Niğde’de bir asker, bir polis ve bir kamyon şoförünün yaşamını yitirdiği saldırıyı gerçekleştiren IŞİD militanlarının yargılandığı davanın başlamadan ertelenmesine ilişkin savcılık ve mahkemenin açıkladığı gerekçelerin bir birinden farklı olduğu ortaya çıktı.
Dosya avukatlarından Tugay Bek, dosyada yer alan MİT ve IŞİD bağlantısının hükümeti zora soktuğuna dikkat çekerek, ertelemenin esas amacının Fransa’da yaşanan iki saldırının ardından böyle bir davanın tartışılmasını engellemek olduğunu ifade etti.
20 Mart 2014 tarihinde Ulukışla ilçesinde yaşanan saldırı sonrası 4 IŞİD militanının da aralarında olduğu 11 sanık hakkında dava açılmış ancak 12 Ocak 2015 tarihinde görülmesi beklenen ilk duruşma başlamadan 9 Şubat’a ertelenmişti.
Niğde Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne tarafından yapılan açıklamada, daha önce sanıkların ifadelerinin telekonferans yöntemiyle alınmasına karar verildiğini ancak mahkemenin bu karardan vazgeçtiği ve sanıkların duruşmaya getirilmesi için ilk duruşmanın ertelendiği ifade etmişti.
Ancak mahkeme ise savcılığın aksine sanıklara avukat imkanı sağlamak için duruşmanın ertelendiğini açıkladı.
ERTELEME HUKUKA AYKIRI
Avukat Tugay Bek, hukuken mahkemenin daha önce verdiği kararda değişikliğe gitmesi halinde bile duruşmanın 12 ocakta görülmesi gerektiğine dikkat çekti. Dosyada vekaletnameleri bulunduğunu söyleyen Bek, buna rağmen erteleme kararının avukatlara bildirilmediğini ve mahkeme başkanının avukatların dosyayı incelemelerine dahi izin vermediğini anlattı. Bek, “Niğde Barosuna şikayette bulunduktan ve dilekçe verdikten sonra dosyayı inceleyebildik” dedi.
‘MİT BAĞLANTISINI ORTAYA KOYAN DELİLER VAR’
Niğde IŞİD davasının hükümeti ve MİT’i son derece rahatsız ettiğini ifade eden Bek, sanıkların üzerinde daha önce Reyhanlı, Cilvegözü patlaması sanıkları tarafından MİT üyesi olduğu iddia edilen Heysem Topalca’nın telefonu çıktığını hatırlattı. Niğde dosyası sanıklarının da, Topalca’nın MİT’e çalıştığını itiraf ettiğine dikkat çeken Bek, “Sanıklar saldırıdan önce Topalca’yla birlikte Reyhanlı’ya silah götürdüklerini, bir keresinde jandarma tarafından karakola çekildiklerini ve yapılan görüşmelerde Topalca’nın ‘Bunlar MİT’in silahları’ demesi sonrası jandarmanın geçişe izin verdiğini söylüyorlar” diye konuştu. Bek, “İŞİD tarafından öldürülen asker ve polis yakınları ile yaralı jandarmaların bu davayı takip etmemesi tüm bu kişilerin devlet tarafından susturulduğu ve davayı takip etmelerinin engellendiği kuşkularını artırıyor” dedi.
‘TOPALCA REYHANLI’NIN DA FAİLİ’
Suriye uyruklu olan ve MİT’e çalıştığı iddia edilen Heysem Topalca ismi, daha önce de Adana’da yakalanan Füze Başlıkları dosyası, Cilvegözü ve Reyhanlı patlaması gibi dosyalarda da geçmişti. Topalca’nın Suriye’deki silah sevkiyatı ve cihatçı militanların geçişini, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticaretini kontrol ettiği ileri sürülüyor.
Niğde IŞİD davası iddianamesinde de Topalca’nın adının Reyhanlı saldırısını koordine eden kişi olarak geçtiğine dikkat çeken Bek, “Ancak Reyhanlı davasında sanıkların ifadesine rağmen Topalca sanık olarak geçmiyor. Bu da çok ilginç” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Suriye’den Türkiye sınırlarına giren Hatay’dan bindikleri bir ticari taksi ile yola çıkan Benyamin Xu, Muhammad Zakiri ve Çendrim Ramadani, İskenderun üzerinden Adana ve Pozantı otoyoluna, buradan da Niğde ili Ulukışla ilçesi Çeleme Deresi mevkiine gelmişti. Jandarma tarafından durdurulan araçtan inen İŞİD militanları jandarmaya ateş etmiş, yanlarında bulunan el bombalarını da kullanmıştı. Çatışmada, jandarma tarafından arama yapmak için durdurulan Kamyon Şoförü Turan Yaşar ile Polis Memuru Adem Çoban ve Astsubay Adil Kozanoğlu öldürülmüştü. Çatışmada 9 jandarma ve yolcu otobüsünde bulunan bir kişi de yaralanmıştı.