Diyarbakır’dan ABD Ankara Büyükelçisi'ne mektup
Diyarbakır’da Avukat Sedat Çınar, yeni ve eski baro başkanlarının da arasında olduğu bir gurup hukukçunun imzaladığı bir mektup kaleme alarak ABD'nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'a gönderdi. Mektupla, Barrack'ın yaptığı konuşmanın bölgeyi daha derin bir kaosa sürükleme riski taşıdığı uyarısında bulunuldu.

Diyarbakır Barosu üyesi Avukat Sedat Çınar, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel temsilcisi Thomas Barrack'ın Türkiye, Kürtler ve Suriye ile ilgili yaptığı değerlendirmelere karşı, bir mektup hazırladı. Hazırladığı mektupta, Kürtlerin tarihi, geçmişi ve mücadelesini anlatan Çınar, Büyükelçi Barrack'ın konuşmalarının bölgeyi daha derin bir kaosa sürükleme riski taşıdığını söyledi.
Hukukçu Sedat Çınar, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'ın açıklamalarına önce sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile tepki göstererek, bunun kabul edilemez olduğunu duyurdu. Daha sonra bir gurup hukukçu arkadaşıyla birlikte Barrack'a cevap niteliğinde bir mektup hazırladı. Hazırladığı mektup, hukukçu arkadaşları tarafından redakte edildikten sonra ABD'nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'a ulaştırılmak üzere Diyarbakır Barosu'na verildi.
Diyarbakır Barosu da destekledi
Güneydoğu Ekspres Gazetesi'ne konuşan Avukat Sedat Çınar, bir Kürt, bir hukukçu ve bir insan olarak Barrack'ın açıklamalarını kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bir Kürt, bir hukukçu ve bir insan olarak kabul edilemez beyanatlar olarak tepkimizi kaleme aldık. Bir grup hukukçu arkadaşımız da bu metne düzeltme anlamında katkıda bulundu. Eski baro başkanları ve hukukçu arkadaşlarımızla birlikte imzaladığımız bu metni, Diyarbakır Barosuna verdik. Diyarbakır Barosu da kendi üyeleri arasında imzaya açtı. Sanırım çok sayıda imza toplanarak bu metin ABD Ankara Büyükelçiliğine gönderilecek" dedi.
"Kürtler, Suriye'de IŞİD'e karşı canlarıyla mücadele etti"
Avukat Sedat Çınar tarafından hazırlanan ve Diyarbakır Barosu Yönetiminin de imzaladığı mektupta, "Bilginiz dahilindedir ki, Osmanlı İmparatorluğu'nun devletin merkezileştirilmesi politikaları kapsamında, Kürt Beylikleri ve Emirliklerinin özerk yapıları ortadan kaldırılmış, zorla merkeze bağlanmaları sağlanmıştır. Bu süreç, Kürt halkının son iki asırdır devam eden çatışmalı ve sancılı tarihinin temelini oluşturmuştur. Her ne kadar bu mücadele yenilgiler, kan ve gözyaşıyla dolu olsa da, Kürt halkı inkarı ve esareti kabul etmeyerek, varlık, özgürlük ve eşitlik mücadelesini 200 yıldır sürdürmektedir.? Son 50 yılda İran, Irak, Türkiye ve Suriye’de 500 binden fazla Kürt bu uğurda hayatını kaybetmiş ya da öldürülmüştür. Kürtler, insanlığın ortak düşmanı IŞİD’e karşı Irak ve Suriye’de uluslararası koalisyonun bir parçası olarak savaşırken, kanlarıyla ve canlarıyla inkâr edilemez bir bedel ödemiştir.?" denildi.
"Tek millet, tek devlet, tek ordu söyleminiz Kürt mücadelesine gölge düşürür"
Barrack'ın konuşmalarında, Suriye ve Irak Kürtlerini yok sayıldığına dikkat çekilen mektupta şu görüşlere yer verildi:
"Ancak sizin, Suriye ve Irak Kürtlerinin taleplerini yok sayan 'tek millet, tek devlet, tek ordu, tek Suriye' söyleminiz, bu onurlu mücadeleye gölge düşürmekle kalmamakta, aynı zamanda Birleşik Devletler’in kuruluş felsefesi olan özgürlük ve halkların kendi kaderini tayin hakkı ilkelerini de zedelemektedir. Amerikan kurucu babalarından Thomas Jefferson, 'Hükümetler meşruiyetini halkın rızasından alır.' derken, sizin savunduğunuz 'tekçilik' ve 'Osmanlı millet sistemi', farklı kimliklerin eşitlik taleplerini değil, aşırı merkezci devlet aygıtının tahkimini hedeflemektedir.
"Söyleminiz IŞİD'i teşvik edip bölgeyi derin bir kaosa sürükleyebilir"
Kürtler, insanlığın ortak düşmanı IŞİD’e karşı savaşırken yalnızca kendi özgürlükleri için değil, insanlık adına da bedel ödemiştir. Müttefikiniz olan Kürtlerin bu fedakârlığını 'onlara borcumuz yok' diyerek yok saymak yalnızca nankörlük değil, aynı zamanda ahlaki bir körlüktür. Daha da vahimi, üniter ve merkeziyetçi söyleminiz, HTŞ gibi radikal terör gruplarını cesaretlendirme tehlikesi taşımaktadır. Bu gruplar, Ezîdî ve Hristiyan kadınlara cinsel kölelik dayatan, Kürtleri, Arap Alevilerini, Dürzileri ve diğer azınlıkları hedef alan, kendileri gibi düşünmeyenleri vahşice yok eden bir zihniyetin temsilcileridir. Sizin söylemleriniz, IŞİD üniformasını çıkarıp kravat takan bu barbarların, Suriye’de Kürtler ve diğer farklı topluluklara yönelik yeni saldırılarını meşrulaştırabilir, teşvik edebilir ve yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir. Bu yaklaşım, bölgeyi daha derin bir kaosa sürükleme riski taşımaktadır.?
Thomas Jefferson'un sözü ile hatırlatma
Kürtlerin federasyon, özerklik gibi 'ademi merkeziyetçi' statü talepleri, bir ayrıcalık ve ayrımcılık değil aksine Suriye’de demokratik bir düzenin tesisi için gerekli asgari taleplerdir. Bu talepleri yok saymak, barışı değil, çatışmayı besler. Adaşınız Thomas Jefferson’ın kalemiyle soruyoruz: 'Bir halkın iradesini ve taleplerini yok sayarak, dünün barbar teröristlerinin yöneteceği bir devlette nasıl adil bir düzen kurmayı umuyorsunuz?'
"Kürt halkının meşru taleplerine saygı"
Son açıklamalarınıza duyduğumuz öfke ile size sesleniyoruz: Kürt halkının haklı ve meşru taleplerine saygı gösterin! Çünkü bu toprakların tarihini anlamadan yazmaya kalktığınız senaryo, ne Kürtlerin ne de diğer mazlum halkların hakikatine tekabül etmiyor. Adalet, halkların sesine kulak vermekle mümkündür.
"Bu mektup bir halkın öfkesi ve umudunun sesidir"
Sizden beklentimiz; müttefiklik ruhuna sadık kalarak, Kürt halkının ödediği ağır bedeli unutmadan, Kürt Halkının ve Suriye’deki diğer toplulukların meşru taleplerine saygı duyan bir tutum sergilemenizdir. HTŞ ve benzeri yapıların elini güçlendiren, barbar zihniyetlere cesaret veren söylemler yerine; farklılıkları kucaklayan, dezavantajlı grupları güvende tutan ve barışı önceleyen bir vizyon ortaya koymanızı umuyoruz. Bu mektup, bir halkın öfkesinin ve umudunun sesidir. Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesinde, Jefferson’ın özgürlük mirasının payının da olduğunu hatırlatarak; bundan sonraki konuşmalarınızda bu sese kulak vermenizi umuyoruz. Saygılarımızla."
Avukat Sedat Çınar'ın hazırladığı mektubu onaylayarak imzalayan hukukçularım isimleri ise şöyle:
Bir Grup Kürt Hukukçu
Av. Fethi GÜMÜŞ- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. Hüseyin TAYFUN- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. Mustafa ÖZER- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. M.Emin AKTAR- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. Ahmet ÖZMEN- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. Cihan AYDIN- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı
Av. Abdulkadir GÜLEÇ- Diyarbakır Barosu Başkanı
Av. Sedat ÇINAR-Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Cemşid BİLEK- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Müslüm DALAR- Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Fahri KARAKOYUNLU- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Cabbar LEYGARA-Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Sıtkı ZİLAN- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Mehdi ÖZDEMİR- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Barış YAVUZ- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Sabahattin KORKMAZ- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Sabahattin ACAR- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Sertaç BULUTTEKİN-Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Cemile TURHALLI BALSAK-Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Murat SARI- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Hasan DAĞTEKİN- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Erdem GENCAN-Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Halis AYÇİÇEK- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Semir GÜZEL- Diyarbakır Barosu Eski Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Zilan VURAL- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Soran Haldi MIZRAK- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Vedat ERTEN- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. YAKUP KATAR- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Mahsum BALUR- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. İdris ATUĞ- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Şiyar KIZIL- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Yahya EKMEN-Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Cafer KOLUMAN-Diyarbakır Barosu Üyesi/Alevi Bektaşi Federasyonu Hukuk Sekreteri
Av. İsmail Hakkı IŞIK- Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Mehmet YILDIRIM- -Diyarbakır Barosu Üyesi
Av. Rıdvan DALMIŞ -Diyarbakır Barosu Üyesi."
(Mehmet Türk- Güneydoğu Ekspres)