Suriye Hükümeti’nden Rojava’daki konferansa sert tepki: ‘Paris'teki toplantılara katılmayacağız!’

Rojava (Kuzey ve Doğu Suriye) Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı, dün (8 Ağustos) Haseke kentinin Xweran Mahallesi’nde bulunan Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapıldı.

“Birlikteliğimizi güçlendiren çeşitlilik ve yarınımızı inşa eden iş birliği için hep birlikte” sloganıyla düzenlenen ve yaklaşık 500 temsilcinin katılımıyla gerçekleşen Kuzey ve Doğu Suriye Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı, sonuç bildirisinin okunmasıyla sona erdi.

Arap El Teyî Aşireti Meclisi Başkanı Hesen Ferhan tarafından okunan bildiride, konferansın, “Hassas bir ulusal süreçte ülkenin geleceğine ve mevcut duruma karşı sorumluluk temelinde gerçekleştiğine” dikkat çekildi.

Konferansın sonuç bildirisinde “Suriye’nin birliği ve egemenliğine olan inancımız gereği kalıcı çözümün demokratik bir anayasa ile mümkün olduğunu belirtiyoruz” ifadelerine yer verildi. Öte yandan Ulusal Kongre yapılması çağrısında bulunuldu.

“Hükümet Paris'te yapılması planlanan hiçbir toplantıya katılmayacak”

Suriye hükümetinden üst düzey bir yetkili konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Hükümet, bu konferansın devam eden müzakere çabalarına bir darbe vurduğunu teyit etmektedir. Buna dayanarak, Paris'te yapılması planlanan hiçbir toplantıya katılmayacak ve her ne ad altında olursa olsun eski rejimin dönemini canlandırmaya çalışan hiçbir tarafla müzakere masasına oturmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Suriye Arap Haber Ajansı SANA’da yer alan habere göre açıklamada DSG'ye "10 Mart anlaşmasının uygulanmasına ciddi bir şekilde katılma" çağrısı yapılırken, uluslararası arabuluculara da "Suriyeliler arası diyaloğun meşru ve ulusal adresi olan Şam'a tüm müzakereleri taşıma" davetinde bulunuldu.

"Devletin şekli referandumla belirlenir"

Aynı yetkili, devletin geleceğine ilişkin tartışmalara da değinerek, "Devletin şekli, grupsal uzlaşmalarla değil, tüm vatandaşların eşit katılımını güvence altına alan ve halk oylamasıyla (referandum) kabul edilecek kalıcı bir anayasa ile belirlenir" dedi.

Her vatandaşın görüş belirtme hakkı olduğunu ancak bunun "tehdit veya silahlı güçle değil, kamusal diyalog ve sandık aracılığıyla" olması gerektiğini vurguladı.

SANA’ya konuşan yetkili ayrıca, "Hükümet, dini veya ulusal grupların, faaliyetlerinin barışçıl olması, devlete karşı silah kullanmamaları ve kendi görüşlerini Suriye devlet modeline dayatmamaları koşuluyla, ulusal yasal çerçeveler dahilinde siyasi görüşlerini ifade etme, toplanma ve parti kurma hakkına sahip olduğunu teyit etmektedir" diye ekledi.