Trump–Erdoğan Zirvesi: Farklılıkları Pragmatizmle Aştılar
ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’daki zirvesi Gazze ve Filistin gündemiyle öne çıktı. Ancak Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon’a göre, Suriye meselesi iki ülke ilişkilerinde hâlâ en karmaşık dosya olmayı sürdürüyor.

Türkiye’nin Suriye’de Beşar Esad dönemindeki son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Al Majalla’da kaleme aldığı yazısında Trump–Erdoğan görüşmesinin özellikle Suriye boyutuna dikkat çekti. Önhon, Washington’da yapılan zirvede Gazze ve Filistin başlıklarının öne çıktığını, ancak Suriye meselesinin hâlâ iki ülke ilişkilerinde en karmaşık ve çözümsüz alan olarak durduğunu vurguladı.
Önhon’un yazısı şöyle:
ABD Başkanı Donald Trump, 25 Eylül’de Beyaz Saray’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladı. Bu, Erdoğan’ın 2019’dan bu yana Washington’a yaptığı ilk resmi ziyaret oldu.
Baş başa görüşmeden önce iki lider, beraberlerindeki bakanlarla birlikte basının karşısına çıkarak kısa açıklamalarda bulundu. Ardından çalışma yemeği formatında kapalı oturuma geçildi.
Ekonomi Öncelikli Pragmatik Yaklaşım
Trump’ın Türkiye ile ilişkilerinde ekonomik çıkarları merkeze alan pragmatik bir çizgi izlediği gözlemlenirken, Erdoğan da bu yaklaşımı ülkesinin pozisyonunu güçlendirmek için kullanmaya çalıştı. Toplantının ardından Trump, görüşmeyi “harika” olarak nitelendirdi. ABD’nin önde gelen isimlerinden Tom Barrack ise zirveyi “destansı” diye tanımladı.
İki ülke arasında LNG ithalatı, 225 Boeing yolcu uçağı alımı ve nükleer enerji alanında stratejik iş birliği anlaşmaları imzalandı. Savunma alanında ise F-35 ve F-16 satışları, ayrıca CAATSA yaptırımlarının kaldırılması konuları gündeme geldi, ancak somut bir adım açıklanmadı.
F-35 Krizi ve Savunma Dosyaları
ABD, 2019’da Türkiye’yi F-35 programından çıkarmış, ödenen 1.5 milyar dolara rağmen altı uçağı teslim etmemişti. Trump, “Anlaşmaya varmak kolay olabilir ama önce Erdoğan’ın bizim için bir şey yapması gerekiyor” ifadeleriyle yeni pazarlıklara kapı araladı. Ankara’nın 40 adet F-16 talebine dair belirsizlik de sürüyor.
Gazze Konusu Masadaydı
Görüşmede en hassas başlıklardan biri Gazze oldu. Trump Hamas’ı “dünyanın en kötü terör örgütü” olarak tanımlarken, Erdoğan Hamas’ı “adil bir dava uğruna direnen hareket” olarak gördüğünü yineledi. Buna rağmen iki liderin, diplomatik ön hazırlık sayesinde bu konunun görüşmeye gölge düşürmesini engellediği belirtiliyor.
Trump, New York’ta Filistin konusunda yapılan toplantıyı “çok başarılı” diye niteledi ve rehinelerin serbest bırakılmasının önemine vurgu yaptı. Erdoğan ise Gazze’ye sadece kısa bir atıfla değindi.
Suriye, Ruhban Okulu ve Diğer Dosyalar
Trump, Erdoğan’ı “Suriye’yi eski liderinden kurtaran kişi” olarak övdü. Ancak Suriye’nin geleceği, özellikle Kürtlerin konumu ve DSG dosyası, iki ülke arasında çözülmesi zor başlık olarak masada kalmaya devam ediyor.
Sürpriz bir şekilde Erdoğan, İstanbul’daki Halki Ruhban Okulu meselesinde “gerekli adımların atılabileceğini” söyledi. Bu, Trump’ın bir hafta önce Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüşmesinde gündeme gelen bir konuydu.
Ekonomi başlığında ise Türkiye’nin ABD’ye yönelik ek vergileri ziyaretten bir gün önce kaldırması ve milyarlarca dolarlık Boeing anlaşması dikkat çekti. Ancak muhalefet, anlaşmaların Trump’ın oğlu üzerinden gizli görüşmelerle ayarlandığını iddia etti. Erdoğan bu iddiaları reddetti.
Bir diğer sorun dosyası ise Halkbank davası. Banka, ABD yaptırımlarını ihlal etmekle suçlanıyor ve milyarlarca dolarlık ceza riskiyle karşı karşıya. Erdoğan, bu dosyanın kapatılmasını umuyor.
İlişkilerin Geleceği
Trump, “Erdoğan’ın bazı talepleri var, bizim de taleplerimiz var. Sonunda neyin mümkün olacağını göreceğiz” diyerek sürecin pazarlığa açık olduğunu vurguladı. Ancak Washington’un Türkiye’den Rusya’dan petrol ithalatını durdurmasını istemesi gibi zorlayıcı başlıklar masada kalmaya devam ediyor.
ABD Kongresi’nin özellikle İsrail faktöründen dolayı Türkiye’ye karşı sert tutumu da sürecin önündeki engellerden biri. Buna rağmen zirve, tarafların ilişkilerde ilerleme arzusunu ortaya koydu. İkili ilişkilerin geleceği ise Trump’ın vaatlerini ne ölçüde hayata geçirebileceğine ve Türkiye’nin buna nasıl karşılık vereceğine bağlı olacak
Son güncellenme: 13:46:17