bir kadına Fransa, soyadına da Horoz demiş mi?''

22 Ağustos 2025 - 09:04
22 Ağustos 2025 - 09:04
 0
"Saçlarına yıldız düşmüş koparma annem" ... Adı Türkiye, Soyadı Bozkurt

Komisyonun dinlediği grupta yer alan annelerden birinin Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği kimlikte adı Türkiye, ailesine de soy isimi Bozkurt verilmiş. Bozkurt deyince kanı kaynayan birilerin hoşuna gitsede Kürd bir kadına bu ismi ve ailesine bu soyadının verilmesi komik, komik olduğu kadar da insanlık adına da trajik bir vaka. Nüfus Müdürlüğünde çalışan memurun kulağına Turan, Ergenekon gibi ülkücü düşünceler ile doldurulmamışsa bunları yapmaz.

Mide bulandıran bu ve benzeri uygulara (isim ve ailelere verilen soyadının Türk, yetmemiş Özturk, Turan gibi) verilecek örnek çok. Birilerinin başarı sandığı bu akıl ve vicdan dışı  uygulamaların çoğunun dağa çıkmasının nedenlerinden biri olduğu hiç mi akıllara gelmez?

Kadına verilen Türkiye, ailesine verilen Bozkurt ismi uygulanan asimilasyon politikası ile birlikte değerlendirildiğinde dehşete kapılmamak elde değil.

Karşı çıkılan, aynı zamanda insanlığa karşı işlenen suç sayılan zoraki asimilasyondur. ABD'de olduğu gibi asimilasyon bilindiği gibi gönüllülük esasına dayanıyor. Dünyanın neresinden olursa olsun ABD'ne göç edenler vatandaş olduktan sonra gururla "Amerikalıyım" der. ABD’de ki gibi gönüllü asimilasyon kimsenin itirazı ettiği yok. Karşı çıkılan insanlığa karşı işlenen suçlardan biri sayılan ve zorla uygulanan asimilasyon (anadile konulan yasaklar gibi) politikasıdır.

Türkiye'de desteğini yasalardan alarak uygulanan asimilasyon politikası gibi gönüllülük esasına dayanmıyor. Anayasaya konulan değişmez meddeler ve çıkarılan yasalar ile zorla uygulanan asimilasyon politikasına destek için kılıf olarak kullanılıyor. Aklın yolu bir, yüzyıldır katliam dahil her türlü uygulamaya rağmen Kürd'ler direndi ve asimile edilemedi. Halklar kardeş olmadığı için eşit olduğunda aralarındaki sorunlarda biter.

İnsan düşünmeden edemiyor, Fransa eski sömürgesi olan Cezayir'de kimlik verdiği bir kadına Fransa, soyadına da Horoz demiş mi?

Yine Çin'in 55'inci eyaletinde yaşayan Uygur Türk'ü olan bir aileye Panda, kadına da Çin ismi verildi mi?

TBMM'de "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi" komisyonunda dinlenen Türkiye Bozkurt kendi anadili ile konuşmak istediğinde de komisyon başkanı Numan Kurtulmuş engel oluyor. O zaman bu kadını adına "Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi" dediğiniz komisyona Kürdçe konuşmasına izin vermediğiniz insanları neden çağırdınız?

Türkiye'de mahkeme ve Noterlerde Türkçe bilmeyen Kürd'ler için tercüman çağrıldığı gerçeğine rağmen DEM Parti dışında komisyonda yer alan siyasi partilerin temsilcilerinin asimilasyon amaçlı Kürdçe diline olan tepkilerini bildiğimiz için bu yazıda tartışmaya gerek gerek görmüyorum.. Numan Kurtulmuş'un komisyonda Kürd diline koyduğu yasağa desteklemeleri beklenemez.

Toplantıya katılan Türkiye Bozkurt'un başına taktığı beyaz örtüyü Kürd kadınları (laçek) başından sıyırıp attığında aşiret ve aileler arasında kavga edenlerin ortasına fırlattığında kavga biter. Türkiye Bozkurt'u dinlemek için çağıran komisyon bu başörtüsüne bile saygı göstermedi.

Merak edilen yapılan kongrelerde ve özellikle zorunlu yemini edip millet vekili olduktan sonra TBMM'de kürsüye çıkıp oyunu aldıkları tabana şirin gözükmek için arada bir zabıtlara bilinmeyen bir dil olarak geçeceği bilinmesine rağmen Kürdçe konuşan DEM Parti'nin komisyondaki temsilcilerinin başkanı Numan Kurtulmuş'un dinleyici olarak çağrılan oğlunu kaybetmiş Barış Annesi'nin Kürdçe konuşulmasına engel olduğunda tepkileri oldu mu? 

Tekçi düşünen siyasiler her zaman yaptıkları gibi  Türk sorununa (üstün ırk) destek veren Kürd sorununu da Lozan'da olduğu gibi çeşitli oyunlarla öteleyerek çözmek isteniyor. "Barış ve demokrasi" isteniyorsa "Bizans Oyunları" ile Öcalan ve derin PKK'yi kullanarak binlerce yıldır kendi kadim toprağında zengin dili ve kültürünü bu güne kadar, bütün engellemelere karşı koruyan Kürd ulusunu asimile etmek, ikinci Lozan gibi ayak oyunları ile mümkün olmadığı gerçeği kabul edilmeli. Zora dayalı uygulamalar gibi ayak oyunları ile Kürdlerin ulusal ulusal taleplerinin önüne geçilemez.

Ortadoğu'daki gelişmelerden sonra kendi itirafları ve oynadığı rol ile "ipliği pazara çıkan"

Bahçeli'nin kankası Öcalan ve derin PKK'yi yanınıza alarak ikinci yüzyıl için Kürdlere uygulanan asimilasyon politikası nereye kadar devam ettirilebilir?

Türkiye Bozkurt gibi yüreği evlat acısı ile yanan anneyi dinlemek için çağırarak dışarıya mesaj vermek isteseniz de, mesaj vermek istediğiniz o bir yerler artık yüreği evlat acısı ile yanan ve başka annelerin yüreği yanmasın diye çaba göstere bir kadının ana dilinde konuşmasına izin vermediğinizi de görüyor. Şartlar değişti, yaşanan her olay "kelebek etkisi" ile her yere ulaşıyor. Bir yüzyıl daha Lozan'da olduğu gibi ayak oyunları ve entrikalar ile Kürdlerin eşitlik taleplerine artık engel olmak mümkün değil.

Bu sıkıntılı günlerde geçecek, yeterli yaşanan olayların farkına varalım.

 Şairin dediği gibi "SAÇLARINA YILDIZ DÜŞMÜŞ KOPARMA ANNEM"

A.Güllüoğlu

Bu yazı toplam 995 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 11:07:11