Bir çoğu gibi benim de çocukluğum köy ortamında geçti. Köy odasında yankılanan muhteşem ses ve yorumlarıyla köylüleri kendisine hayran bırakan dengbejler, "Arkası Yarın" ile devam eden masal anlatıcıların masalları keyifle dinleme şansını yakalardım. Çevremizdeki büyüklerin rüya görmeleri ve bu rüyaların yorum seansları o dönemdeki köy ortamının en gözde güncel yaşanmışlığıydı.
Anlatılan cinler konusu ve bahsi edilen cinlere atfedilen söylentiler ise biz çocukların kabusu olmaya yetiyordu. İtiraf etmeliyim ki, cevre insanların anlatımıyla anlatılan cinlerden dolayı çoğu zaman gözümü kapatmaktan korkarak uykusuz kalmışımdır. Toprağı bol olan rahmetli anam yatağımın altına her ne kadar demir bir çubuk koyup "bak artık sana yaklaşamazlar" dediyse de kabus görmemi sonlandıramadı; ta ki günün birinde bir aile dostumuz evimize gelinceye kadar.
Yanına çağırıp "bak oğlum sen gündüzleri daha çok neyi düşünürsen akşam rüyana o gelir girer; onun için sen neyi çok seviyor ve özlüyorsan her zaman onu düşünmeye çalış" şeklindeki söylediklerine dört elle sarılmıştım. Amcamı çok seviyordum ve amcam uzun bir zaman köyden ayrılmış, Suriye'ye geçmişti. O aile dostumuzun tavsiyesine uyarak tüm günümü amcamı düşünmekle yetinmedim. Yatağıma girer girmez tekrardan amcamın eve gelip cebinde çıkaracağı delikli kırmızı şekeri hayal edip durdum. İstemeyerekte olsa gözlerim kapanmış ve işin en güzel tarafı olan amcamla buluşmuştum. O günden sonra cinlerle arama kesin mesafe koyarak uykuma dalıyordum,
Yerel seçimlerin tarihi açıklanmasıyla Mardin ve Nusaybin'de, aday başvuruları aldı başını yürüdü. Geçmiş yetmezliklerin bıraktığı izlerden olsa gerek, her başvuruda bulananın profiline baktığımızda, umutlarımla mayalanmış ne kadar 'keşke'ler varsa hareketlenmiş oluyordu. Keşkelerin yarattığı yorgunluk olsa gerek, "şöyle olsa böyle olsa" ile başlayan keşkeler o kadar yormuş ki; yaşın ilerleme gerçeği de eklenince yorgun yorgun uykuya dalmıştım...
Yaşanmışlıklarıyla dünya tarihine katkısıyla yaşanmış tarihin aynası olan Mardin sokaklarında dolaşıyordum rüyamda. Tarihsel yaşanmışlıklara karşı duyarlılığı olan yerli yabancı insanların görmek istediği tarihi sokaklarında bir şey görmek yada arıyor gibi deli deli dolaşıyordum. Birden bire, korumalar eşliğinde halkın arasında ve halkla konuşan Kürtlerin Ahmet Abi'sini gördüm. Saygın, mütevazi ve özellikle de insancıl tüm özellikleri içinde mütevazi bir gülümsemeyle bana dönerek "nasılsın Hüseyin hoca" demesi beni mutlu etmişti. Mardin seçime hazırlık komitesinin sözcüsü durumundaki insanın kulağıma eğilerek söylediği sözcükler ise, beni mantıksal dünyamdaki güzel olan her şeyle buluşmasına yetmişti. "Basın açıklaması yapılacak birazdan" demesi ise, beni benden alan sözcüklere dönüşmüştü.
Sadece Türkiye deki Kürtler üzerinde değil, bütün Kürtler üzerindeki ağırlığıyla kürsüye çıkmıştı Kürtlerin Ahmet Abesi. "Bu basın açıklamamla siz sevenlerimi bu coğrafyada yaşanmış ve hala yaşanan dramları anlatmak değil amacım. Bildiğiniz gibi yerel secimler yine dayandı biz Kürtlerin kapısına. Yapılacak bu yerel seçimi çok ama çok önemsediğimi bilmenizi isterim, belki de bundan olsa gerek yeni kararlar almama neden oldu. Kendi şahsım ile alakalı aldığım karar yada kararlar, elbette ki kendimle sınırlı olan kararlardır. Bildiğiniz gibi yerel secimler kapıya dayanmasıyla tüm gözler bana çevrildi. Ahmet Türk Mardin'de aday olur mu diye. Oturtmaya zorlandığımız yerden Ahmet Türk'le yeniden kalkıp yola devam etmek bir çoğunuzun özlemi olduğundan şüphem yoktur. Ama taktir edersiniz ki, genç kuşağın önünü açmak bizim gibi ak sakallı olanların görevidir. Yerel secimler her nasıl kapımıza dayanmış ise, genç kuşağın görevi devralma gerçeği de kapımıza dayandığına inanıyorum. Bizim gibilere düşen görev ise, tüm imkan ve deneyimlerimizle görev alan genç kuşağın arkasında durmak olmalıdır artık...
Örneğin tarihsel gelişmelerin Kürd halkının önüne koyduğu reel dayatmaların sonuçları itibariyle, siyasal öncülerinin önüne yeni bir süreç konduğunu, söz konusu yeni sürece paralel düşünsel bazdan da yepyeni düzenlemelere gidilmesi gerektiğinin farkındayım artık" Konuşmasına devamla "her ne olursa olsun yada her ne bahasına olursa olsun. Geçmişle başlayan yetmezliklerimizi gelecekle devam edecek yeterliliklerimize kurban etmeyi başarmalıyız" şeklinde devam etti.
Doğru bir yönlendirmeyle yapılacak bu yerel secimler değil sadece biz ve partimize, tüm Kürd halkının kazanımına dönüştürmeyi başarmalıyız. Zira yerel secimler halkın genel özlem ve istemleriyle bütünleştirildiği zaman, Kürt halkının demokratik talepleriyle özgürlükçü alana kazandıracağı kazanımların haddi ve hesabı yok. Çünkü yerel seçimler, oraya da buraya da her ne kadar evirip cevirsen de, ortaya çıkaracak değerlerin aynası olmaya devam edecektir. Dolayısıyla bu yerel secimle ortaya çıkaracak değerin anlaşılmasına katkı sunmalıyız. Bu nedenle bahsi geçen bu yerel seçimlere anlam kazandırmak adına, aday adaylığımdan genç kuşakların önü açılsın diye feragat ediyorum.
Dolayısıyla bu yerel seçimlerde, demokratik ve kolektif bilincin gelişmesine katkı sağlanması için, aksakallılarımızla, yazar çizer aydınlarımızla, bu bağlamda elimizi taşın altına sokmaya çağrı yapıyorum" ile noktalandı konuşması.
Uykumdan uyandığımda dudaklarımdan ilk dökülen keşke rüya değil de gerçeğin kendisi böyle tecelli etseydi diye uzun uzun evin tavanına gözüm dikildi!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.