Hukuk örgütleri, Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın gözaltına alınarak belediyeye kayyum atanmasını Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde protesto etti.
Açıklamaya Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, ÇHD, ÖHD, Demokrasi için Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ve Sosyal Hukuk temsilcileri katıldı.
Açıklamada, Hakkari'deki uygulamadan önce iktidarın Van'da da irade gaspına yeltendiği vurgulanırken, Hilvan'da tekrar edilen ve DEM Parti'nin 31 Mart'tan daha yüksek oy farkıyla kazandığı seçim hatırlatıldı.
Kayyum atama kararı, "Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbe" şeklinde nitelenirken söz konusu uygulamanın Kürt halkının iradesini sistematik şekilde gasp ettiği belirtildi.
ÇHD'den Ezgi Önalan'ın okuduğu açıklama şöyle:
"31 Mart 2024’te Türkiye ve Kürdistan’ın tüm şehirlerinde yapılan yerel seçimlerde Mehmed Sıddık Akış Dem Parti'den Hakkari belediye eş başkan adayı olarak seçimlere girmiş ve Hakkâri halkının yaklaşık yarısının oyunu alarak seçimi kazanmıştır.
AKP-MHP iktidarının Taşıma seçmen yoluyla Kürt halkının iradesini gasp etme başta olmak üzere pek çok usulsüzlük yapılmıştır. Hilvan'da AKP adayının, itiraz edilen oy pusulalarını yakması nedeni ile Hilvan seçimlerinin yenilenmesi kararı alınmış, Van büyükşehir belediyesi eş başkanı Abdullah Zeydan'ın mazbatası il seçim kurulu eliyle gasp edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu hukuksuzluklara rağmen halk, kayyum rejimini kabul etmediğini göstermiş, iradesini sandıklara yansıtmış, Van'daki hukuksuzluk halkların ortak direnişiyle geri püskürtülmüştür. 2 gün önce Hilvan'da yeniden yapılan seçimde halk, iradesini DEM Parti’den yana kullanarak büyük bir farkla kayyum zihniyetini, gaspları, usulsüzlükleri kabul etmediğini ortaya koymuştur.
Yerel seçimlerde tüm Türkiye’de ve kayyumlara ragmen Kürdistan’da büyük bir yenilgiye uğrayan AKP-MHP iktidarı, bu kez de Hakkari halkının iradesini gasp etmeye çalışmıştır. Hakkari belediyesi eş başkanı Mehmet Sıddık Akış, 10 yıl önce açılmış ve yargılaması devam eden bir dosya ve seçilmesinden sonra hazırlanan ve bugüne kadar onlarca defa karşılaştığımız soyut iddialarla gözaltına alınarak, yerine kayyum atanmıştır. Seçilmiş belediye başkanının gözaltına alındığı ve belediyeye kayyum atandığı iç işleri bakanlığı tarafından duyurulmuştur. Oysa sayın Mehmed Sıddık Akış tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiş ve Hakkari'de halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir. Yaşanan bu durum Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbedir.
'KÜRTLER HARİÇ HERKESE HAK'
2016 yılından bu yana hâkim tekçilik anlayışının 'kayyum' şeklindeki tezahürü ile hayata geçirilen yönetme pratiği ile Kürt halkının iradesi sistematik bir şekilde gasp edilmektedir. Kürt halkının iradesi, bugün de, 'Kürtler hariç, herkese hak olan' seçme ve seçilme hakkı, Hakkari belediyesi ve belediye eş başkanı nezdinde bir kere daha yok sayılmak, gasp edilmek istenmektedir. AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığı şehirleri, vali ve kaymakam gibi iktidara bağlı memurları aracılığıyla kayyum siyaseti ile, bir yönetme biçimi olarak ve kendi iktidarının bekası için uygulama haline getirmek istemektedir. Bugüne kadar Kürt belediyelerine atanan kayyumlar, Boğaziçi Üniversitesi gibi yönetimi, hocaları, öğrencileriyle muhalif olan üniversitelere, liselere kayyum rektörler ve müdürler atayarak devam etmektedir. Halkın iradesini kayyumla gasp eden iktidar, buna karşı yapılmak istenen protesto eylemlerini yine memuru olan valilik ve kaymakamlıklar eliyle yasaklamakta, sıkıştığı anda iktidarın yanında hizalanan hukuk da buna göz yumarak, içinde avukatların da olduğu onlarca kişiyi gözaltına almaktadır.
Seçim sonuçlarını ve halk iradesini tanımayan, iktidarının bekası için hukuku ve yargıyı işlevsiz hale getiren AKP-MHP iktidarı kayyum siyaseti ile halkların iradesini ve hiçbir hukuki veya ahlaki normu tanımadığını bir kere daha göstermiştir.
Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü hukuk kurumları olarak; halkların iradesini yok sayan, demokratik ilkeleri ortadan kaldıran kayyum siyasetini ve halkların iradesine yapılan bu darbeyi kabul etmediğimizi belirtiyor; siyasal iktidarı ve yargı organlarını halkın iradesine saygı duymaya; bakanlık aracılığıyla yapılan darbe girişime karşı bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz." (Birgün)