Mazlum Abdi'den İmralı açıklaması: Öcalan ile temasımız oldu
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Öcalan ile daha önce temaslarının olduğunu ve 'Rojava ve İmralı arasında görüşmeler olması gerektiğini' söyledi.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Türkiye'de Kürt sorunun çözümü kapsamında başlatılan süreç ve bu sürecin Suriye'deki Kürtlere yansıması gibi birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.
Mezopotamya Ajansı'ndan Azad Altay'a konuşan Abdi, Türkiye ile ilişkiler ve PKK Lideri Abdullah Öcalan ile temaslarının olup olmadığına da yanıt verdi.
Abdi'nin röportajından ilgili bölümler şöyle:
Bu süreçte Türkiye ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin(Rojava) ilişkileri gündemde. Bu ilişkiler hangi aşamada ya da var mı yok mu?
İlişki var, aramızda açık kanallar da var. Ancak anlaşma yok. Bir (Suriye'ye dair) görüş alışverişi var. Bu da iyi bir şey. Bu görüşmelerin güçlenmesini istiyoruz. Resmi bir tarzda olmasını ve bazı konularda anlaşmayı istiyoruz.
Türkiye’nin bazı endişeleri var, bunu gündemimize alıp, çözmeyi istiyoruz. Bizim de var. İşgal edilmiş topraklarımız var. Türkiye’nin varlığından kaynaklı halkımız geri dönemiyor. Afrin, Serêkaniyê gibi. Bu konuları Türkiye ile çözmek istiyoruz. Bu görüşmelerin seviyesinin artmasını istiyoruz ki olumlu sonuçlar alabilelim.
Türkiye’nin hangi konularda endişeleri var; uzun bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye(Rojava) tehdit olarak görülüyor. Görüşmelere rağmen bu endişelerin sürmesi ne anlama geliyor?
Tehdit diyorlar ancak buna katılmıyoruz. Saldırıya uğrayan biziz. Toprağı işgal edilen biziz. Halkı göç ettirilmiş ve yerine dönemeyenler bizleriz. Baskı uygulanan biziz, Türkiye tarafı değil. Bundan kaynaklı buna anlam veremiyoruz. Ancak onlar, Kürtlerin askeri bir gücünün olmasını tehdit olarak görüyorlar. Buna katılmıyoruz. Burada Kürtler için oluşabilecek statüyü kendilerine tehdit olarak görüyorlar. Askeri ve güvenlik güçlerinin Suriye devletine katılmasını tehdit olarak görüyorlar, buna dair açıklama yaptılar.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumu birbiriyle bağlantılı ele alınıyor. Süreç, burayı nasıl etkiliyor, nasıl bir bağlantı var?
Tamamen etki ediyor. Hatta herkesten öte (kuzey dışında) Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendiriyor. Şimdi burada Türk ordusuyla bir ateşkes söz konusu. Bu, sürecin sayesinde oluştu. Eğer bu süreç sonuçlanırsa bizdeki ateşkes de kalıcı olacak. Eğer biz bugün Türkiye ile ilişkilerden bahsediyorsak bu süreç sayesindedir. Bu sürecin başarıya ulaşması için bize düşen, QSD’ye(DSG) düşenleri yapmak istiyoruz. Destek veren bir taraf olmak istiyoruz, engel olmak değil. Bu sürecin ilerlemesi en çok Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendirecek. Yine Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt sorununun çözümü de barış sürecine katkısı olur.
Bu süreçte Abdullah Öcalan ile hiç temasınız oldu mu?
Evet, oldu. Uygun bir yöntemle (mektup yoluyla) İmralı’nın görüşleri alındı, aynı zamanda görüşlerimiz iletildi. Bazı konular var; örneğin kuzeyli bazı savaşçıların varlığından söz ediyorlar. PKK’lilerden bahsediyorlar. Bunu ancak İmralı çözebilir. Bunun çözümü İmralı’nın çağrısıyla bağlantılı. Bu nedenle bazı sorunların çözümü noktasında Rojava ve İmralı arasında görüşmeler olmalı. Görüşmelerin daha iyi bir şekilde yapılmasının hem barış sürecine hem de Kuzey ve Doğu Suriye’nin sorunlarının çözümüne olumlu katkıları olacaktır.
Eğer koşulları oluşursa siz de Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyor musunuz?
İmralı’ya giden heyetin bize söylediklerine göre Önder Apo da Rojava yetkililerinin orayı (İmralı) ziyaret etmesini istemiş. Biz de buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu, hem sürece hem de Kuzey ve Doğu Suriye’deki sorunlarının çözümüne olumlu katkı sunacaktır.
Türkiye bu durumdan korkmamalı mı?
Hayır, korkmamalı. Bu Türkiye’nin çıkarına olacaktır.
Sizin Türkiye’yi ziyaret edeceğiniz ihtimali konuşuluyor, böylesi bir durum var mı, sizi davet eden oldu mu ya da siz Türkiye’deki yetkililerle görüşmeler yapmak istiyor musunuz?
Bizim için hiç bir sorun yok. Madem bu durum çözüme olumlu katkı sunacak neden gitmeyelim. Olumlu görüyoruz.
Özerk Yönetim nasıl bir Suriye istiyor?
Birçok kişi bizim ne istediğimizi anlamamış. Biz merkezi olmayan bir Suriye istiyoruz. Bu merkezi olmayan sistem nasıl olacak? Elbette mümkün olan bir şey söylüyoruz. Kurdî güçlerin bir konferansı oldu ve federalizm talebi ortaya çıktı. Kürt güçleri bunu istiyor. Biz buna karşı değiliz. Ancak biz şu an mümkün olan şeyler üzerine çalışıyoruz. Uluslararası toplumun bunu kabul etmesini istiyoruz. Avrupalılar kabul etmeli. Şam hükümeti kabul etmeli. Biz şimdi böylesi bir arayışın içerisindeyiz. Bizim asıl hedefimiz bu halkın mücadelesini ve fedakarlığını (Sadece Kürtler değil, Deyrexzor’dan ve Rakka’dan da bahsediyorum. Onlar da büyük fedakarlıklar yaptı, binlerce şehit verdi) korumaktır. Bizim için esas olan bu kazanımları korumaktır. Bu halkın emeği boşa gitmesin. Onlar da güçlü bir şekilde yerini almalı.
Bunun için ne gerekiyor; bu halk yetkililerini seçebilmeli. Askeri, idari, güvenlik… Yetkililerini seçip, kendilerini temsil edebilmeli. Kendi kendine seçmeli ve bu esas üzerinden Suriye devletine katılım sağlamalı. Bizim merkezi olmamasından kastımız budur. Bu konuda çok açığız. Bunu Şam hükümetiyle ve herkesle paylaşmışız. Bu parçalanmak değildir. Suriye’yi zayıflatmaz, aksine güçlendirir.
Bazı kişiler size “general” diyor; bazılarına göre “Mazlum Abdî”, bazılarına göre “Şahîn Cîlo”, bazı ülkeler ise sizi “tehlikeli bir kişi” olarak görüyor. Siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Bu söylenenlerin hepsinin gerekçeleri var. Ben doğal bir insanım. Geçmişten bugüne yaptıklarımı inkar etmem. Rojava Devrimi öncesinde ya da devrim sürecinde her şeyin bir gerekliliği vardı, bir rolü vardı, vaktinde de bunlar yapıldı. Ancak bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de bize düşen ulusal sorumluluklar var. Tabi ki diğer parçalardaki Kürtlerden kendimizi ayrı görmüyoruz. Tüm bu konularda Mazlum Abdi de bu rolünü oynayacak. Kuzey ve Doğu Suriye’de halkın bize güveni oluşmuş. Her zaman bize mesajları geliyor. Umutları oluşmuş. SDG rolünü oynasın diye bir umut oluşmuş, bunu biliyoruz. En büyük hedefimiz bu umudu boşa çıkarmamak ve başarıya ulaşmaktır.
Şimdiye kadar hiç yaşamınızı tehdit eden bir durum yaşandı mı?
Birkaç kere suikast girişimi oldu. 2 kez yanımdaki arkadaşlar şehit oldu. Bazı zamanlar bu girişimler boşa çıktı. Ancak bu tür şeyler devrim sürecinde normal. Şimdi de biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Son güncellenme: 11:26:51







































































































































































































