İHD ve MAZLUM-DER, TBMM Komisyonunda Kürt Meselesi ve Barış Sürecini Değerlendirdi

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun beşinci oturumunda konuştu. Küçükbalaban, Abdullah Öcalan ile görüşmenin hâlâ komisyon gündeminde olmadığını belirterek, Kürt meselesinin şiddet zemininden çıkarılması ve yeni silah bırakacak PKK militanlarının cesaretlendirilmesi için Öcalan’ın ve diasporadaki siyasetçilerin görüşlerinin sürece katılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca komisyonun kanunla kurulmamış olmasının ve sivil toplum ile ilişkiyi düzenleyen yasal çerçevenin bulunmamasının eksiklik olduğunu ifade etti.

İHD MYK Üyesi Aydın Yüksel, dernek olarak kalıcı barış sürecinin inşasında her zaman hazır olduklarını belirtti. Çatışmalı döneme dair raporlarını komisyonla paylaşacaklarını ve asker-sivil, hapishane koşulları, ağır hasta mahpuslar, kadın ve çocuk hak ihlalleri gibi konularda yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğini söyledi.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, PKK’nın ateşkes ve feshi sürecinde yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Şeyh Sait ve Seyit Rıza gibi tarihî şahsiyetlerin mezar yerlerinin açıklanması, Kürtçe anadil hakkının güvenceye alınması, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması ve İnfaz Kanunu’nun eşitlik ilkesine göre revize edilmesi gibi talepleri dile getirdi.

MAZLUM-DER Genel Başkanı Kaya Kartal, sorunların çözümü için kırmızı çizgilerden uzak ve ifade özgürlüğü çerçevesinde yaklaşım gerektiğini söyledi. Kartal, Kürt kimliğinin tanınması, Anayasadaki “Türk devleti” vurgusunun tekrar ele alınması, siyasi mahpuslar ve hasta mahkumlarla ilgili acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Eğitim müfredatında etnisitenin yansıtılması ve tarihsel konularda ideolojik yönlendirmelerden kaçınılması gerektiğini ifade etti.

Komisyonun çalışmalarında PKK militanlarının silahsızlanması, toplumsal yaşama katılımı ve yasal düzenlemelerin hazırlanması gibi konuların önemine dikkat çekildi ve sivil toplum örgütlerinin bu süreçte aktif rol alması gerektiği vurgulandı.