Samimiyet moralin çıtasını yükseltir. Moral ise, Kürd özgürlük hareketine güveni artırır. Gereksiz çelişkilerin yaratılması ve karşıtlıkların sebep olduğu belirsizlikler moralsizliği körükler.
Ulusal demokratik hakkaniyetlerin Kürt ulusal talepleri ve ulusal hedefleri ortada iken Kürdler arası karşıtlıkların yaratılması ve öne çıkarılması büyük talihsizliktir.
Kürt halkının siyasal yelpazesini dizayn eden Kürt abelerin siyasal samimiyetinin çıtası yükselmelidir. Çünkü, \"oldu-olmadı\" şeklindeki gel-gitler ya da \'istiyorum\'un hemen arkasında \'gerek yok\'larla başlatılan algısal geçişlerin sonuçları, istesek te istemesek de Kürt halkının yüreğinde palazlanan ulusal demokratik hakkaniyet duygusunu körleştiriyor. Kürtler arası ilişkilerin seyri ise, akliselim olması gereken olabilirlerin tümünü olmazlara dönüştürülmek için olağan bir çabaya dönüşüyor.
Öyle görülüyor ki, Kürt halkının tüm fedakarlığına rağmen, Kürt siyasetini dizayn eden Kürt siyasi abeler, düşman diye tabir edilene karşı geliştirecek manevralardan daha çok, Kürdün kürde karşı geliştirdikleri siyasi manevralarla bir yerlere varılmaya çalışılıyor! Bu durum normal mi? Güney Kürdistan\'daki başkanlık sorunuyla ortaya çıkan (Goranlı) görüntüler, Kürt siyaseti acısından içler acısının çok ötesini işaret ediyor desek haksız değiliz!
Kuzey Kürdistan\'da Türkiyelileşme projesinin ortaya çıkardığı yansımalar ise, olmayacak duaya amin demenin ötesini göstermeyen gel-gitlerin dansını oynuyor...
Batı Kürdistanlı Peşmergelerin Rojava\'ya geçit vermeye karşı tutumla ortaya serilen politik akılsa, mantıksal realitenin tüm verisel sonuçları altüst edecek boyutlara ulaşıyor!
Dolayısıyla, buna benzer müteakip gelişmelerden hareket edildiğinde, Kürt halkının siyasi Kürt abelerinin mantıksal gel-gitleri hayra alamet olamıyor maalesef!
Bütün dünyanın gözü Kürdlerin üzerinde iken, Kürdler arası uyumsuzluk Kürdler için olumlu puan değildir. Dünya, Kürdleri Ortadoğu çıkmazlarının aşılmasında temel aktör olarak görülürken, Kürdlerin içinde bulunduğu istenmeyen tutumlar kimsenin yararına olmayacaktır.
Tarihin ve koşulların açtığı kredinin tümünü ille de ben merkezli siyasi manevralara yatırılma sonuçları, düşman diye tabir edilen öğelerden daha çok Kürtlerin geleceği önünde hendekleşmeye koşuyor. Kürt siyasal arenasındaki sayın siyasi abelerinin ulusal çıkarlara aykırı yaptıkları siyasal hamleler ise, Kürt halkını kendi geleceğine ağlatacak dramatik hallere sokulduğu görülüyor.
Örneğin, \"halklar kardeştir\" söylemleriyle başlayan kardeşlik duruşu ne kadar samimidir?
Samimi görülmüyor çünkü, en acil tolerans ve fedakarlıkla kardeş olması gerekenlerle değil de, ancak bir kaç asır ötesini gösteren kardeşliklerin peşine düşülüyor yada siyasi abelerimizin ağızlarından düşürmedikleri demokratik duruşun özüyle ne ölçüde barışık oldukları ise, barışık olmadıkları günübirlik yaşamsal olgularda her Allah\'ın günü görülüyor maalesef. Velhasılıkelam, hangi taraftan ele alınırsa alınsın, ortaya çıkan tek bir sonuçla karşılanırsınız. O da söylemle yapılanların arasında gün geçtikçe makasın hızla açıldığıdır.
Kürt ulusal çıkarlarıyla parçaların farklı eğilimleri Kürtlere hiç bir şey kazandırmaz! Kürd siyasal hareketlerin öncü öğeleri, sömürgecilerin tercihleri doğrultusunda değil, Kürt ulusunun özgürlük taleplerini karşılamak zorundadır.
Dolayısıyla, Hemo\'nun yada Memo\'nun doğruları benim doğrularım olamaz mantığı, Kürt siyasal hareketini dizayn eden Kürt siyasi abelerini maalesef doğrular vadisine taşımaz.
Tüm Kürt halkının en büyük temennisi, 30 yıldan fazla bir zamanlamayla Kürt halkının geleceği üzerinde tartışılmaz güç olmayı sürdüren PKK ve diğer Kürd güçlerin eksenindeki siyasi abelerin yapması gerekenin biran önce koşul ve ortamın yarattığı yol ayırımlarının tüm doğrularıyla buluşmasıdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.