Af Örgütü raporunda Bağdat hükümetini, "Haşdi Şâbi milislerinin ihlâllerine göz yummak ve onlara silah sağlamayı sürdürmekle" suçladı. Örgüte göre Haşdi Şâbi milisleri, 16 ülkeden gelen 100'den fazla silah türüne sahip.
Uluslararası Af örgütü, Şii Haşdi Şâbi milislerinin Sünni Araplara karşı intikam saldırılarını sistematik bir şekilde uyguladığını belirtti. Örgüt, "Irak: Haşdi Şâbi milislerinin silahlandırılmasına göz yummak" başlığıyla yayımladığı raporda, Bağdat yönetimini, bu ihlâllere "göz yummak" ve "milislere silah sağlamaya devam etmek"le suçladı.
Af Örgütü, mezhepçiliği körükleyen bu ihlâllerin devletin sağladığı silahlarla işlendiğini hatırlatarak yetkililere, "ihlâlleri durdurun" çağrısı yaptı.
Raporda, 2014'ten itibaren ismen devletin silahlı kuvvetleri çatısı altında faaliyet gösteren bu milislerin yargı dışı idam ve yasa dışı insan öldürme vakalarına bulaştığı gibi, binlerce erkek ve genci kaçırdığına ya da onlara işkence yaptığına ancak buna rağmen hesaba çekilmediğine de işaret edildi.
"Tutuklular ölü bulunuyor"
Af Örgütü, Haşdi Şâbi milislerinin kurbanlarını bazen evlerinde, iş yerlerinde hatta sığınma kamplarında ya da sokaktaki güvenlik noktalarında tutukladığını belirtti.
Rapora göre, bu tutukluların bir kısmı daha sonra ölü bulundu. Binlerce kişi ise tutuklanmasının üzerinden haftalar ya da aylar geçmesine rağmen hâlâ kayıp.
İnsan hakları örgütü, Haşdi Şâbi bünyesinde faaliyet gösteren 4 büyük örgütün işlediği ihlâlleri belgelediğini de vurguladı. Bunlar; Bedr Örgütü, Asaib Ehli Hak, Hizbullah Tugayları ve Barış tugayları (Seraya Es Selâm).
"16 ülkeden gelen silahları kullanıyorlar"
Af Örgütü, Haşdi Şâbi milislerinin aralarında ABD ve İran’ın da olduğu 16 ülkeden gelen yüzden fazla silah türünü kullandığını belirtti. Tanklar, otomatik silahlar ve keskin nişancı silahları bunlara dâhil. Örgüt, silah satıcı ülkelerin, silahlarının bu milislerin eline geçmesini engellemek için belli kısıtlamalar getirmesi gerektiğini savundu.
AFP'ye konuşan Af Örgütü'nün silah uzmanı Patrick Wilcken, "ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya ve İran gibi Irak’a silah sağlayan ülkeler silahların, insan hakları ihlâlleriyle ilgili uzun tarihe sahip bu milislerin eline geçme riskinin çok büyük olduğunu bilmeli" dedi.
"Alkışlamak yerine göz yummayı bırakmalı"
Wilcken, Bağdat yönetiminin bu milisleri IŞİD'le savaştığı için alkışlamak yerine hesaba çekmesi gerektiğinin de altını çizdi:
"Iraklı yetkililer, IŞİD’in ihlâlleriyle mücadele ettikleri gerekçesiyle kahraman ilân ettikleri bu milisleri alkışlamak ve dolayısıyla onları cesaretlendirmektense, bu milislerin mezhepçiliği körükleyen sistematik ihlâllerine karşı göz yumma politikasından vazgeçmeli."
Af Örgütü Ekim 2016’da yayımladığı başka bir raporda, Irak’ta IŞİD’in bölgelerinden kaçan sivillerin güvenlik güçlerinin ve milislerin ihlâllerine maruz kaldığına dikkat çekmişti. İşkence, keyfi tutuklama, gözaltında kayıplar ve yargısız infazlar gibi ihlâllerin işlendiğini belirten örgüt, bu ihlâllerden bazılarının "savaş suçu" derecesinde sayılabileceğini ifade etmişti.
Haşdi Şâbi resmileşti
Irak Parlamentosu, 26 Kasım 2016’da Haşdi Şâbi milislerinin statüsünü resmileştiren ve fiilen Irak Silahlı Kuvvetleri’nin çatısı altına alınmasını öngören tasarıyı kabul etmişti.
Sünni milletvekilleri bu kanuna karşı çıkmıştı ve tasarının kanunlaştığı oturumu boykot etmişti. Ancak buna rağmen Şii milletvekillerinin desteğiyle tasarı parlamentodan geçti.
Sünni siyasetçilerin talep ettiği ve Arap Sünni bölgelerin kendi halkından oluşturulan silahlı güçler tarafından korunmasını öngören Ulusal Muhafızlar tasarısı ise parlamentodaki Şii blok tarafından engellenmişti.