Kobanê Turnusol işlevi görüyor.

KOBANÊ Kurd Ulusal mücadelesinde hem Kurdler açısından, hem Türkler, Araplar ve “Demokratik Modernite” diye birileri tarafından kutsanan “sol” Kemalist- Sosyal Faşistler, hem de “Kapitalist Modernite” diye tu kaka edilen “Emperyalist Batı”lı devletle.

Memalan

31.10.2014, Cum | 07:27

Kobanê Turnusol işlevi görüyor.
Makaleyi Paylaş
KOBANÊ Kurd Ulusal mücadelesinde hem Kurdler açısından, hem Türkler, Araplar ve “Demokratik Modernite” diye birileri tarafından kutsanan “sol” Kemalist- Sosyal Faşistler, hem de “Kapitalist Modernite” diye tu kaka edilen “Emperyalist Batı”lı devletler açısından Turnusol Kâğıdı oldu. At izi ile it izi birbirine karışmadı, tam tersine birbirinden ayrıştı. Kimin Kurd çıkarlarını gözettiği, kimin Kurd çıkarlarını tarumar etmek için çırpındığı ortaya çıktı.

Türk Devleti de, Araplar da (hem Sünni, hem Şii, Esad rejimi dahil) başından beri Güney Kürdistan, Rojava ve Kobanê’nin düşmesi için açık düşmanlığını gizlemediler. Türk devleti ve Sunni Araplar DAİŞ çetelerini doğrudan destekleyerek, içinde yer alarak, Esad rejimi ve Şiilerde şimdilik kendisi zorda olduğu için açık düşmanlığı fırsat yakalayacağı bir tarihe ertelediği bir düşmanlık yapmaktadır. Eğer Esad başındaki belayı defedebilirse, PKK-PYD emin olsun ki Kurd düşmanlığında babasını da, Türkleri de, Sünni Arapları da aratmayacaktır.

Gelelim PKK’nin başımıza bela ettiği Türk “sol” maskeli Kemalist Faşistlere. Bu iblislerin ipliği İmralı sürecinin başlamasıyla pazara çıkmıştı. Gören gördü, görmeyen gözlerde körlükleriyle kaldı. Bunların ortak korkusu;

1- Kurdlerde Ulus-Devlet bilincinin gelişmesi.

2- Güneyde Bağımsız bir Kürdistan’ın olma ihtimali.

3- Son dakika gelişmesi olarak Rojavanın Güneyle birlik olma ihtimalinin hayli yükselmesi.

Bu nedenle en büyük düşmanları Mesut Barzani! Her fırsatta PKK tabanında Barzani düşmanlığını körüklemek bunların ortak paydaları. Yalçın Küçük, Doğu Perincek bu iblislerin en uğursuzuydu. Kurd mücadelesinde kuzeyin başına ne felaketler getirdikleri tek tek ortaya çıktı. Kobanê bu iblislere de bir şamar oldu-olacak, en son Allahsız Ateist Doğu Perincek ; “Kobani düşerse Türkiye bütünleşir. Kobani diye bir şey kalmayacak. Orada Rojava\'ymış, Kürt koridoruymuş, Kürdistan\'ı kurmakmış, o hayaller yıkılıyor.” şeklinde içinden geçenleri kusarak DAİŞ çetelerinin Kobanê’de kazanacağı gün için dua etti. Ama Ateist olduğu için duası ona ve Devletine beddua olarak geri dönüyor. Bir zamanlar bu iblisi askeri tören yaparak karşılayanların kulakları çınlıyor mu acaba? Birde bu iblislerin hala Kurdlerin “yanında görünen” ama kuyusunu kazmayla meşgul (Demir Küçükaydın, Veysi Sarısözen , vs) gibi ardılları var.

PKK’nin basını adeta bu iblislerin kontrolünde. D. Küçükaydın; Duhok’ta imzalanan Rojavali Kurdlerin birlik anlaşmasını “Kobanê ve hatta Rojavanın düşüşü” olarak ilan etti. Sebep; Kurdler Etnik Birlik oluşturuyormuş!, tek umudu PKK’nin bu “oyunu” bozmasındaymış! Veysi Sarısözen; PKK tabanı Kurdleri “Demokratik Cumhuriyet’e yamamanın hesabıyla uğraşıyor. Sol gösterip Türk gibi vuruyor. Peşmerge’nin Kobanê’ye yardıma gitmesi ve “Kapitalist Modernite-Emperyalist Bati” diye saldırdığı Koalisyon güçlerinin havadan saldırılarından çok ürkmüş, avucumuzdadır artık hayalini kurdukları Kobanê’nin kurtuluşunu hissettiği için ağzından salyalar akıtarak “Ey Kemalistler neredesiniz? Kobanê’de “Kürtlerle birlikte- savaşın” diye haykırıyor, aslında anlatmak istediği şu; ellerinden kayıp giden 2. Kıbrıs Rojava- Kobanê’ye hayıflanıyor. HDP cephesinde olan iblislerde başka koldan Kürtlerin defterini dürmekle meşgul. Bunlar sadece Türk tarafındaki birkaç örnek. Birde Türk Kemalist Faşistleri yetmiyormuş gibi, Rojava’da son olarak da İslami Faşist ÖSO denilen Arap milliyetçileri devreye sokuluyor. Dün daha Peşmerge Kobanê’ye varmadan apar topar 200 kadar ÖSO militanı Suruç’tan Kobanê’ye geçirildi. Bu Arap milliyetçilerinin sokulmasının ana nedeni Kobanê şahsında Rojava’da Ulusal bir Kürt oluşumunun önünü almaktır. Bu güçleri oraya sokan iradenin Türk Devleti olduğu belli, kabul eden PYD ve YPG’nin iradesi kim? yakında anlaşılacak. YPG sözcüsü Polat Can’ın dün geceki röportajında Kobanê’ye gecen ÖSO militanı oldukları iddia edilen gurupla ilgili; “Kimdir bunlar?, 1-2 yıldan beridir Türkiye’de yaşayan bu kişiler Suriye’ye geçip hiç savaşmamış, ÖSO’yla bir alakaları da yok. Truva ati rolünü mü oynamak istiyorlar” diyerek tereddütlerini dile getirdi. PYD “kanton” hikayeleriyle dolduruşa getirilip ÖSO benzeri oluşumlarla ittifak yaparak, ittifaklarını hep Düşman sömürgeci güçlerin içinde arayarak baltayı ayağına vurmuştur, PKK’nin “Demokratik Modernite“ dediği Cephe işte bu güruhtur.

Bu iblisler yetmezmiş gibi birde bunların Kurd versiyonları yok mu! İşte en çok ta bunlar içten acıtarak vuruyor. Neler yapmıyorlar ki. Peşmerge’yi korkak, mevziiyi bırakıp kaçan olarak yansittilar. Mizansen bir şekilde 7 HPG savaşçısını 1 Doçka ile DAİŞ çetelerine siper edip 250000 (iki yüz elli bin) Ézidi Kürdünü kurtaran kahraman olarak yansıttılar. Şengal çatışmalarının olduğu o dönemde Peşmerge’yi korkak, PKK’yi kahraman gösteren sadece PKK medyası değildi, takip eden okuyucular Türk devlet Medyasının şaşılacak şekilde ayni rolü oynadıklarına şahit oldular. Bu mizansenlere sadece sürü psikolojisiyle hareket eden bir kitle inandı o kadar. Güney Kürdistan’ın Bağımsızlığını ilan hazırlıklarına sert şekilde karşı çıkıp; “Biz ilkel milliyetçiliğe müsaade etmeyeceğiz, bağımsız Kürdistan’ı çöpe attık, Ulus-devlet talebi ilkelliktir” diyerek adeta savaş açtılar. Ama Kobanê’de paçaları tutuştuğunda da yardımlarına ilk koşan, Kobanê’yi DAİŞ çetelerinin eline düşmekten son dakikada kurtaran o “ilkel milliyetçi” kardeşleri ve Başkan Barzani’nin diplomatik, siyasi becerisinin harekete geçirdiği o “Kapitalist Modernite”nin “Emperyalist Batı“ devletlerinin hava saldırıları oldu!. Bu Kürd orjinli tiplerden biride yalaka Cahit Mervan’dir. Bugünkü (dünkü) ANF’de ki yazısını Yalaklıktaki hünerini göstermeye ayırmış. Peşmerge’nin Türk devletinin bin bir türlü Osmanlı oyununu bozarak nihayet Kobanê’ye doğru o görkemli hareketini Türk devletinin şova dönüştürdüğünü –dolaylı olarak Peşmerge’yi ima ediyor- devletin PKK-PYD’yi “terörist” Peşmerge’yi “kahraman” gösterdiğini iddia ediyor. Mürit olmayan Kurd Medyasında PKK Medyasına yapılan (Peşmerge’nin geçişini yeterince vermediği) haklı eleştirilerine; “fitne-fesatçılık yapmayın, Kürd medyası (yani PKK medyası) işin şov yanı ile değil, gerçek olan kısmıyla alakalıdır” diyerek baklayı sonunda ağzından kaçırıyor. Devletin Algı operasyonu yaptığını söyleyerek, kendi yaptığı Algı operasyonunu kamufle etmeğe çalışıyor. Habur Sınır kapısından Urfa’ya kadar Peşmerge’nin geçtiği tüm şehirlerde kuzeyli Kurdler adeta Kurdistan’ın Bağımsızlığını kutluyormuş havasına girdiler. Peşmerge’leri bağırlarına bastılar. Kuzey Kurdistan’da tüm yol güzergâhı bugüne kadar dalgalandırılmamış olan KURDISTAN BAYRAGI ile adeta donatıldı. Evet Cahit Mervan ve ekibinin dili söylemeye varmasa bile Peşmerge’yi Türk devleti “kahraman” göstermedi, kuzeyli Kurdler Kahraman olarak karşıladı. Her şey Dünyanın gözü önünde cereyan etti, bakar körlüğün çaresinin (Pişkilé Pez in sürme olarak çekilmesi) olduğu söyleniyor ama bilemem.

Peşmerge bugün Kobanê’ye vardığında bugüne kadar Rojava’da dalgalandırılmayan(!) ALA RENGIN dalgalanmaya başlayacak. Ve bu ALA RENGIN’in dalgalanması KOBANÊ’nin Kurtuluş müjdesi olacak.

Kobanê bugün bedel vererek Turnusol işlevi gördü. Kobanê’nin kurtuluşunun şifresi; “kanton yada özerk bölge” ilan edilmesinde değildir. O sol geçinen faşist- Kemalistlerin deyimiyle “etnik”, bizim deyimimizle ULUS olma bilinciyle ayağa kalkıp bir partinin, mezhebin, tarikatın sembol ve Flamalarıyla değil, Ulusal bayrağıyla ben bu şekilde medeni dünya ailesi içinde yerimi alıyorum demesindedir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

7704 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:07:44:55
x