Her güneşin doğuşuyla yeşeren yaşamsal umudlarla yaşıyorum ANA. Her güneşin batışıyla karmaşaya dönüşen Kürtlerin ruh-i ahvalımızla hiçlere dönüşüyorum ANA. ''Herkes alçak ve hayın bir tek ben kahramanım'' oyunu oynayanlarla yol alınmıyor ANA.
Ağustos böcekleri şarkılarını söylemez olmuş. Bülbüller ise, Ahmedê Xanê'nin beyitlerine küsmüş gibidir ANA. Ağaçlar namaza durmuşçasına doğa dansına nokta koyalı çok olmuş. Gök kubbenin cadılar tarafından sarıldığı her haliyle belli oluyor ANA. Güneşin karabulutlarla perdelendiği ise, yüzüme vuran soğuktan anlaşılıyor ANA. Karmaşıklaşarak boyutlanan bu sessizliğin ortasında, beynim sorulara bir türlü cevap alamıyor ANA.
Başındaki ak saçıyla kucağında iki can taşıyan tarifi güç kadını gördüğümde, hayal dünyamla canlanan özlemlerim yeşermişti. Eşsiz güzelliğiyle doğurganlığa kaynaklık eden kudretiyle "yarattığımla hayat devam ediyor" der gibiydi. Anlamlılığını gölgeleyen yüz ifadesinde ise, savunmasız bir o kadar da güçsüz durgunluğuyla bir yerlere bir şeyler anlatmak isteyen bakışları vardı.
Belli ki, kadın ana yorgundu, yorgunluğuna neden olan gerekçelere kafası takılıyordu. Yaşatılmışlıkların gerekçelerine karşı rahatsız olduğu çok belliydi. Dalgınlığında ise, derin anlamlar barındırdığı aşikardı...
Hüzün doluydu, tedirgindi, sessizdi. Bir o kadar da derin anlamlara işaret eden bir edası vardı...
Doğurup büyüttüğü canların vefasızlığından şikayet eder gibi bir duruşu vardı. Büyüyen her canın bir başka rüzgara kapılışına içerlenmişti. Yetiştirdiği her bir canın kendisinden koparılmış olmasının verdiği o tarifsiz acıyı yüreğinde yaşadığı acıktı...
Bakışlarıyla dile geliyordu gözleri. Yaşanmış acılarla saçlarına düşen aklar ise, etrafla konuşuyor gibi sağa sola savruluyordu...Her nefes alışında ise, yaşadığı acımsı yaşanmışlıkların derinlikli dehlizleri üflüyordu sanki. Bir ara zarif bir gülümsemeyle yüzünü yüzüme çevirmişti. Yüzünü bana çevirmesiyle sessizliğe bürünen rüzgâr operada dansa başlamıştı...Ağustos böceklerinin kulağımda oluşturduğu sesin güzelliğiyle, Ehmêdê Xanî ilahilerine, Feqiyê Teyra beyitlerini ekleyen bülbüllerin sesiyle, bu kutsal ananın yaşanmışlığı yüreğimde derin fırtınalar yaşatmıştı.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.