İsrail Lübnan’a kara harekâtına Suriye cephesinden mi hazırlanıyor?

Tel Aviv son haftalarda hem hava saldırılarını hem de nokta operasyonlarını artırdı. Uzmanlara göre İsrail, Lübnan sınırındaki gerilimi Suriye’nin güneyinden dolanarak çözmeyi, “doğu güvenlik kuşağı” kurarak Hizbullah’ın ikmal hatlarını kesmeyi hedefliyor.

7 Kasım 2025 - 16:44
7 Kasım 2025 - 16:44
 0
İsrail Lübnan’a kara harekâtına Suriye cephesinden mi hazırlanıyor?

İsrail ordusunun son haftalarda Lübnan’ın güneyine yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırması, eş zamanlı olarak Suriye’nin güneyindeki askeri hareketliliğin artmasıyla yeni bir senaryoyu gündeme taşıdı: Tel Aviv, olası bir kara harekâtına Suriye cephesinden mi hazırlanıyor?

Askeri kaynaklara göre İsrail, Hizbullah’ın Suriye üzerinden uzanan ikmal hatlarını kesmek amacıyla Golan’dan başlayarak “doğu yönlü” bir güvenlik koridoru oluşturmayı planlıyor. Bu hamle, hem Lübnan’daki sınır gerilimini kontrol altına almayı hem de İran destekli güçlerin bölgedeki etkinliğini sınırlamayı amaçlıyor.

Ancak analistler, böylesi bir adımın hem lojistik açıdan zor hem de bölgesel bir çatışmayı tetikleme riski taşıdığına dikkat çekiyor.

İsrail, Lübnan sınırında gerilimi hızla tırmandırıyor. Son haftalarda ülkenin kuzeyine yönelik Hizbullah kaynaklı tehditleri gerekçe gösteren Tel Aviv yönetimi, yoğun hava bombardımanları ve hedefli suikast operasyonlarıyla yeni bir askeri stratejinin sinyallerini veriyor. Askeri ve siyasi söylemdeki eşzamanlı sertleşme, sadece “caydırıcılık turu” değil, daha geniş bir kara operasyonunun ön hazırlığı olarak yorumlanıyor.

The Independent Arabia'ya konuşan kaynaklara göre İsrail, “sınırlı ama etkili” kara müdahalesi seçeneğini değerlendiriyor. Bu senaryo, Lübnan-Suriye sınırındaki dağlık bölgelerde taktiksel bir “doğu güvenlik şeridi” oluşturulmasını öngörüyor. Amaç, Hizbullah’ın Suriye üzerinden sağladığı ikmal hatlarını kesmek ve örgütün lojistik kapasitesini sınırlamak. Olası bir harekâtın, Beit Jinn ve Cebel eş-Şeyh (Hermon Dağı) çevresindeki geçitlerden destekli hava operasyonlarıyla ilerleyeceği değerlendiriliyor.

Askeri analistlere göre Tel Aviv, “uzun süreli bir işgal” yerine, kısa süreli ve yüksek etkili operasyonlarla yeni güvenlik dengeleri kurmak istiyor. Bu çerçevede, hava gücü merkezli stratejiyle birlikte, belirli bölgelerde geçici kontrol noktaları kurularak Hizbullah’ın silah ve mühimmat sevkiyatının engellenmesi planlanıyor.

Ancak bu senaryonun sahada ciddi riskler barındırdığı belirtiliyor. Lübnan’ın güneyinde ve Bekaa Vadisi’nde yıllar içinde inşa edilen tünel ağları, Hizbullah’ın savunma hatlarını oldukça güçlendirmiş durumda. Dolayısıyla, İsrail’in kara ilerleyişi kolay olmayacak ve yüksek kayıp riski taşıyacak.

Öte yandan, İsrail’in Suriye’nin güneyine yönelik hava operasyonları da dikkat çekiyor. Bazı uzmanlar, bu operasyonların Lübnan’a yönelik olası bir ‘doğu yönlü kuşatma’ planının parçası olabileceğini belirtiyor.”

Özellikle Beit Jinn – Hermon Dağı hattının stratejik konumu, İsrail açısından büyük önem taşıyor. Tel Aviv, bu bölgeye “devletin gözü” (Ayn ed-Devle) adını veriyor; çünkü buradan Lübnan, Suriye, Ürdün ve kuzey Filistin üzerindeki tüm hareketlilik gözlemlenebiliyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun geçtiğimiz Aralık ayında Cebel eş-Şeyh’te yaptığı açıklama da bu planı destekliyor. Netanyahu, “Bu nokta İsrail’in güvenliği için kritik. Burada kalacağız; yeni bir düzenleme sağlanana kadar.” ifadelerini kullanmıştı.

Analistler, İsrail’in olası kara operasyonunun amacının tam ölçekli bir işgal değil, Hizbullah’ın sınır ötesi tedarik ağlarını çökertmek olduğunu düşünüyor. Buna paralel olarak, ABD’nin bölgede yürüttüğü diplomatik temaslar, Suriye ve İsrail arasında yıl sonuna kadar güvenlik anlaşması arayışlarının da yeniden gündeme gelebileceğini gösteriyor.

Ancak böylesi bir gelişme, Hizbullah açısından büyük bir tehdit anlamına geliyor. Çünkü olası bir Suriye-İsrail güvenlik anlaşması, örgütün doğu sınırındaki ikmal yollarını tamamen kapatabilir.

Sonuç olarak, İsrail’in önünde iki seçenek var:

Birincisi, yoğun hava saldırılarına ve sınırlı kara baskınlarına dayalı “ateş ve caydırıcılık” stratejisini sürdürmek.

İkincisi ise, yüksek riskli bir kara savaşıyla Lübnan’ın güneyine yeniden girmek.

Şimdilik görünen, Tel Aviv’in ikinci seçeneği son çare olarak tuttuğu; asıl hedefinin ise “hava üstünlüğüyle yeni güvenlik hattı” kurmak olduğu yönünde.

 

Bu haber toplam 352 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 17:44:29