\nHer sömürge halkı,başka bir deyimle,kendi yerel ve orijinal kültür kaynaklarını sürdürmek ya da toprağa gömmek suretiyle ruhunda onulmaz bir aşağılık karmaşası yaratılmış her halk.\nNeredeyse bir varoluş koşulu olarak ,başka bir uygarlığın bir öges.
Her sömürge halkı,başka bir deyimle,kendi yerel ve orijinal kültür kaynaklarını sürdürmek ya da toprağa gömmek suretiyle ruhunda onulmaz bir aşağılık karmaşası yaratılmış her halk.
Neredeyse bir varoluş koşulu olarak ,başka bir uygarlığın bir ögesi olarak o uygarlığın dili ve kültürüyle göğüs göğüse bir hesaplaşma içinde bulur kendini..
Sömürge insanı artık kendi ülkesinin ve kültürünün özelliğini yitirip sömürgeci ülkenin kültürünü benimsediği derecede var olabiliyor.
Kültürünün ve özgünlüğünün farklılığından utanır olur,kendini yabancısı olduğu kültürün bir parçası yapmaya çabalar.
Çünkü kendi kültüründen uzaklaşabildiği kadar sömürgeci ülkenin bir ögesi olup değer kazanabilecek..
BDP\'li milletvekilleri halkları için,ülkeleri için çalıştıklarını iddia ede dursunlar tek yaptıkları şey kendilerini Sömürgecilerine beğendirmek.
Türkiye Kamuoyuna yaranma çalışmaları gereksiz ve anlamsız.!
Çünkü Türkiye,Kurdistan\'ın işgalcisidir.
Bu işgalin bitmesi ve Kurdistan\'ın bağımsızlığı için BDP konjoktörel davranabilir,ancak gözden kaçırdığı bir nokta var.
Yeni nesillerin Kurd ve Kurdistan hakikatinden bihaber büyümeleri.
Yeni nesil Kurd gençleri yukarda yaptığımız tanımı en iyi şekilde kanıtlar niteliktedirler.
Ve ne yazıkki sadece gençler değil aynı zamanda Kurd aydınları da Türkiyeli bir aydın olarak sosyal hayatını sürdürüyor.
Gündemleri Kurd ve Kurdistan\'ın bağımsızlığı olması gerekirken,sosyal medya ve gazete köşelerinde Türkiye\'nin içinde bulunduğu iktidar mücadelesi üzerine akıl yürütüp,tezler üretmeye çalışıyorlar.
Bu durumun en büyük sorumlusu elbette BDP ve yürüttüğü siyasettir.
Eğer BDP Kurd\'ün gündemini Kurdistan üzerine yoğunlaştırmaya çalışırsa,işte o zaman Kurd halkı da Kurdistan üzerine yoğunlaşır ve aydınlarımız bu konu üzerinde fikirler üretirler.
Bağımsızlığı almak için öncelikle sağlam bir politik yapılanma ve ekonomik bir gelişime ihtiyaç vardır.
Ekonomik olarak işgalcisine bağımlı olmayan Kurdistan bağımsızlık adına büyük bir engeli aşmış olacaktır.
Ekonomistleri Amed ve Hewlêr\'e davet edip konferanslar verilmelidir.
Kurdistan\'ı nasıl sömürgecilerin ekonomik hegemonyasından kurtarabiliriz üzerine tezler hazırlamalı ve ,bu konferanslarda tartışmaya açmalı.
Bu konferansların neticesinde kabul edilecek ekonomik politikalar,Güney Kurdistan nezdinde hayata geçirilmelidir.
Kurdistan\'ın bağımsızlığı için Avrupa ve ABD\'de lobi(Kulis) çalışmaları yapılmalıdır.
Barzani ile iktidar çekişmelerini bir kenara bırakıp Kurdistan\'ın akıbeti için seferberlik ilan edilmelidir.
Örneğin Kurdistan Bankası kurulup,bu bankaya dünyanın her yerinden destek alınmalıdır.
Gerektiği zaman AB ülkeleri ve ABD senatolarına baskılar yapılmalıdır.
Bunun geçmişteki reel örneği Yahudilerin devletleşmeye giderken güttükleri politikalardır.
Peki ne yapmıştı Yahudiler,ya da Yahudilerin uyguladıkları politikalar,Kurdistan için de uygulanabilir mi gerçek hayatta bunun karşılığı var mıdır.?
Yahudiler Almanya ve Avrupa\'dan sürüldükten sonra kendi devletlerine sahip olabilmek için iletişim içinde olup,ekonomik yatırımlara yöneldiler,bu ekonomik yatırımların sonucunda tüm dünyaya ültimatom verebilecek duruma geldiler.
Yahudilerin bu politikalarının geçerli olmasının sebebi,Yahudi toplumunun ve ideolojisinin batılı devletlerin ekonomik ve siyasal durumlarına tehdit oluşturmamasıdır.
Peki neden Kurd işadamları Bağımsız Kurdistan için yeteri çabayı sarfedemiyorlar.?
Bu sorunun cevabı tamamen Kuzey Kurdistan\'ın yani PKK\'nin güttüğü ideolojidir.
Sosyalizm, İşadamlarını ve dini duyguları ağır basan insanları Kurdistan davasından uzaklaştırdı.
Tüm bu negatif durumlara rağmen Yahudilerden artımız kendi topraklarımızın olması ve o topraklar üstünde yaşıyor olmamız.
Geriye en önemli meselemiz olan iyi bir politik duruş ile bağımsızlıktan yana tavrımızı netleştirmekve Kurdistan için ekonomik politikalar düzenlemek..
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Kurdistan için bilinçlenen ve bilinçlendiren insanların artması beni daha da umutlandırıyor.
Bir gün gelecek ve Hakkımız olan Kurdistan devletinde kendi dilimizle yaşayacağız..!
//Kurduzzeman// Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.