DEM Parti Sözcüsü: Toplum da, siyaset de somut adım görmek istiyor
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin ilerleyebilmesi için toplum ve siyasetin sürecin somut adımlarını görmek istediğini vurguladı. Doğan, belirsizlik ve güvensizlik ortamının aşılması için sürecin toplumsal ve siyasi ayağının güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
"Sürecin toplumsal ayağı güçlendirilmeli"
DEM Parti Sözcüsü, Merkez Yürütme Kurulu toplantısında en çok üzerinde durdukları başlığın toplumsal ve siyasal muhalefet olduğunu belirtti. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin toplumsal ayağının güçlü bir şekilde inşa edilmesinin önemine dikkat çeken Doğan, "Süreç karşıtlığı üzerinden toplumsallaşma inşa edilemez. Biz bunu görüyoruz. Bunun gayet açık bir biçimde farkındayız. Bu çok tehlikeli bir senaryo. Bu çok tehlikeli bir oyun. Böyle oyunlar kuranları en başından buradan uyarmak durumundayız ve uyarıyoruz. Yapmayın. Çözümsüzlükten medet ummak gözyaşı getirmek demektir. Ülke çok şey kaybetti. İnsan hayatlarından bahsediyoruz. Ülkenin enerjisi, potansiyeli kayboldu son yıllarda. O yüzden çözümsüzlüğe değil, çözüme güç ve destek vermek gerekiyor. Bu tür oyunlardan medet umanlar da bilmeliler ki bu tür oyunlarla başarıya ulaşamazlar. Ve biz bu oyunları boşa çıkartabilecek deneyime de sahibiz" diye konuştu.
Sürecin aşamalarına dair merakın arttığını belirten Doğan, kamuoyunda belirsizliğin güvensizlik yarattığını ifade etti:
Süreç ne aşamada? Durdu mu? Yavaşladı mı? Durağan bir hal mi aldı? Pürüz mü var? Riskli bir döneme mi girdi? İlerlemiyor mu? Dikkat ederseniz art arda sıraladığım bu soruların tamamında negatif çağrışımlar var. Sürece dair pozitif çağrışımlar içeren gelişmeleri kamuoyu görmediği için soruları bu yönde soruyor, haklı olarak. Niye, çünkü bir inançsızlık söz konusu. Bu inançsızlığı ortadan kaldırmak için komisyonun kuruluşu çok büyük bir coşkuyla karşılandı diyebiliriz. Çok büyük bir coşku diyorum. Sebebi şu. Somut adım görmek istiyor insanlar. Hem siyaset hem toplum somut adım görmek istiyor.
"Öcalan’ın çağrısı stratejik olarak ele alınmalı"
Sürecin başlangıcını hatırlatan Doğan, "Nihayetinde 27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın örgütüne yaptığı çağrıyla bambaşka bir boyut kazanan ve bir de ivme kazanan bir süreçten bahsediyoruz. Sayın Öcalan'ın çağrısının stratejik bir çağrı olduğu, taktiksel bir çağrı olmadığı, bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiği defalarca bizim tarafımızdan da yine dile getirildi. Umut hakkından tutalım da Sayın Erdoğan'ın Meclis'e gelip konuşma yapmasına kadar Türkiye'de ezberleri bozan açıklamalar oldu ve bunlar çok kıymetliydi" dedi.
Meclis’in barış mesaisi yapması gerektiğini vurgulayan Doğan, “Buradan çağrımızı yineliyoruz; komisyon Sayın Öcalan dinlenmeli. Sayın Öcalan'ın görüşleri, önerileri bir şekilde bu komisyona akmalı. Bu olması gerekendir. Olması gereken bir şeyi yapmamanın ya da üzerine tartışmanın bir anlamı yok. Bu zaman kaybettirir. Sayın Öcalan'ı ana aktör olarak mutlaka dinlemeli, sözüne alan açmalı ve temas kurmalısınız" ifadelerini kullandı.
İmralı’da tecridin devam ettiğini dile getiren Doğan, avukat görüşmelerinin başlamasını olumlu bulduklarını ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. DEM Parti’den heyetlerin İmralı’ya gitmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, Öcalan’ın Türkiye’de farklı kesimlerle iletişim kurması gerektiğini dile getirdi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararına da değinen Doğan, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi sizin de altını çizdiğiniz gibi bu kararın siyasi karakterini bu son kararı ile birlikte yani ağırlaştırılmış müebbet ve ağırlaştırılmış müebbetle birlikte yalnızca Sayın Öcalan'ı değil Türkiye'de binlerce insanı ilgilendiren bir durumdan bahsediyoruz. Adalet Bakanı veri paylaşmıyor; ancak hak kuruluşlarının edinebildiği bilgiyle 4 bin 350'nin üzerinde insanın hayatını etkileyen bir durumdan bahsediyoruz. Yani bu açık bir insan hakkı ihlali. Tabii ki bu insan hakkı ihlali sonlandırılmalı ve başta Sayın Öcalan olmak üzere bundan mağdur olan herkes umut hakkı ilkesinden yararlanmalı. Hep birlikte başaracağız, kazanacağız ve bu süreci mutlaka ama mutlaka demokratik toplumun inşasıyla kalıcı bir barışa erdireceğiz" dedi.
Son güncellenme: 17:52:13