Selo candır, yedirmeyiz…

Ne kadar da çabuk değişiyor her şey ülkemizde. 7 Hazirandan, 1 Kasıma kadar olan süreci bir an göz önüne getirsek Allah var hepimiz başımıza taşlar yağacak deriz. Aslında bizde siyaset yapmak cambazlık yapmakla aynı durum. Bugün ipten yürür yarın aslanlarla dans eder ertesi gün bir bakmışsın hooopp çakallara yemek olmuş. Şimdi gene kızacak arkadaşlar vay sen ülkemize Sirk mi diyorsun diyecekler. Ama birde siz düşünün bakalım hangi oyun sahasında bu kadar oyun içine oyun koyulur ve oyuncu değiştirilir? Tâbi siyasetin incelikleri olmalı buna katılmamak elde değil lâkin bende biliyorum facebook’ta domates xıyar ekmeye, tavuk inek beslemeye benzemez. Ama bizde biraz ayarı kaçmış gibi. Belki de ben evham yapıyorumdur. Ama genede bu durumu arkadaşlar ile paylaşmak isterim.

Şimdi 1 Haziran öncesi masada oturan müzakerecilerimiz vardı. Siyaset adamlarımız ve stratejistlerimiz vardı. Çözüm sürecimiz vardı. Halkımız umutla doldurulmuş çıta çok ama çok yükseltilmiş özgürlüğün yakın olduğu Kürt halkının anayasal haklarını elde edebileceği bir hava yaratılmıştı. Ardından seçim süreci ile birlikte Seni Başkan yaptırmayacağız şiarı ile bir demokratik savaş başladı. İŞİD meselesini ise hiç karıştırmayacağım buna sonra değinebiliriz. Velhasıl hevallerim seçimler oldu kıyamet koptu. HDP seçimlerde olağanüstü bir başarı gösterdi ve legal siyasetin neler yapabileceğini açıkça bütün Kürt hareketlerine ve dünyaya göstermiş oldu. Ardından kimse ile koalisyon olmayacağız, dünyayı ben yarattım hastalığına tutunuldu. Buna erken zafer Sarhoşluğu da diyordu bazıları. Ama bir baktık hükümet kurulamıyor ve devreye her zaman ki gibi silahlar girmeye başladı. Burada AKP’nin ince hamleleri başladı. Ve ne yazık ki karşılığını da anında gördü ve sistem işlemeye başladı. İŞİD adı altında bombalar patlamaya başladı buna karşılık ise PKK tekrardan silahlı eylemlere başladı. Yani AKP, İŞİD ile kürdü vururken, PKK direkt ülkeyi vurmaya başladı. Halk tabanı bu hızlı değişimi kabul etmedi. Cuma arkadaşın beğenmediği Cihangirliler, Nişantaşılılar, İzmirliler yani entelektüel çevre taşlandı durdu. Nede olsa birilerine göre yumuşaktılar işe yaramazlardı.

Bu sert savaş curcunasında olanlar oldu. Halk savaşı adı altında hendekler kazıldı, sert Marksist söylemler uçlaştıkça uçlaştı. Halk hem savaşa hem de legal çalışmalara çekilmeye çalışıldı ama bu anda AKP oyununu oynadı zulmünü başlattı, ne de olsa Osmanlının Torunu Sonra Çıkar Oyunu demişler. Sindirme, baskı kampanyaları ile halka işkenceler edildi ve AKP \'siz bir Türkiye’nin vahşetler ülkesi olacağı kafalara kazıldı. Tâbiki HDP deliler gibi çalıştı ama eli boştu, demokrasi dedikçe kurşunlar sıkılmaya devam etti, bu arada İmralı \'da görüşmeler olmayınca, HDP nin elinde PKK \'ye karşı hiç bir argüman kalmadı. Çünkü İmralı sayesinde PKK, HDP ye ses edemez bir hale gelmişti. Seni babama şikâyet ederim korkusu her şeyi açıklıyordu.

Ve bir anda kuzey Kürdistandaki İslami çevreyi HDP den uzaklaşır halde bulduk. Çünkü PKK seçimlere girme kararı almıştı. Ve PKK’li olmayan, HDP’liler bu işi sevmediler, sevemediler. Üzerine 1 Kasımdan sonra bizi dinlemediler dinleselerdi daha çok oy alınırdı gibi bir Pişkinlik sergileyenlere hiç değinmek bile istemiyorum. Çünkü Ankara grubunun HDP ye bu kadar amansızca müdahale etmesini demokrasi ile bağdaştıramıyorum. HDP nin bozguna uğraması burada neden işlerine geliyor anlatmak bile istemiyorum. Birde utanmadan Selo Can istifa etsine getiriyorlar. Selo gibi bir başkan zor gelir ya neyse açmayayım ağzımı.

Peki, nasıl daha iyi olabilirdi?

Urfa saldırısı ardından iki Polis hedef alınacağına, Türkiye içindeki İŞİD\'çiler ve kurumları hedef alınabilirdi. Yada savaşı gerçekten savaşarak yapabilirlerdi. Ne İŞİD i hedef aldılar nede savaşı yükseltebildiler. Savaşı halkın yürütmesini istediler ve halkın katledilmesini propaganda malzemesi olarak değerlendirdiler.

Ayriyeten HDP\'nin seçim sürecinin başrol aktörü olmasını kabul edemeyip Selo Can ile rekabete girdiler. Yani aklı almıyor insanın nedir sizlerin bu Selo Can dan istediğiniz. Adam sizden daha sempatik diye zorunuza mı gidiyor. Yani beğenin yada beğenmeyin sanatçılar bu kadar sesli düşünüp, düşüncelerini dile getirirken sizce niye kariyerlerini tehlikeye atıyorlar? Ma Beren Saat Abbas arkadaşın yüzü gözü hürmetine mi bu açıklamaları yaptı Bu insanlar ve bizler HDP’yi eleştirsekte sevdik ama sizler kıskançlıklarınız ile olayı darmadağın ettiniz. Sidik yarışına girdiniz ve AKP yerine HDP \'yi devirdiniz.
Şimdide Seni Başkan Yaptıracağız diye yeni bir kampanya açarsanız şaşmayacağız. Çünkü anladık ki HDP ye özgür siyaset imkânı tanımayan iki güç var birisi Türkiye hükümeti diğeri sevgili, biricik PKK.

Yarın meclis içerisinde de HDP yi böylesi, geçen sürecin benzeri açıklamalarıyla zorlarsanız emin olun sadece kürt halkına kaybettirirsiniz. Bir kere silahlı bir hareket olarak savaşı yükseltmek istiyorsanız gerillaya sahip çıkın. Dersim merkeze yolladığınız iki gerillanın hesabını verin, Hakkâri merkeze gerilla elbiseleri ile yolladığınız arkadaşların hesabını verin. Bu şehitlerin hesabını da HDP den mi soracağız ? Hesap vermeden, kendini Ortadoğu\'nun kralı gibi görmek bizleri yok edecektir. Şengal’deki durumda aynen budur. Kandilde kış üstlenmesi yapamayan tonla insanı getirdiniz yığdınız Şengal’e, bir ülkede iki başlı askeri sistem dayatıyorsunuz. Benzeri bir talebi Rojava da dile getirince, Peşmerge gelsin Rojava’da savaşsın deyince de bir ülkede iki askeri güç olmaz diyorsunuz. Ama bakın koordinasyonda bile ortak zeminde uzlaşamadığınız Peşmerge ile karşı karşıya gelebilecek konumdasınız. Çünkü Şengal’de iki askeri güç birbirinden bağımsız hareket eder konumdalar. Bunun adı iktidar savaşıdır. Hani devlete karşıydınız, Kürdistan devletini istemiyordunuz çünkü devlet demek iktidar demekti? Şimdi daha devlet yokken iktidar hırsı için dağıttığınız hayatların hesabını illah İmralı mı sorulmalı? Biz sorunca olmuyor mu?