Orta Doğu’daki Savaş, İsrail’in Yeni Diplomatik Stratejisini Belirliyor
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, 2025’in yoğun ve zorlu diplomatik yılına rağmen, Abraham Anlaşmaları imzalayan hiçbir ülkenin İsrail ile ilişkilerini kesmediğini açıkladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, son 12 ayı “yoğun, yüksek riskli ve belirleyici” olarak nitelendirdiği diplomatik bir yılın ardından açıklamalarda bulundu. Bakan, özellikle son bir yılın İsrail diplomasisinde, İkinci İntifada’dan bu yana yaşanan en çalkantılı dönemlerden biri olduğunu ifade etti.
Sa’ar, basınla yaptığı görüşmede, Almanya’nın İsrail’e yönelik kısmi silah ambargosunu kaldırma kararını örnek göstererek, “Bunu aylarca çalıştık. Bu, İsrail’in geçen yıl diplomaside yaşadığı savaşın bir örneği” dedi
İsrail-İran Gerilimi ve Diplomasi
Bakan, Haziran ayında İran’a yönelik saldırı kararının ardından yaşananları da “askeri gelişmelerin diplomatik ortamı şekillendirdiği anlar” olarak tanımladı. Ayrıca, Avrupa Birliği ile yaşanan diplomatik mücadeleyi, kamuoyunun fark etmediği bir başarı olarak nitelendirdi: “AB yaptırımlarını durdurmak, kamuoyunun bildiğinden çok daha zordu. İsrail, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir şekilde yaptırımlara yaklaşmıştı.”
Sa’ar, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin İsrail’in diplomatik izolasyonunu önlemede kritik rol oynadığını belirtti. Bu bağlamda İsrail, İrlanda’daki büyükelçiliğini kapatırken, Estonya, Moldova ve hatta Zambiya’da yeni temsilcilikler açtı. Bakan, “Haritaları geçmişten işletemezsiniz. Avrupa değişti, küresel politika kaydı, biz de kaymalıyız” dedi.
Sa’ar, BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze’de konuşlandırılacak çok uluslu güç tasarısı üzerinde oy kullanıldığı dönemde verdiği röportajda, Filistin Devleti oluşturma girişimlerine net tepki gösterdi: “Filistin devleti olmayacak.” Bakan, İsrail’in bazı ülkelerin Filistin’i tanıma girişimlerine karşı diplomatik olarak etkili bir “önleme çabası” yürüttüğünü vurguladı.
Gazze’de Ateşkes ve Hamas
Bakan, Hamas’ın silahsızlandırılmaması durumunda ABD’nin yeniden askeri operasyonu destekleyeceğini ifade etti. İsrail’in ise ateşkesi korumanın stratejik çıkarına olduğunu belirtti. Sa’ar, Hamas’ın diplomasi yoluyla silahsızlandırılabileceğine şüpheyle yaklaştığını söyledi: “Lübnan’da Hizbullah ile gördüğümüz gibi bu kolay değil, ama dünyaya şans verdiğimizi göstermeliyiz.”
Batı Şeria’daki Yahudi aşırıcılara karşı net bir tutum aldıklarını belirten Sa’ar, AB’yi olayları abartmakla eleştirdi: “AB’nin önceden hazırlanmış bir anlatısı var; Filistin devletini istiyor. Gazze konusu biraz sönümlendiğinde yeni sorunlar yaratmaya çalışıyorlar.”
Abraham Anlaşmaları ve Bölgesel Diplomasi
Sa’ar, savaş sırasında İsrail-BAE ticaretinin düşmediğini, aksine arttığını söyledi. Ateşkes sonrası diğer Abraham Anlaşmaları ülkelerinin de İsrail ile ilişkilerini yavaş yavaş normalleştirdiğini belirtti. Ancak Türkiye ile ilişkilerde ilerleme öngörmediklerini, son olarak Türkiye’nin İsrail yetkilileri hakkında tutuklama kararı çıkardığını vurguladı.
İran’ın balistik füze ve nükleer programlarını yeniden inşa etmeye çalıştığını belirten Sa’ar, İsrail’in bu tehdide karşı herhangi bir yanılsaması olmadığını, ancak şu anda İran’a yönelik bir saldırı planlamadıklarını açıkladı.
Sa’ar, bütçe tartışmalarından önce bile hangi ülkelerde yeni büyükelçilikler açmak istediğini bildiğini belirtti. Bakan, “Dünya İsrail’in değerlerini ve önemini anlıyor ve daha yakın ilişkiler kurmak istiyor” dedi.
Son güncellenme: 22:29:34



































































































































































































