Rojava’daki Arap aşiretleri DSG’ye destek açıkladı
Rojava’daki Arap aşiretleri, Süveyda’daki çatışmaların kuzeydoğu Suriye’ye sıçrayacağı yönündeki spekülasyonlara karşı çıkarak Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) desteklerini açıkladı. Şammar, el-Velde ve Cabur gibi büyük aşiretlerin liderleri, DSG ile Kürt-Arap ittifakının önemini vurgularken, Süveyda’daki gelişmelerin bölgeyle ilişkilendirilmesini reddetti. Aşiret temsilcileri, bölgedeki istikrarı bozmak isteyen girişimlere karşı birlik çağrısı yaparken, DSG’nin tüm bileşenleri kapsayan bir güç olduğunu ve terörle mücadelede önemli rol oynadığını belirtti.

Süveyda kentinde yerel Dürzi gruplar ile Şam'daki hükümet güçlerini destekleyen Bedevi aşiretler arasında yaşanan kanlı olaylar ve Arap aşiretlerinin Bedeviler lehine savaşa girmesi, Suriye'nin güneyinde yaşananların ülkenin doğu ve kuzeyinde (Rojava Özerk Yönetimi) de tekrarlanabileceği ve ABD destekli Demokratik Suriye Güçleri'ne (DSG) karşı bir aşiret ayaklanması olasılığı spekülasyonlarına yol açtı.
Bu olasılık, Halep, Deyrezzor ve Rakka vilayetlerinden gelen binlerce aşiret savaşçısının Süveyda'daki cephe hatlarına ulaşmasının ardından ortaya çıktı. Bu vilayetler, Kürt-Arap ittifakı bağlamında DSG ve Suriye hükümeti tarafından ortaklaşa kontrol ediliyor.
Arap Şammar aşiretinin şeyhi Şeyh Mani Hamidi Deham el-Cerba'ya göre Süveyda'daki olayların Cezire bölgesindeki durumla ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz.
Şarkul Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Cerba, “DSG'nin ve lideri Mazlum Abdi'nin bu zor ve son derece hassas aşamada siyasi uzlaşma ve dengelerin sağlanmasındaki rolüne değer veriyoruz. Ortaklığımız sayesinde bölgemiz ve tüm halkımız için tarihi bir başarı olarak kabul edilen mutabakatlara ulaşmayı başardık” ifadelerini kullandı.
Çoğunlukla Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan Şammar aşireti, 2013 yılında kurulan ve Qamışlo'nın doğusundaki Tel Elo ve Tel Tahmis köylerinde konuşlanmış tahmini 7-10 bin savaşçısı olan Sanadid güçlerine bağlı.
Aşiret, Rakka ve Deyrezzor kentlerinden yerel Arap gruplarla birlikte DSG'nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.
“Ortak bir davanın sahipleriyiz”
Şeyh el-Cerba sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yıllar boyunca, kendimizi toprağın kardeşleri olarak adlandırdığımız bir aşamaya ulaştık. Çünkü bizler aynı bölgenin evlatlarıyız ve bu bölgenin tüm bileşenleri arasında kardeşlik ruhuyla birleşen ortak bir davanın sahipleriyiz.”
DSG Ekim 2015'te yayınladığı ilk bildiride kendisini “Arapları, Kürtleri, Suriyelileri ve Suriye coğrafyasındaki diğer tüm bileşenleri bir araya getiren, tüm Suriyeliler için ortak bir ulusal askeri güç” olarak tanımladı.
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile güçlerini ve sivil idareyi bu yılın sonuna kadar Savunma Bakanlığı ve devlet kurumlarının yapılarına entegre etmek üzere tarihi bir anlaşma imzaladı.
Raman Araştırma Merkezi'nde (Raman Center) Kürt meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Bedr Mulla Reşid, DSG'nin kuruluşundan bu yana aşiret niteliğindeki Arap askeri konseyleriyle ittifaklara dayandığını açıkladı.
Reşid, “Süveyda'daki olaylar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ittifakları kesinlikle etkileyecek. Şam hükümetinin, Cezire bölgesinde yerel bir aktörün yokluğunda DSG üzerindeki baskısını artırmak için yeni gerçeklikten yararlanmaya çalışması da dahil olmak üzere çeşitli senaryolar ortaya çıkabilir” dedi.
Aşiret ayaklanması olasılık dışı
Reşid, ABD'nin durumu istikrara kavuşturma çabaları, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kısmen kaldırılması ve Türkiye'deki Kürtlerle yürütülen barış sürecine dikkat çekerek mevcut koşullar altında bir aşiret ayaklanması olasılığını dışladı.
Reşid, ülkenin kuzeydoğusundaki Süveyda'da yaşananların tekrarlanmasını engelleyen başka faktörlerin de bulunduğuna işaret ederek, Süveyda'daki gibi yerel bir askeri grubun ve bu eğilimi destekleyen bölgesel bir tarafın bulunmadığına dikkat çekti. Reşid sözlerine şöyle devam etti:
“ABD Suriye'nin istikrarını korumaya çalışıyor ve Türkiye şu anda PKK ile barış süreciyle meşgul; kendi iç sürecini etkilememek için DSG bölgelerinde tam ölçekli bir çatışmayı desteklemeyecektir.”
Aşiret liderleri, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptı
Rojava’nın Cezire ve Fırat bölgelerinde, başta el-Bakara, Tay, Şammar, Cis, el-Akidat, el-Velde ve Elbu Şaban olmak üzere Arap aşiretleri yaşıyor. Ancak bu aşiretler savaşın son yıllarında ciddi bölünmeler yaşadı.
Geçen yılın yaz aylarında, el-Akidat aşireti lideri Musab el-Hifl'in kardeşi İbrahim el-Hifl'in, eski Suriye rejimi ve İranlı milislerin desteğiyle DSG'ye karşı yerel aşiretler ve savaşçılarla ittifak kurarak askeri bir isyana öncülük etmesinin ardından kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda yüzlerce sivil ve silahlı unsur öldürüldü.
Aşiret savaşçıları Rojava’ya yönelir mi?
Ancak Rojava Özerk Yönetimi İhtiyar Heyeti Başkanı ve Haseke'deki Arap Cabur aşiretinin danışmanı Ekrem Mahşuş ez-Zuba, ister Deyrizor'da ister Rakka'da olsun DSG ile yerel aşiretler arasında herhangi bir çatışma yaşanması ya da aşiret savaşçılarının Süveyda cephesinden Cezire bölgesine hareket etmesi ihtimaline ilişkin şunları söyledi:
“Bu çağrılar ve hareketler Arap aşiretlerinin değerlerini temsil etmiyor. Burada Arap, Kürt ve Hıristiyan bölge bileşenlerinin kanı, tarihi direnişte ve IŞİD terörünün yenilgiye uğratılmasında birbirine karıştı. Hepimiz tek bir halk olarak kalacağız ve ülkemize ve güçlerimize bağlı kalacağız”.
Ez-Zuba, DSG'nin tüm bileşenleri temsil ettiğini belirterek, “Birçok tarafın fitne çıkarma çabalarına rağmen kuzey ve doğu bileşenleri ile askeri güçler arasında çatlak yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi. Özyönetim bölgelerini diğer bölge ve vilayetlere kıyasla en istikrarlı bölgeler olarak değerlendiren ez-Zuba, toprağın sahibinin kendileri olduğuna dikkat çekti.
“Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil”
Ez-Zuba, “Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil. Aşiret ya da kabile, bölge dışından kişiler tarafından değil, sahada kim varsa onlar tarafından temsil edilir. Biz Suriye topraklarının birlik ve bütünlüğünü vurguluyoruz… Hiç kimse vatanseverliğimize dil uzatamaz” şeklinde konuştu.
Tabka ve Rakka vilayetindeki Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac da Şeyh el-Cerba ve ez-Zuba’nın sözlerine katılarak, özerk yönetim bölgelerindeki Arap aşiret mensuplarının DSG'ye desteğini yineledi.
“DSG terörizmi ortadan kaldırdı, güvenliği koruyor”
“Buradaki tüm Arap aşiretleri ve bileşenleri, bölgelerimizin güvenlik ve istikrarını bozmaya çalışan tüm gündemlere karşı DSG ile dayanışma içindedir” diyen Şeyh el-Ferac, aşiret mensuplarına şu çağrıda bulundu:
“Yönetim bölgelerindeki istikrarı her gün baltalamaya çalışan projelere karşı durmak için herkesin birleşmesi gerekiyor. DSG terörizmi ortadan kaldırdı, bölge halkının güvenliğini koruyor ve mevcut imkanlar doğrultusunda tüm hizmetleri sağlıyor.”
Son güncellenme: 16:25:27