Hak Adalet ve Hürriyet İçin Kürdistan İslami İnisiyatifi/AZADÎ İnisiyatifi, Halepçe katliamının 26.
Hak Adalet ve Hürriyet İçin Kürdistan İslami İnisiyatifi/AZADÎ İnisiyatifi’nin yayınladığı bildirinin tam metni şöyle;
Kürdistan ve Dünya Kamuoyuna
Halepçe soykırımının 26. yıl dönümünde yaşamını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz!
16 Mart 1988 günü, Halepçe’nin kimyasal gazlarla saldırıya uğradığı ve binlerce insanın yaşamını yitirdiği bir tarihtir. Etkileri hala devam eden bu olaydan dolayı insanlık adına utanç duyuyoruz.
Birinci ve ikinci paylaşım savaşında statüsüz bırakılan Kürdistan coğrafyası ve halkı, uluslar arası güçler tarafından Kürdistan’a komşu devletlerin insafına terk edilmiştir. Bu durum insanlık âlemi için bir utanç olduğu gibi, Kürdistan’ı işgalleri altında tutan devletlerin tamamı ‘İslam Ülkesi’ olarak tanımlandığı için de İslam dünyası da bu utanca ortaktır.
Son yüzyılda; Bölünmüşlük ve temel insani hak ve özgürlüklerden yoksun olmanın yanında, adil olmayan uluslar arası sistemin gözleri önünde Kürdistan halkı nice zulümlere maruz kaldı. Koçgiri, 1925 Şeyh Said ayaklanması sonucu yaşanan katliamlar, Ağrı ayaklanması sonucu Zilan deresinde yaşanan katliam, 1937-38 yılarında gerçekleştirilen Dersim soykırımı, Doğu Kürdistan’da Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin İran tarafından işgali ve yıkılması, Irak’ın işgali sürecinde işgalciler ve sonrasında Baas Rejimi tarafından gerçekleştirilen katliamlar, Enfal ve Halepçe katliamları, Türk devletinin PKK ayaklanması süresinde yaptığı katliamlar, Suriye ‘de Baas rejimi tarafından 2004 yılında yapılan Kamışlo katliamı ve en son Roboski ile zirve yapan insanlık dışı katliamlar Kürdistan halkının hafızasında halen tazeliğini korumaktadır.
Halepçe soykırımı, sömürgeci ırkçı BAAS rejiminin Kürt halkına dönük sıradan bir saldırısı değildir. O, adına “Enfal Harekâtı” denilen katliamlar dizinin son halkasıdır. Halepçe katliamı planlı olup, belirlenmiş amaç doğrultusunda yürütülmüştür. BAAS rejiminin belirlenmiş amacı Kürt halkını kadim topraklarında söküp atmak, yani bitirmekti. Bu açıdan bakıldığında, bu saldırı Kürt halkına dönük bir soykırımdır!
BAAS rejimi, Kürt halkını toprağından sürerek, asimile ederek bitirme hedefini “Enfal Harekâtı” adı altında sistemli geliştirmiştir. Enfal Harekâtı boyunca 4.500 köy yakılıp yıkılarak insansızlaştırılmış, 182 bin insanımız katledilmiştir. Bu katliamlar dizisinin son halkası olan Halepçe’de, tüm dünya devletlerinin ve halklarının gözü önünde,16 Mart 1988 tarihinde Saddam Hüseyin yönetimindeki BAAS rejimi tarafından gerçekleştirilen KİMYASAL GAZ BONBARDIMANI sonrası çoğunluğunu çocuk ve kadın oluşturduğu 6.357 kişi zehirlenerek ya da yanarak katledilmiş, 14.765 kişi ağır yaralanmıştır.
Günümüze kadar 43.753 kişinin ölümüne, 61.200 kişinin de sakat kalmasına sebep olduğu bu kimyasal saldırılar, Dünyanın en büyük insanlık trajedilerinden biridir. Buna rağmen uluslar arası sitem, BM, NATO, İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği Kürdistan halkının temel insani haklardan mahrum yaşamasına ses çıkarmadığı gibi, katliamlara uğramasına da ses çıkarmamıştır. Bunun tek istisnası Güney Kürdistan halkının katliama uğramasından yıllar sonra ilan edilen güvenli bölge uygulamasıdır. Bu uygulama sayesindedir ki Güney Kürdistan halkı kendi kendini idare etme yolunda mesafe almış ve bugün Irak Federe Kürdistan Bölgesi Irak ve Ortadoğu’nun en istikrarlı bölgesi olmaya namzettir.
Bu da göstermektedir ki Suriye, Türkiye ve İran’daki Kürdistan halkına da kendi kendini idare etme salahiyeti verilirse hem Kürdistan’a istikrar gelecek hem de Ortadoğu huzura kavuşacaktır. Kürdistan halkının kardeş halklarla bir sorunu yoktur. Lakin Kürdistan’ı işgal altında tutan ve adil olmayan devletlerin siyasetleri ve uygulamaları yüzünden hem Kürdistan halkı hem de kardeş halklar acı çekmekte, Ortadoğu’daki istikrarsızlık dünya barışını da tehdit edecek boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.
Bu duygu ve temennilerle tarih boyunca Kürdistan halkının hak ve özgürlüğü için, eşitlik ve adaletin ikamesi için bedel ödemiş başta Halepçe şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimizi, rahmetle ve minnetle anarken; benzer katliamların son bulması için Kürdistan halkına özgürlüğün şart olduğunu belirtmek istiyoruz. Keza kendi kendini yönetmek, Kürdistan halkının en tabii insani ve İslami hakkı olduğu gibi, benzer trajedi, katliam ve soykırımlardan korunmak için de en doğru çözümdür.
Halepçe katliamına karşı bütün İslam âlemini, Sosyal Enternasyonal, BM, AB, İKÖ ve diğer tüm uluslar arası kurum, kuruluş ve devletleri sorumluluğunu yerine getirmeye ve Halepçe katliamını insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve soykırım olarak tanımaya davet ediyoruz.
Aynı zamanda bizler, aşağıda adı geçen Kürdistani parti ve oluşumlar Halepçe Katliamı’nın BM, AB, İKÖ ve Sosyal Enternasyonal tarafından Soykırın/Jenosid olarak tanınması için başvuruda bulunacağız.
Kürt halkının, tarifi zor acılarla yüklü bu büyük kara günü olan Halepçe’yi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!
HALEPÇE SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ!
Hak Adalet ve Hürriyet İçin Kürdistan İslami İnisiyatifi/AZADÎ İnisiyatifi