Anayasaya, yasalara, teamüllere uymayan kendi kendisine darbe yapan bir siyasetçinin neler yapabileceğini seyrediyoruz yıllardır.
Anayasaya uymayacağını açıkça söyleyen, kendisini anayasaya aykırı bir şekilde başkan ilan eden Erdoğan’ın PKK’yle ilgili olarak “müzakere yapılmayacak, son terörist de yokolana kadar mücadele devam edecek” sözlerini de hatırlayalım.
Erdoğan’ın cepheyi daha da genişletip her kesimden insanları “terörist” listesine dahil edip hepsinin hapsedilmesini istemesini daha toptan ve daha rahat bir şekilde yapabilmesi için darbe yaptırarak kendisine dikensiz bir yol açması da bundandır.
Bu yüzlerce, binlerce insanın ölümüne, mahallelerin yıkılmasına, şehirlerin yok olmasına, ülkenin bir şiddet ve korku sarmalına dönüşmesine yol açan siyaset, daha neler olacağını bile hayal edemezsiniz...
O, binlerce insanın ölümü pahasına “tek adam” iktidarını sürdürmek, işlediği suçların yargı önüne gelmesini engellemek istiyor, “şiddetten ve kaostan” başka bir yolu yok.
Artan sayıda ölüm haberleri geliyor her gün.
Savaş her gün biraz daha şiddetleniyor ve daha da şiddetlenecek. Bütün muhalifleri hapse atarak herkesi susturacakları güne kadar bu savaşın süreceği açık bir gerçek olarak duruyor önünüzde?
Kürt meselesinde nasıl ikiyüzlü davrandıklarını, işlerine geldiğinde “barış”, işlerine geldiğinde “savaş” dediklerini her gün izliyoruz.
Şimdiye kadar izlediklerimizin, önümüzdeki süreçte izleyeceklerimizden daha masum kalacağına emin olun.
Her şeyi domino taşları gibi üzerimize yıkmaya çalışıyorlar. Şimdi sıra legal siyasete geldi.
Nitekim sıra, HDP milletvekillerinin tutuklamasına, nitekim geldi. “Terör örgütünün” legal kolu olduğu gerekçesi ile önümüzdeki günlerde tutuklamalara başlayacaklar. HDP milletvekilleri 4 renk kategorisine ayrılarak, Kırmızı, Gri, Beyaz ve Yeşil renkli kutular vekillerin isimlerinin başına koyarak ayırmışlar. Gerekçe mi? Gerekçeleri aşağıda sizlere tane tane aktaracağım.
Aktaracaklarımın içinde benim de bir türlü çözemediğim bir çizgi var. Ne çizgisi demeyin bayağı çizgi, hem de yeşil.
HDP Milletvekillerini 3 gruba ayırmışlar. Kırmızı renkte olanlar ilk elden tutuklanacak olanlar. Gri ikinci elde tutuklanacaklar. Beyaz dışarda kalması gerekenler.
Sanırım sizde benim gibi Kırmızı, Gri ve Beyazı anladınız. Ama kafamı karıştıran Demirtaş\'ın isminin önüne yeşil bir çizgi koymaları. Çözemedim. Sordum soruşturdum kimse cevabını bilemedi. Umarım bir bilen çıkar bu konuda beni de aydınlatır.
Şimdi gelelim bildiğimiz çizgilere: Kırmızı ilk elden tutuklanacak vekiller. Faysal Sarıyıldız. Sayın vekilin suçu oldukça ağır. Mülteci Mehmed Muhammed Ali olarak adlandırılan hayali bir itirafçının ifadelerinin yer aldığı raporda Faysal Sarıyıldız hakkında şu ifadeler yer alıyor:
“PKK’nin siyasi uzantısı olan HDP’nin Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın, PKK’nin Suriye’den getirerek Türkiye’ye sokmak istediği silahları arabasıyla taşıdığı ve terör örgütünün Suruç yapılanmasına teslim ettiği ortaya çıktı. Mülteci kamplarında kalan Suriyelileri silah kuryesi olarak kullanan PKK, silahları taşımak için de HDP’li vekillerin araçlarını kullanıyor”.
Sarıyıldız’ın suçları çok. Devletin birliğini bütünlüğünü bölmek; yabancı ülkelere şikayet etmek, yalan beyanlarda bulunmak… Burada bir parantez açayım. Sarıyıldız’ın yalan beyanları çok ilginç: Cizre yerle bir edilmezken o çıkıp “utanmadan” Cizre yakılıp yıkılıyor, insanlar bodrumlarda yakılıyor, üzerimize kurşun yağdırılıyor demiş. Bunlar olmuş mu? Haşa... Birde kalkıp yabancı TV\'lerde bunları anlatmış... Haşa... Vekil değil suç makinesi, saymakla bitmez...
Tuğba Hezer: Kırmızı çizgi. Onun da onlarca suçu var. En önemlilerinden biri Digor\'da bir markette alış veriş etmek. Kendi yiyebileceğinden fazla mal almak. Peki, insan kendi yiyebileceğinden fazla niye mal alır? İstihbarat hemen uyanmış duruma. Demek ki dağa götürüyorsun demişler. “Teröristlere yardım ve yataklık” yapmış. O da yalan beyanlarda bulunmuş, devletin itibarını sarsmış...
Nadir Yıldırım: Kırmızı.Vallaha ne diyeyim Nadir Bey de suç makinası gibi çalışmış. HADEP, DEHAP, DTP, DBP ve HDP\'nin Gençlik Kolları döneminden başlayıp onlarca suç işlemiş.
Alican Önlü: Kırmızı. Suçları: PKK’liler tarafından 4 Eylül 2015 günü Dersim merkezde bulunan Şehit Nahit Bulut Polis Merkez Amirliğine yönelik gerçekleştirilen saldırıda yaşamını yitiren Baran Çetinkaya’yı ambulansa bindirerek hastaneye götürülmesine yardım etmek ve 10 Eylül 2015 günü Dersim Cemevi’nde yapılan cenaze törenine katılması. Fezlekede, Önlü’nün “Örgüt üyesi” olduğu iddia edilerek gerekli soruşturmanın yapılabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması istendi.
Önlü hakkında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu tarafından hazırlanan ikinci fezlekede ise PKK’liler tarafından 28 Ağustos 2015 günü Nazımiye ilçesinde düzenlenen saldırıda yaşamını yitiren PKK’li Tolga Özdenk’in cenazesine katıldığı ve burada yaptığı konuşma nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılması. Önlü’nün kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme, yönetme ve bunların hareketlerine katılma suçu işlediği ifade edilen bir başka fezlekede, Önlü hakkında soruşturma yapılıp yargılanabilmesi için yasama dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi. Yani sayın vekilin de diğerleri gibi suç isleme potansiyeli hayli yüksek...
Meral Danış Beştaş, Ayhan Bilgen, Leyla Birlik, Ferhat Encü (Encü PKK militanı suçlaması var gerisini varın siz düşünün) Ayşe Acar Başaran, Selma Irmak: Bu Vekillerimiz MGK toplantısına sunulan raporda tutuklanmaları öncelikli olanlar, suçlarını yazmadığım için bu vekillerimiz üzülmesinler yeterince suçları var. Meral hanım savunma yaparken bile milletin birliğini beraberliğini yeterince parçalamış. Selma hanım\'ın ailesi “terörist” olarak nitelendiriliyor.
Beyaz çizgili olan vekiller ise: Celal Dogan, Sırrı Süreyya Önder, Nurseli Aydogan...
Gri çizgi suç işlemeye meyilli olanlar yani geride kalanlar.
Demirtaş\'ın isminin önünde ise YEŞİL çizgi var. Kusura kalmasın ne anlama geldiğini ben de çözemedim. Suikast ihtimali olarak değerlendiriyorum, ancak sadece bir tahmin benimkisi. Tabi buradan Demirtaş bizim adamımız, güvenilirdir ve hiç bir şart altında zarar verilmeyecek sonucunu da çıkarmak olası.
“HDP\'nin, PKK bölücü terör örgütünün uzantısı olduğu, PKK\'nin yasalardan yararlanmak için HDP\'ye silah ve lojistik erzak temininde, taşımasında kullandığı, malum partinin çoğu vekilinin terör örgütünün birer kadrosu oldukları, yasalardan aldıkları yetkiyi terör örgütü lehine kullanarak devleti yurtdışında karaladıkları, halkı isyana ve galeyana teşvik ettikleri” gibi uzunca bir değerlendirme yazısıyla gerekenin önümüzdeki süreçte yapılması arz edilir” denilerek noktalanıyor.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.