İbrahim Anlaşmaları beş yıl sonra hâlâ kazan-kazan mı?

Ortadoğu güvenlik uzmanı Dr. Moşe Elad, İsrail'in 2020'de imzaladığı tarihi İbrahim Anlaşmaları'nın karşılıklı fayda üretip üretmediğini sorguladı

21 Temmuz 2025 - 10:03
21 Temmuz 2025 - 10:03
 0 405
İbrahim Anlaşmaları beş yıl sonra hâlâ kazan-kazan mı?

Ortadoğu güvenlik uzmanı ve emekli Albay Dr. Moşe Elad, İsrail’in 2020 yılında Fas, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ile imzaladığı İbrahim Anlaşmaları’nın beş yıl sonra hâlâ karşılıklı kazanç sağlayıp sağlamadığına dair şüphelerini dile getirdi. Elad, Maariv gazetesine verdiği röportajda, "İsrail verdiğinin karşılığını her zaman alıyor mu?" sorusunu gündeme taşıdı.

Elad, anlaşmaların başlangıçta bölgede tarihi bir dönüm noktası yarattığını ve Arap ülkeleriyle diplomatik ilişkilerin ötesinde teknoloji, güvenlik, turizm ve ekonomi gibi alanlarda da normalleşmeye zemin hazırladığını belirtti. Ancak bu olumlu havanın her zaman karşılıklı çıkar ilişkisine dönüşmediğini savundu.

“Anlaşmalar; Arap ülkelerinin ekonomik kalkınmayı öncelediği, İsrail'e yönelik düşmanlığı geride bırakmaya hazır oldukları bir dönemin ürünüdür. Ortak tehditlere karşı işbirliği ve İsrail’in teknolojik üstünlüğünden faydalanma hedefi vardı,” diyen Elad, buna rağmen somut karşılıkların yeterli olmadığını kaydetti.

Yeni Anlaşmalar Mümkün mü?

Elad’a göre, İbrahim Anlaşmaları'nın Suriye veya Lübnan gibi ülkelere yayılması ise gerçekçi değil. Her iki ülkenin İsrail'e karşı köklü düşmanlık geçmişine ve iç politik engellere sahip olduğunu belirten Elad, “Suriye ve Lübnan’la barış mümkün olsa bile ekonomik ve kültürel işbirliği sınırlı kalır, İsrail’e dönüş yok denecek kadar az olur,” dedi.

Elad ayrıca, İsrail’in daha önce imzaladığı Mısır ve Ürdün anlaşmalarının da halk düzeyinde karşılık bulmadığına dikkat çekti.

“Mısır halkı hâlâ İsrail’i düşman olarak görüyor. Ürdün’de ise halkın Filistin kimliği nedeniyle İsrail’e karşı tutumu oldukça soğuk,” değerlendirmesinde bulundu.

“Tek Taraflı Barış” Uyarısı

Elad, Ortadoğu’da kalıcı barışın yalnızca güvenlik odaklı anlaşmalarla sağlanamayacağına işaret etti. Barışın kültürel, ekonomik ve toplumsal dönüşümle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan uzman, sürecin uzun vadeli sabır ve yatırım gerektirdiğini söyledi.

“Barışı tek taraflı şartlara dayandıramazsınız. Kamuoyu değişmedikçe, İbrahim Anlaşmaları ile başlayan süreç ilgisizlik ve reddedilişle karşılaşabilir,” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Bu haber toplam 405 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 14:12:12