Suriye’de Şara'nın Otoriter Merkezileşme Politikası Süveyda’da Krize Dönüştü
Joseph Daher’in kaleme aldığı analizde, Suriye’nin fiili lideri Ahmed Şara’nın otoriter güç merkezileştirme girişiminin Süveyda’da şiddetle karşılık bulduğu vurgulanıyor.

Joseph Daher’in bu makalesi, Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde yaşanan son çatışmaları mercek altına alarak, HTŞ liderliğindeki Şara yönetiminin otoriter merkezileşme politikasının yarattığı krizleri analiz ediyor. Yazar, Dürzi nüfusun direnişi, mezhepçilik temelli iktidar stratejileri ve İsrail’in bu gerilimleri kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullanmaya çalıştığını derinlemesine ele alıyor. Daher’e göre, yaşananlar Suriye’de demokratik bir geçişin değil, yeni bir baskıcı rejimin inşasının göstergesi.
Joseph Daher- The New Arab’da yayınlanan makalesi şöyle:
Suriye'nin güneyinde, ağırlıklı olarak Dürzilerin yaşadığı Süveyda vilayetinde, Şara yönetiminin güvenlik kontrolünü yerel silahlı gruplar ve dini liderlere devretmesinin ardından şiddetli çatışmalar patlak verdi. Bu karar, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki yönetim ile Süveyda’daki Dürzi dini ileri gelenleri arasında varılan bir anlaşmanın hemen ardından geldi.
Suriye İçişleri Bakanlığı, güvenlik güçlerinin bölgeye yeniden giriş yapacağını ve Dürzi-Bedevi gruplar arasındaki çatışmaları bastırma amacı taşıdığını açıkladı. Ancak son dönemde Şara’nın aldığı karar, demokratik uzlaşıdan uzak şekilde gücü merkezileştirme çabasının bir parçası olarak görülüyor.
Süveyda’da Gerilim ve Katliam
13 Temmuz’da bir Dürzi erkeğin Bedevi silahlı gruplar tarafından saldırıya uğramasıyla başlayan gerilim hızla büyüdü. Beş gün içinde Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), aralarında sivillerin de bulunduğu 200’den fazla kişinin öldüğünü ve yüzlercesinin yaralandığını bildirdi. Evler ve iş yerleri yağmalandı, mezhepsel nefret dalgası yayıldı. Bazı Dürzi erkeklerin zorla bıyıklarının kesilmesi gibi aşağılayıcı eylemler yaşandı.
Bu gelişmeler, Suriye rejiminin ülke genelinde muhalefeti bastırmak ve HTŞ liderliğindeki yeni otoriteyi pekiştirmek için mezhep çatışmalarını bir araç olarak kullandığını ortaya koyuyor.
Mezhepçilik Siyasi Bir Araç
Suriye’deki mezhepsel gerilimler tarihsel değil, siyasi nedenlere dayanıyor. Şara yönetimi, Sünni mağduriyet söylemini öne çıkararak Sünni Arap kitleleri kendi etrafında toplamaya çalışıyor. Aynı zamanda Dürziler gibi muhalif topluluklara yönelik baskı ve sindirme politikaları da bu sürecin bir parçası.
Süveyda, Esad rejimine karşı yıllarca süren barışçıl direnişiyle biliniyor. Yerel sivil toplum hareketleri, sendikalaşma çabaları ve protestolar nedeniyle, otoriter rejimin gözünde tehlikeli bir sembol haline gelmiş durumda.
İsrail Gerilimi Kullanıyor
Bu karmaşık tabloya İsrail de müdahil oldu. İsrail, Dürzileri koruma iddiasıyla Güney Suriye’ye müdahale tehdidinde bulunurken, aslında iç bölünmeleri körüklemeye ve HTŞ hükümetine karşı baskı oluşturmaya çalışıyor. Dürzi ileri geleni Hikmet el-Hicri’nin çağrısına rağmen, bölgedeki Dürzilerin büyük bölümü İsrail müdahalesini reddediyor ve Suriye’nin birliğine olan bağlılıklarını sürdürüyor.
İsrail'in Şam ve çevresine düzenlediği son saldırılar da, Suriye yönetimine karşı mesaj niteliği taşıyor. Dahası, Şara hükümeti ile İsrail arasında normalleşme görüşmelerinin başladığı iddia ediliyor.
Demokrasi Değil, Yeni Bir Otoriter Rejim
Süveyda’daki son gelişmeler, Suriye’nin demokratik ve kapsayıcı bir geçiş süreci yaşamadığını, aksine HTŞ liderliğinde yeni bir otoriter rejimin kurulduğunu gösteriyor. Şara yönetimi, uluslararası meşruiyet görüntüsü altında, halkın taleplerini ve demokratik beklentilerini bastırarak iktidarını sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Son güncellenme: 03:07:28