Suudi Arabistan’ın MBC1 televizyonu Başkan Mesud Barzani ile gerçekleştirdiği görüşmenin ikinci bölümünü yayınladı.
Siyasi yaşamını, tecrübeleri ve birçok anısını anlatan Başkan Barzani, 1991’den bu güne Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta yaşananlara dair önemli bilgiler verdi.
Saddam’ın devrilmesi sürecine değinen Başkan Barzani, “2003 yılında Saddam rejiminin devrilmesinin ardından PDK, YNK ve tüm Kürdistanlı siyasi tarafların ittifakıyla her kesimin hakkının güvence altına alındığı federal Irak sisteminin kurulmasına katılım kararı aldık, Kürdistan Parlamentosu da bunu onayladı” dedi.
1991 yılında Kürdistan Bölgesi’nin uçuşa yasak bölge ilan edilmesi ve Baba Bush dönemine değinen Başkan Barzani, ABD güçlerinin Zaho’da koordinasyon merkezi kurduğunu ve Irak güçlerinin Kürtlere saldırması durumunda ABD’nin de Irak güçlerine saldıracağının kendilerine bildirildiğini belirtti.
Saddam’ın devrilmesinin ardından Irak Devlet Başkanlığı statüsünde olan Geçici Koalisyon Yönetimi'nin başkanlığı görevini yapan Paul Bremer’in bölgeyi hiç bilmediğini kaydeden Başkan Barzani, “Yaşamım boyunca diktatörlüğe ve zulme karşı durdum. Ailemden 37 kişiyi, kardeşlerimi, yeğenlerimi ve amca çocuklarımı kaybettim. 8 bini aşkın Barzani aşireti mensubu, 182 bin de Kürt Enfal katliamına maruz kaldı. 5 bin kişi Halepçe’de kimyasal silahla şehit edildi” ifadelerini kullandı.
Başkan Barzani, 2003’ten sonra sadece suçluların yargılanmasını, diğer Baas mensuplarının bırakılmasını istediklerini belirtti.
Saddam’ın Iraklılara ve Irak’a komşu ülkelere yönelik işlenen suçlarının tümünün sorumlusu olduğunu belirten Başkan Barzani, “Saddam’ın bayram akşamı idam edilmesi yanlıştı. Ya bayramdan önce veya sonrasında idam edilmeliydi” dedi.
Başkan Barzani, Kürtlerin Saddam’ın mahkeme sürecinde vakarlı ve onurlu duruş sergilediklerini ve durumu şova dönüştürmediklerini ifade etti.
“Saddam’ın boynuna idam ipi geçirildiğini gördüğünüzde ne hissettiniz? Sizin kardeş ve akrabalarınızı öldüren kişi idam sehpasında…” şeklindeki soruya Başkan Barzani, “Allah’ın zalimlerden intikam aldığını hissettim. Bu bende mutlak iman oluşturdu. Allah mühlet verir ama ihmal etmez” yanıtını verdi.
2017’deki bağımsızlık referandumu süreciyle ilgili soruları da yanıtlayan Başkan Barzani, kendisi için en büyük kazanımın Kürdistan halkının yüzde 93 oranında bağımsızlığa evet oyu vermesi olduğunu ifade etti.
Başkan Barzani, bazı ülkelerin referanduma destek olmayacaklarını ancak karşı da çıkmayacaklarını söylediklerini ancak bu ülkelerin sözlerinde durmadıklarını belirtti:
MBC1: Bu ülkeler hangi ülkelerdi?
Başkan Barzani: Birçok ülke vardı ama farklı derecelerde.
MBC1: İran ve Türkiye?
Başkan Barzani: Onlar çok karşıydı ve düşmanlık bayrağını yükselttiler. Tüm komşu ülkeler…
MBC1: Hiçbir şeyde anlaşamasalar da sizinle ilgili konuda anlaşıyorlar.
Başkan Barzani: Evet, bunu gördük.
MBC1: Bir gün bu rüyanızın gerçekleşeceğine inanıyor musunuz?
Başkan Barzani: Önemli olan, bizim güçlü bir temel atmış olmamızdır. Ben rüya demiyorum. Benden sonraki nesiller, onlardan sonra gelenler görecekler.
MBC1: Kürtlere inanıyor musun?
Başkan Barzani: Evet, şüphesiz… İnanıyorum ve eminim ki Kürtler hiçbir şekilde zulme teslim olmayacaklarını kanıtlamışlardır.
IŞİD ile mücadele
IŞİD’in Musul’u kolayca ele geçireceğini düşünmediğini, Baduş cezaevindeki tutuklularını kurtarmak için gittiklerini ancak Irak ordusunun görevini yapmadığını kaydeden Başkan Barzani, Musul halkının da IŞİD’in kendilerine iyi davranacağını düşündüğünü ve bunun felakete dönüştüğünü ifade etti.
Eski Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin kendisinin sözünü dinleyeceğini düşündüğü ve askere güvendiğini kaydeden Başkan Barzani, IŞİD’in El-Kaide’nin gelişmiş boyutu olduğu vurgusunda bulundu.
Terör örgütü IŞİD’in saldırıya geçtiği ilk günlerde Peşmerge ve vatandaşların göğüslerini kalkan yaparak vahşi saldırılara karşı direndiğini kaydeden Başkan Barzani, kendisinin de o süreçte sık sık cephelerde görülmesiyle ilgili olarak, “Durumun tehlikede olduğunun farkındaydım. IŞİD’in öldürme, baş kesme, namuslara el uzatma gibi vahşetlerini gördük. Tarih kitaplarında bile böyle şeyler görülmemiştir. Her türlü suçu işlediler. Halkımız karanlık bir süreçle karşı karşıyaydı. Gidip görevimizi yerine getirmemiz gerekiyordu. Durum çok kötüydü. Cepheye gidip Peşmerge’nin cesaretini artırmam gerekiyordu” diye konuştu.
Başkan Barzani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doğrusu saldırılar ilk başladığında endişeliydim. Çünkü eski Peşmergelerin bazıları şehit olmuştu, bazılarının da yaşı ilerlemişti. Şimdiki Peşmergelerin de böylesi bir tecrübesi yoktu. Ancak 2 hafta tam kahramanca bir duruş sergileyip savaştılar. Gerçekten de pehlivanlardı. Bu süreçte saldırıları durdurduk ve konumumuzu güçlendirdik.
İlk günlerde ABD’den destek görmedik. Bağdat’a da Peşmerge’ye silah verilmesini söylememişlerdi. Irak Anayasası’na göre Irak silahlarından Peşmergenin hakkı olmasına rağmen Bağdat görevini yerine getirmedi. Ancak 3-4 gün sonra hava desteği verdiler, iyi destek oldular. Sonrasında da Uluslararası Koalisyon’un kurulması iyi oldu.
O süreçte Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın Erbil ziyaretini unutmam. 12 Eylül 2014’te Erbil halen IŞİD füzelerinin tehlikesi altındaydı. Almanya, İngiltere, Suudi, BAE ve Ürdün gibi devletler sonrasında destek verdiler.
İranlılar ilk günlerde geldiler. Güçlü silahlar verdiler. Kasım Süleymani beni aradı. Nelerin lazım olduğunu sordu. Ben de Doçka ve RPG ulaştırırsanız iyi olur dedim. Ertesi sabah iki uçakla bu silahları gönderdi.”
MBC1: Hasan Nasrallah’ın sizinle ilgili açıklaması hakkında neler söylersiniz?
Başkan Barzani: O açıklamaya Arap kardeşlerim Kürtlerden önce cevap verdi. Kürtler de cevap verdi. Bu yanlış bir açıklamaydı. Gerçekten de yanlış bir benzetmeydi. Ne diyeceğimi bilmiyorum.
MBC1: Sonrasında Nasrallah’la görüştünüz mü?
Başkan Barzani: Evet, görüşmeler oldu.
MBC1: Özür dilediği görüşme miydi?
Başkan Barzani: (Gülerek) Bu konuyu geçelim. Boş verin.
Suudi Arabistan ile Kürdistan arasındaki ilişkilere değinen Başkan Barzani, “Şimdiye kadar Suudi’yi 4-5 defa veya daha çok kez ziyaret ettim. Ben Kral Fahd’la, Kral Abdullah’la ve Kral Selman’la görüştüm. Ancak Kral Abdullah bana bilmediğim bir şeyi söyledi. Mela Mustafa Barzani’nin Kral Faysal ile ilişkileri vardı ve Kral Faysal destek sunuyordu. Kral Abdullah ilişkilerinin daha eskiye dayandığını söyledi. İlişkilerin Kral Abdulaziz ile başladığını söyledi. Bunu Kral Abdullah’tan duydum. Bu benim için yeni ve önemli bir bilgiydi” diye konuştu.