AK Parti’den AİHM’nin Demirtaş kararına ilişkin açıklama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonrası AİHM'nin Selahattin Demirtaş kararına ilişkin açıklamada bulundu. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli karar olduğunu dile getiren Çelik, "Gerekçeli kararı hukuk sistemi değerlendirir" dedi.

22 Aralık 2020 - 14:57
22 Aralık 2020 - 14:57
 0
AK Parti’den AİHM’nin Demirtaş kararına ilişkin açıklama

Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Çelik, gazetecilerin AİHM’nin Selahattin Demirtaş hakkında aldığı “tahliye” kararına ilişkin sorusuna "Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Hukuk sistemimiz bunu değerlendirecek ve buna göre bir yaklaşım üretilecektir" yanıtını verdi.

Suriye ve Rojava’daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Suriye örneğinde gördüğümüz gibi PKK-YPG örgütü, her türlü kılığa girebilen bir yapıya sahip. Ülkemize dönük tehdit süreçleri söz konusu olduğunda hemen karşıdaki güçlerle yoğun bir şekilde iş birliğine giriyor.

Her MKYK toplantımızda, bu terörle mücadele gündemini yakın bir şekilde takip ediyoruz. Polisimizi, jandarmamız, silahlı kuvvetlerimizin bu süreçlerde nasıl başarılar elde edildiğiyle ilgili yakın bir takibimiz var. Silahlı kuvvetlerimizin Fırat Kalkanı, Zeytindalı gibi harekatları olmasaydı, bugün orada U şeklinde bir terör devleti kurulmuş olacaktı. Kobani düşme tehlikesiyle karşı karşıyayken çeşitli yerlerdeki unsurlar, bazı Kürt bölgelerinden unsurlar Irak'tan yardıma geldiğinde PKK bunu engellemeye çalışarak orada bir katliam olsun şeklinde yaklaşım içerisindeydi. Türkiye bir günde Kobani'deki kardeşlerimize kapılarını açarak 100 bin kardeşimizi ölümden kurtarmıştı.

PKK'nın son dönemde Kuzey Irak'a saldırılarda bulunduğunu görüyoruz. PKK'nın orada kurmaya çalıştığı totaliter yapıya boyun eğmeyen herkes bu düşmanlıktan nasibini alıyor. Türkiye'nin PKK terör örgütü ile mücadelesi, insanlığa karşı suç işeyen bir terör örgütüyle insanlığa karşı işlenen bu suçu engellemek bakımından son derece yüksek bir meşruiyete sahiptir. Çeşitli propaganda merkezleri tarafından gündeme getiriliyor: PKK'ya eğitim verdik, DEAŞ'la mücadele etsin diye. DEAŞ'la mücadelesi yok PKK'nın. DEAŞ'la mücadele eden esas güç TSK'dır.

Sahada, karada yegane güç olarak TSK bu mücadeleyi vermiştir. Türkiye'nin içine sızmaya çalışan DEAŞ unsurlarına da polisimiz, jandarmamız en etkili mücadeleyi sürdürüyor. Bu hataların hepsini Afganistan'da yaptılar, terör örgütlerini birbirlerine karşı kullandılar. Bu bölgedeki barışı tehdit eden en tehlikeli organizasyonlardan, herkesle iş birliğine açık organizasyonlardan biridir PKK. Birilerinin PKK'yı meşrulaştırmak için DEAŞ'ı kullanması bu çifte standardın örneğidir.”

Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok

Çelik, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, “HDP kapatılsın” açıklamasına ilişkin olarak, “Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Parti kapatmaların zorlaştırılması sivil siyaseti güçlendirmek bakımından bizim getirdiğimiz bir düzenlemedir. Fakat burada esas olan vatandaş iradesinin siyasal katılım yollarına tam olarak sağlanması. Bir parti siyasi olarak terör örgütünün propagandasını yapıyor, hukukun dışına çıkıyor, hukuk devletini yok etmek için açıkça bir performans gösteriyor ve bunu açıkça söylüyorsa bu durumda demokratik sistem çaresiz değildir” değerlendirmesinde bulundu.

“Siyasi partilerin görevi demokrasiyi ve hukuk devletini korumaktır” diyen Çelik, şöyle devam etti:

“Bu misyonun dışına çıktığında demokrasi ve hukuk devleti çaresiz değildir. Birisi Türkiye'de çıktı bir parti kurdu. Şu ifadeleri kullanıyor: "DEAŞ terör örgütü değildir. Bizim siyasi misyonumuz DAEŞ terör örgütü liderinin heykelini dikmektir." Hukuk devleti bunu seyir mi edecek? Numan Bey'in söylediği, bizim daha önce parti kapatmaların siyasi hayatta sonuç doğurmaması ve bunların sürekli olarak kendilerini yenilemesiyle ilgili. Sayın Bahçeli'nin de söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği. Bu tip terör örgütü propagandası yapanların, hazine yardımı alması engellemesi gibi örnekler var dünyada.

Parti kapatmayı zorlaştıran biziz. Sivil siyaseti yok etmek için kullanıyorlardı bunu. Masum sivilleri ve kadınları kutsadığı zaman tabii ki hukuk devletinin bir çaresi olacak. Demokrasinin ve hukukun en büyük düşmanı terördür. Nasıl ki silahlı gücüyle mücadele etme yolları varsa, siyasi mekanizmaları, hukuk mekanizmaları da tedbir alacaktır.”

Bu haber toplam 14361 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 15:50:28