Neden Cemaat kazanır-Mucahit Bilici
<b>Çoğunluk AKP kazanacak diyor.
Çoğunluk AKP kazanacak diyor. Mücahit Bilici ise cemaat kazanır diyor. belki de hiç biri kazanmayacak, kazananı olmayan bir kavga olacak.
Bilici\'nin yazısı aşağıda:
Neden Cemaat kazanır-Mucahit Bilici
Cemaat ile hükümetin şiddetlenen kavgası öncelikle bir iktidar kavgasıdır. Fakat bu iki tarafı moral anlamda eşit kılmıyor. Kader noktasında daha temiz olan tarafın kavgayı kazanması beklenir ve bu Cemaat’tir. Çünkü (kendi menfaatine olacak şekilde, manidar zamanlamalarıyla) hamle yapsa da Cemaat, bunu meşru bir sebebe, (hükümetin bile yok diyemediği) yolsuzluğa dayandırmıştır.
Cemaat’in hamlesinde intikam olsa da herşey kanuni duruyor. Fakat hükümetin hamlelerinde oyunun kurallarına riayet edilmiyor, düşmana gerektiğinden çok daha ağır ithamlarla taarruz ediliyor. Cemaat’in savunanları ekseriyetle, doğru veya yanlış, bir davaya adanmış insanlar ve ikinci derecede hükümetin başarısızlığından medet umanlardır. Hükümeti savunanlar ise ekseriyetle ya menfaati için savunan parti mensuplarıdır ya da partinin sahibi olduğu devletin maaşlı memurlarıdır. Birilerinin bir menfaat koalisyonu olan particiliğine veya devlette memurluğuna kimse bir şey diyemez. Ancak içinde menfaatin olan bir davada tam ihlâsı kazanmak çok zordur.
Hükümetin en büyük manevi gücü, kendi görevli elemanlarından ziyade hükümetin propagandasının etkisine girmiş ve direkt bir menfaati olmayan dindar tabandan insanların dualarıdır. Yoksa siyasi kadro olarak İslamcılığın kendi maneviyat pili çoktan bitmiştir yahut bitmek üzeredir. Cemaat’in ise bu konuda hükümette hiçbir zaman olmayan nükleer bir enerjisi var. (Velayet için Müslüman olmak bile gerekmezken, fikrî isabet hiç de şart değildir.)
Cemaat sonunda kazanır çünkü Cemaat’in dışı çürük, içi ise temizdir. Hükümetin ise dışı temiz ve masum iken içi çürüktür. Dışarıdan içe doğru karşılıklı bıçaklar kemiğe dayandığında çürük olmayan taraf kazanacaktır. Cemaat dinî bir amaç uğruna dünyaya saldırır ve kendi dışındaki hiç kimseye acımaz bir bencil adanmışlar topluluğu iken, hükümet dünyevi bir amaç/ siyaset uğruna dünyaya saldırır ve kendi dışındakilerle paylaşmasını iyi bilir bir dayanışmacılar topluluğudur. Cemaat daha itici, hükümet daha çekicidir. Cemaat daha uhrevi, hükümet daha dünyevidir.
Yani daha dindar olan Cemaat, sanki dünyevi ve dine ihanet eder görünüyor ama salahat ve din için hamle yapıyor. Daha dünyevi olan hükümet ise sanki dinin son kurtarıcısıymış tekellüflü rolünü üstleniyor ama dünya menfaati için hamle yapıyor. Elbette ki bu iktidar savaşında doğrular da birer araçtır. Ama bu doğruları doğru olmaktan, yanlışları yanlış olmaktan çıkartmaz.
Kullandıkları araçlar itibariyle Cemaat’in sicili hiç de temiz değildir. Canavarlarla savaşıp canavarların dilini öğrenmiştir. Şimdi şikâyet etse de Cemaat’in iktidarında da sansür var, dosyalar var. Ama zor ve şiddet yoktur. Cemaat’in baskısı rafine fakat derindir. Hükümetin baskısı ise daha yüzeysel ama kaba sabadır. Cemaat şu an için ilerici bir güçtür ancak ister hükümetin ister Cemaat’in iktidarı olsun, dindarların iktidarında özgürlükler için mücadeleye ihtiyaç olacaktı ve daha olacak. Çünkü, daha dindarların medenileşme sürecini yaşıyoruz. Bekarken istibdat boşamak kolaydır. Kâfire kılıç sallamak da. Menfaatle hamili ve hamile olduğun iktidarı boşamak ise hiç de kolay değildir.
Yanlış anladıkları şeriat adına laikliği ve hatta demokrasiyi aşağılayan kimi dindarlar yarın öbür gün demokrasi ve laiklik için birbirlerine yalvaracaklar. Halife, İsa ve Mehdi’ler rolleri konusunda savaşacaklar ve sonuçta (şeriatın hırsızlığa ve bencilliğe fetva vermeyen şeklinin günümüzdeki karşılığı olarak) hakiki bir Müslüman demokrasisine ulaşacağız. O zamana kadar devlet, hukuk, melekler, ‘good’ ve ‘bad’ dualar, kuru yalanlar ve ıslak belgeler havada uçuşacağa benziyor. (Bu arada “bir taraf”ta durması sağlanan ve tribünlerde sıkılan Kürt kamuoyunu da meşgul tutmak için gıdım gıdım İmralı balı kabilinden Önderlik fotoları damlayacaktır.)
Fakat İslam’a hiçbir şey olmayacaktır. Sözkonusu olan sözümona “İslam’a karşı İslam” büyük komplosu değil, Müslüman’ın Müslüman’la siyaseten tanışmasıdır. Gerisi tarafların naralarından ibarettir.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 3505 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:12:07