Ütopik sosyalistler dünyayı kurtarmaya gidiyordu.
Ama bir tülü kendisini nasıl kurtaracağını ve ülkesini nasıl kurtaracağını iyi düşünmüyordu.
Türkiye solu dünyanın birçok ülkesine hayrandı ama kendi burnu dibindeki Kürdistan’a yabancıydı.
Halkların kardeşliği deyip somut işleri üstlenmek ve insanı sosyalist görevini yapmamak işin kolay yanıydı. Ne yazık ki, kendini kurtarmayan dünyayı kurutacağını sandımı, kendi evini de kurtaramıyordu.
Sevgili Müslüman Kardeşlerim...
Sizde de gerçekten ilim ve irfan sahibi olanlar çok iyi biliyor ki; Ümmetin Birliği ve Din kardeşliği tıpkı kendi görevlerine yan çizen solculara benziyor.
Aslında Tük yönetimi ve Türk toplumu Ümmet derken, Türk-İslam sentezini, yani asıl olarak Türklerin birliğini savunuyor ve diğerlerini Türkleştirmeye çalışıyor.
Fars ve Arap egemenleri ve dini ulumeları tıpkı benzerini yapıyorlar.
Geçenlerde sosyal medyada İslamcı olan bir kadın kardeşimizin yorumu altına başka bir İslamcı kardeşimiz şu notu düşmüştü:
“Ümmet denilen aslında Türk-Fars ve Arapların Ümmetidir.
Kürtlerin bir ümmeti yoktur.
Kürtlerinde ümmeti gerekiyor.”
Biraz üzerine düşündüm.
Ben İslamcı değilim. Alevi inançtan geliyorum.
Ümmet diye bir sorunumda yoktur.
Ama İslam acaba Türk-Arap- Farsların tekelinde mi?
“Kürt ümmeti olsun diyen bu kardeşimiz haksız mıydı?
Hayır, bence haksız değildi.
Farslar Şiilikle Ulus-devlet ve Fars ırkçılığı ve milliyetçiliğini yapıyorlar. Ülkeleri İran, kendi dilleri, kültürleri ve egemenlik hakları vardır.
Arapları saymayayım, kaç tane Arap devleti vardır. Ama bunların hiçbiri Kürtlerin egemenlik haklarına saygı göstermez. Bura da insanların çoğu namazında ve niyazındadırlar. Bu bir tezat teşkil etmiyor.
Türk-İslam sentezini bugünkü siyasal İslam devam ettiriyor.
Dikkat ederseniz nasıl Türkiye-İran-Irak-Suriye’deki sosyal-şoven sol Kürdistanın kurtuluşu ve özgürlüğü ve devletleşmesi gündeme geldiğinde hemen “halkların kardeşliği”, “birlik” vb. lafları önümüze koyuyorlar. Hele bir gidin kendi içinizde birlik kurunuz.
Birliği niye bize dayatıyorsunuz ki?
Türk-Fasr-Arap sömürgecileri her sıkıştıklarında “din kardeşiyiz”, “gavura karşı birlik”, ümmet tezlerini önümüze koyuyorlar.
“Hani Kürt Müslümanlar siz Kürdistan ve Kürdü, dilinizi, kültürünüz, toprakla birleşmiş inançlarınızı bir tarafa bırakınız, nasıl olsa bizim devlet politikayı yürütüyor, milliyetçilik yapmıyoruz. Gelin İslam bayrağı altında birleşelim” ve benzer sözler söylemekten geri kalmazlar.
Sahi elinizi vicdanınıza koyunuz...
Cumhuriyetin ilk yıllarında ne uygulanıyorsa bugünde aynı şeyler Kürdistan ve Kürtler üzerinde uygulanmıyor mu? Bu günkü siyasal İslam 100 yıl sonra biraz değişik biçimde aynı şeyleri yapmıyor mu?
Evet, yapıyor.
Türk İslamcıları Kürdistan’da soykırım, katliam, şehirlerin yerle bir edilmesine, tutuklamalara bir itirazı var mı?
Hayır, hala bir itirazlarını görmedim.
Ama Kürt siyasal İslam’ı suskundur. Ciddi bir tavır koymuyor.
Kürtler Tanrıyı ve İslam’ı Türklerden öğrenmedi. Geçmiş yıllarda çok beylikler ve devletçikler kurdular, çoğunun inancıda ağırlıklı İslam’dı.
Ahmede Xani, Kürtçe yazdı ve o zamanlar “Kürtler birleşin ve bizimde bir devletimiz” olsun diyordu.
Bunu Kürtlere miras bıraktı.
Dindar insanları severim.
Hangi dinden ve inançtan olursa ben dindar insanları severim.
Tanrı ile dindar insanların arasına girmem. Tanrı hiç milletin ve bireyin tekelinden değildir.
Tanrı adına politika yapmakta ayıptır ve günahtır.
Her insan kendi penceresinden Tanrı’ya bakar.
İnançlarını yapsınlar, buna saygılıyım. Sonuna kadar inançlarını yaşama özgürlüğü de olmalıdır.
Bunu tartışmak bile istemem.
İnanç ve dini görevlerini yerine getirmesi konusunda sonuna kadar yanındayım.
Kimse kimsenin inancına ve dinine baskı uygulamamalıdır.
Mesela Kürdistan federasyonun iki İslam partisi var: Komela islam, ve Yekgirti..
Bu iki partinin programına katılmıyorum. Ama Kürdistan için çalışma yaptıklarını ve kendi dili ve kültürü ile inancını yaşadıkları için saygılıyım.
Siyasal İslam ve Ümmet diyenler Kürtleri Filistin için ayağa kaldırıyorlar. Peki Kürdistan için niye kaldırmıyorlar?
Kendi halkı ve toprağı, insanı için niye dua etmiyorlar?
Bunlar size çelişkili gelmiyor mu?
Bizler Türkiye solu ile ilk çıkışlarda tartıştığımızda “siz entarnasyonalist değilsiniz, milliyetçisiniz” diyorlardı.
Bizde “Kendi ülkemizi kurtarmadan dünyayı kurtaramayız. Herkes kendi ülkesini kurtarsın dünya kurtulur”.
Bence, sizlerde Türk ve Fars-Arap İslamına ve devletçi İslam politikalarına bunu demeden ayağa kalkamazsınız.
İnsanı kullanırlar. İnanın bir ülkenin ve halkın kurtuluşu öyle kolay değildir. İdeolojik, başkasının Ümmeti ile hesaplaşmadan kendinize gelemezsiniz.
Öyle söylenildiği gibi Türkiye de laiklik falan yoktur, sahtedir. Devlet dini vardır. Devletin, Türk milliyetçiliğinin din politikası vardır.
Nasıl boş kardeşlik, “etle tırnak gibiyiz” vb laflar altında bunu yutamıyorsak, yutmayacaksak, sizlerde Türk-İslam sentezi ve onun çeşitli versiyonlarını yutmamalısınız.
Senin ülken işgal altındadır, halkın köledir. İlkin kendi köleliğini ve işgal atındaki ülkeni gör, gerçek İslam’ı uzaklarda arama...
Bu egemenlerimizin ve işgalcilerimizin bir yanıltmasıdır.
Bismillah dedikten sonra Kürdistan demenizi bekliyorum.
Dilinizi ve kültürünüzü öne çıkarmanızı bekliyoruz.
İşgale karşı çıkmalısınız.
Türk ordusu ve polisi için dualarımız hep boşuna gitti. Sonuçta onlar bizi inkar ediyor. Hiçbir egemenlik ve her millete tanınan hakların hiçbirini bize layık görmüyorlar.
Ömer Muhtarın İtalya faşist sömürgecilerine karşı nasıl direndiğine bakınız. Cezayir kurtuluş mücadelesine bakınız.
Filistin’e layık gördüğünüzü kendinize layık görünüz.
IŞİD Bağdat’ın üzerine gidiyordu...
IŞİD’i Bağdat üzerine gidişini engelleyen ve Kürdistan federasyonuna saldıranları görünüz. IŞİD‘i asıl olarak getirip Kürtlerin başına bela ettiler. Türk politikasının bu yönünü görmeyecek misiniz?
El Nusra, ÖSO ve IŞİD güya Esad’ı devirecekti. Sonuçta bunları ve buna benzerlerini getirip Rojava Kürtleri üzerine sürdüler. Orda Kürtler hiçbir statü almasın.
Kürdistan federasyonunu dağıtmak için bunu yaptılar.
Bu IŞİD gelip Kuzeyde Kürtleri bombaladı.
Bu, bir kirli politikadır. İnanç ve İslami inanışla bir alakası yoktur. Bazı Kürt gençlerini de bunun içinde kullandılar.
Ülkene ve halkına uygulanan zulme, işgale karşı çıkmak erdemdir. Kürde karşı kullanılan hiçbir dinin veya adına ne derlerse desinler bir erdemi yoktur.
Ezidi Kürtleri düşünün. Bin yıllardır devletlerin politikasından çektiler, katliamlara uğradılar. Ezidi İnancı Kürdistan’da ki en eski inançlardan biridir. Ezidiler, IŞİD önünde ciddi bir engelde değildi?
Peki IŞİD bunu hangi İslam adına yaptı?
Ezidilere soykırım uygularken katılanları cennete gideceğine inanıyordu ve Hazreti Peygamberle çorba içeceklerine inanıyorlardı. İnanç perdelerini kaldırın, geriye iğrenç ve kirli politika ve savaş, vahşet, barbarlık kalıyor...
Devrimcileri ve sosyalistleri reel sosyalist ülkeler almıyordu.
Evet, garip ama gerçek. Türkiye’den devrimciler sürgün durumuna düştüğünde Avrupa ülkelerine gidiyordu. Kürtler de öyle. Hikmet Kıvılcımlıyı hiçbir sosyalist devlet almadı.
İslamcılar ve Müslüman halk Müslüman ülkelerden göç ediyor. Ayrıca siyasi İslamcıların bazıları, -Humeyni vb. dahil- Bir İslam ülkesine değil Avrupa ya gittiler.
Türkiye ye iltica eden Müslümanlar Avrupa’ya gitmek istiyor. Çünkü Türkiye veya herhangi bir Müslüman devlette kendilerine sahip çıkılmayacağını biliyorlar.
Türkiye, “kapıları açacağım” diyor. Açarsa belki diğer yerlerden gelen mültecilerden çok Türkler gidecek.
Anlatmak istediğim şu: İslam davası için yola çıkan hiçbir hareketi Müslüman devletler kabul etmezler.
Ancak değerlendirebilecekleri kendi çıkarları için savaştırmayı seçerler ve bunu da aşağı yukarı yapıyorlar.
Evet, Müslüman Kürt kardeşlerim.
Başkasının kılıcı olmak Kürtlere yakışmaz. Bütün sömürgecilerimize savaşlar kazandırmışız. Ama bu günkü savaş ve mücadele ise her parçada Kürtlerindir. Kürtlere ve kendimize kazandırmayı esas almalıyız.
Hristiyanlığın orta çağında Avrupa zincirliydi. Reform ve Rönesanslar yaşadılar. Her ülkede bunların yaşanması tabii ki şarttır. Bu toplumların ve milletlerin doğal bir gelişmesidir. Oralarda Liberal, sosyal-demokrat, sosyalist partiler, Hristiyan demokrat vb partiler kuruldu. Her partide toplumun bir kesiminin ihtiyaçlarına denk düşüyor. Çok savaştılar ama sonuçta birlikte yaşamayı öğrendiler.
Kürdistan’da liberal, sosyal-demokrat, sosyalist, Müslüman demokrat, muhafazakar, İslamcı vb. patiler kurulabilir. Fars-Türk-Arap sömürgecilerinin taşeronu olmayacaklar.
Birbirlerine saygılı olacaklar. Birbirlerine şiddet uygulamayı reddedecekler. Rekabet etmeyi ve birlikte çalışmayı öğrenecekler. Bir parti diğer partinin programını ve politikalarını benimsemeyebilir. Bu onun doğal hakkıdır.
Ama herhangi bir Kürdistani parti ve gruplar, kesimler sömürgecilerin zulmüne uğruyorsa buna sessiz kalmayacak. Ses verecek.
En kolay yol ne biliyor musunuz?
Kürdün Kürde balta sallamasıdır.
Kürde karşı herkes baltalarını gömecek.
Varsa sallayacak bir baltanız sömürgeci ve işgalci güçlere karşı kullanınız.
Kürtlerin buna ihtiyacı vardır.
Soyut ve sadece İslam boyutu ile alırsanız ben içinizdeki biri değilim, dışındayım.
Ülkenizi, halkınızı, özgürlüğünüzü, demokrasiyi ve sömürgeciliğe karşı kurtuluşunuzu ele alırsanız içinizdeki biriyim.
Bu yazıma karşı lütfen İslam tartışmaları yapmayınız. Alevi inançtan gelen biriyim.
Herkes dinine istediği gibi inansın.
Sonuna kadar inanç özgürlüğü...
Kürdistan’da Müslüman, Ezidi, Alevi, Yaresan (Enel hak), Kakai, Hristiyan, Musevi, Zerdüştü vb. inançta olan insanlarımız vardır.
Ben şahsen Kuran ile birlikte 4 kitabı okudum, Aleviliği ve diğer inançlar üzerinde de çalıştım. Budacılık ve diğer dinlere bakmışlığım olmuştur. Bunlar toplumuzun gerçekleri, öğrenip bilmek hakkımızdır.
Kültür birdenbire topluma kazandırılamaz. Yeni kültür hamleleri eklenebilir. Ama geçmiş kültürü silip ben büsbütün yeni kültür yaratıyorum diyenler ancak aptal olabilir.
[email protected]
Dursun Ali Küçük -2.12.2016
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.