Amerika\'nın Sesi\'nde yer alan habere göre, ABD Savunma Bakanlığı’nın aksine, Kürt güçleri ile Arap ve Türkmen milislerden oluşturulan ve ismi geçen hafta duyurulan Suriye Demokratik Güçleri’nin altı üst düzey komutanından biri olan Suriye Hava Kuvvetleri’nin eski üyelerinden Talal Selu, Amerikalılar’ın sağladığı silah ve mühimmatın IŞİD’in merkezi Rakka’ya yapılacak saldırı için Kürtler’le paylaşıldığını bildirdi.
Eski albay Selu’nun açıklaması, Amerika’yı verdiği silahların YPG’ye ulaşmaması konusunda uyaran Türkiye’yi oldukça kızdıracağa benziyor.
Arap, Türkmen ve YPG güçleri arasında eşgüdüm sağlayan karargahı yöneten Selu’nun kontrolunda 20 bin savaşçı bulunuyor. Selu, silahların havadan gönderildiğini ve önemi bir kısmının henüz depolarda bekletildiğini, cepheye ulaştırılmadığını ifade etti. Arap ve Türkmen milisler kendilerine ‘Suriye Demokratik Güçleri’ ismini verdi.
Silahların Kürtler’le paylaşılıp paylaşılmadığı sorusunu cevaplayan komutan, bu silahların Araplar, Türkmenler ve YPG için olduğunu söyledi ve aralarında bir fark olmadığını ifade etti.
Ahmet Davutoğlu geçen hafta yaptığı konuşmada YPG’ye yakınlaşan Amerika ve Rusya’yı, Suriye Kürtler’ini silahlandırmama konusunda uyarmış, böyle bir girişimin Türkiye’nin güvenliğine tehdit oluşturacağını belirtmişti. Ankara, PKK’yle bağlantılı olan YPG’nin Suriye’de güç kazanmasının, Türkiye’de Kürtler arasında ayrılıkçı talepleri arttırmasından endişeli.
Washington’un Versiyonu
Pentagon sözcüsü Albay Steve Warren, 12 Ocak’ta gazetecilere verdiği demeçte, bir Amerikan C-17 kargo uçağının, Amerika’nın güvenlik taraması yaptığı ve IŞİD’e karşı savaşan Arap güçlerinin eline 50 tonluk silah ve mühimmatı ulaştırdığını belirtmişti. Amerikalı yetkililer ayrıca Obama yönetiminin, YPG’lilere doğrudan silah ve mühimmat gönderilmesine izin vermediğini açıklamıştı.
Geçen haftaki sevkiyat, Amerika’nın 2014 Ekim’inde Kobani’yi IŞİD’e karşı savunan YPG güçlerine yaptığı yardımdan bu yana bir ilk oldu. Ankara’nın protestolarına karşılık veren ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, IŞİD’le bu kadar güçlü bir biçimde savaşan bir gruba sırtlarının dönmelerinin vicdani olarak son derece zor olduğunu söylemişti.
Washington aylardır Ankara ve YPG meselesiyle, YPG’nin siyasi kanadı olan PYD ile ilişkiler konusunda zorluk yaşıyor. Türkiye, uzun süren müzakereler ve Temmuz ayında Suruç’ta 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısından sonra koalisyona katıldı. Amerika, Türkiye’nin cihatçılarla mücadelesini arttırmasını umsa da YPG de kara gücü sağlaması açısından, IŞİD’e karşı çok önemli bir ortak olarak görüyor.
Türkiye’nin Endişeleri
Türkiye’nin en önemli talebi YPG ve ortağı olan silahlı grupların Fırat’ın batısına geçerek, daimi kara bağlantısı olan ve Türkiye’nin 900 kilometrelik Suriye sınırını kapsayacak bir bölge oluşturmaması. Savaş öncesinde Suriyeli Kürtler birbirinden üç ayrı bölgede (kanton) yoğun olarak yaşıyordu.
Ancak Talal Selu, Türkiye’nin, Fırat’ın doğusunda kalınması talebinin göz ardı edilebileceği mesajını verdi, YPG’nin ve kendine bağlı güçlerin nehri aşarak cihatçılarla savaşabileceğini söyledi. Selu, amaçlarının IŞİD, Fırat’ın neresinde olursa olsun örgütle savaşmak olduğunu ifade etti.
Selu’ya göre YPG ve müttefikleri için ilk hedef Rakka. Ancak komutan, cihatçıların merkezine ne zaman taarruza girişilebileceği ile ilgili tahmin yürütmekten kaçınıyor. Selu, hazırlanmayı sürdürdüklerini ve Amerika hava saldırılarına başladığında hazır olacaklarını belirtiyor.