Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde başlayan ve Mardin'in Mazıdağı ilçesi ve Derik'e dayanan yangının yarattığı tahribat,can ve mal kayıplarının boyutu giderek artıyor. Yaşanan felakette yine ilk akla gelen "Devlet baba" oldu. Yangında hayatını kaybeden insanları sayısı şimdilik 15'e yükseldi.Hala yoğun bakımda olan ağır yaralılar var.Binin üstünde büyük ve küçükbaş hayvan telef oldu.Binlerce dönüm anız ve biçimi yapılmamış ekili arazi yanarak kül oldu.Kurdun-kuşun,börtü-böcegin yaşam alanları yok oldu,yanan binlerce ağaç.
Yangında zarar görenlerin "bilinmeyen bir dil ile" feryadları göklere yükseldi ama "Devlet babaya" ulaşmadı.
"Acil önlem alınsın","Geç olmadan müdahale edilsin" gibi çağrılar her zaman olduğu gibi yanıtsız kaldı.Devletten yangını söndürmek için helikopterden tutun yanık kremine kadar istendi.
Yüz yıldır iradesi elinden alınarak bağımlı hale getirilen Kürd'ler neden her şeyi "Devlet baba" dan bekliyor hale getirildi sorusu önemlidir ve üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken önemli bir konudur.Önemli olmasına rağmen "Zülfü yare dokunacağı" için de nedenlerinin yazması da bir o kadar "sakıncalıdır"
Bundan da önemli olan henüz kayyum atanmayan Diyarbakır, Mardin ve İlçe Belediye Başkanlıkları başta olmak üzere bu illerde bulunan siyasi partiler,demokratik kitle örgütleri yaşanan bu felakette neredeler?Henüz nedeni belli olmayan yangında her şeyi "Devlet baba"dan beklemek yerine yardım etmek için yangın bölgesine bir sağlık ekibi,bir veteriner,iki koli yanık kremi göndermek çokmu zor?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.