Bin yıllardır parçalanmışlık ve sömürgeci devletlerin egemenliği altında yaşayan Kürdistan’ın düşünce dünyası ve aydınlanması parçalanmıştı.
Kürdistan’da ki belli bir aydınlanma ve Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi ile sömürgeciliğin yarattığı her tür tahribata karşı bir mücadele başlatılmıştır.
Ama yine de Kürdistan düşünce dünyası ve aydınlanmasının tam sağlanmadığına tanıklık etmekteyiz.
Geçmişte sağcılığı, solculuğu, İslamizmi, demokratlığı hatta evrensel bazı ölçüleri Türk, Arap ve Fars aydınları ve hareketlerinden öğreniyorduk.
Türk, Arap ve Fars solculuğu, İslamiyet’i kendi toplumsal sisteminin damgasını taşıyordu. Doğal olarak zihinlerimiz ve düşünce dünyamız Türk- Arap-Fars solculuğu-sosyalizmi-demokratlığı, kendi enternasyonalist ve ümmetçi anlayışlarından kurtulamıyordu.
Kürdler savaşçı ve direnişçi bir halktır. Asıl zihniyet değişmediği ve sömürgeciliğin düşünce ve ideolojik dünyası Kürdistan’da yerle bir edilmediği için bu kadar sömürgeciliklerini uzatabildiler.
*Solculuğu ve sosyalizmi Türk versiyonlarından artık öğrenmeyeceğiz. Demokratlığı da Türklerden öğrenmeyeceğiz.
Kürdistan düşünce dünyası ile Kürdistani ve toplumsal özelliklerimize göre yeniden üreteceğiz.
Türk İslamından İslamiyeti öğrenmeyeceğiz. Fars, Arap ve Türkün İslamiyet’i, devlet egemenlikçidir. “Ümmet” kavramını kullandıklarında, kendi İslami kılıfla örtülmüş ezen ulus ırkçılığı ve şovenizmi ile dindarlar ve Kürdler karşılaşmaktadır. İran, Türkiye ve Arap devletlerinin İslam’ı, milliyetçilik-ırkçılık özüne dayanıyor. Kürdistan düşünce ve aydınlanma dünyasına karşıdır. Dindarlarımızın düşünce dünyasının Kürdistani ve ülke, toprak ve kültürel gerçeklerine dayanması farzdır. Aynı şekilde değişik inançta Alevi, Êzidi, Yarasani, Kakailik inancında olanlar da inançlarını kendi kültürel ve ülke değerleri ile birlikte yaşaması tercihimizdir.
*Aynı şekilde “ümmet”, “enternasyonalizm”, solculuk ve demokratlık, evrensel hukuk normları ve insan haklarını ve temel hak ve özgürlükleri Türk-fars-arap düşünce dünyasından öğrenmeyeceğiz.
Bu açıdan amacımız Kürdistan düşünce dünyasını oluşturmaya katkı sunmak ve oluşturmaya çalışmaktır.
Parçalanmış Kürdistan’ı ancak Kürdistan ortak düşünce dünyası ve kültürü, siyaseti birleştirir.
Düşünce, teori, kültür, sanat ve bilimsel çalışmalar dünyamız, Kürdistan özgünlüğü üzerinden, yeniden yaratıcı bir ruhla oluşturma gayreti yönünde şekillenecektir.
KÜRDİSTAN ÜTOPYASI…
Her oluşumun bir çıkış gerekçesi vardır.
Kürdistan’ın bağımsızlığı ve birleşmesi, bir olması, sömürgeciliğin her alandan kovulması düşünce dünyamızın yegâne şekillenme biçimidir.
Kürdistan’ın köleliğine ve parçalanmışlığına düşünce, sanat, kültür ve bilim alanlarında son vermek son derece hayati öneme sahiptir.
*Bağımsız-demokratik, birleşik Kürdistan her Kürdün düşünce dünyasının ütopyası olmalıdır
Bu düş, bir gün gerçek olacaktır. Bu gün rüyasını görüyoruz, yarın gerçeğini göreceğiz. Umut ve rüya olacak, bunun için her alanda çalışacağız ki, gerçek olsun.
Ortadoğu’nun birliği Kürdistan’ın birliğinden geçer.
Kelimenin gerçek anlamında Kürd aydınları, Kürdistan ütopyası ile yaşamıştır ve yazmıştır. Bu zihniyetle yazmayanlar Kürdistani düşünce, ruh, birlik, bağımsızlık, özgürlük vb. değerlere soyut vurgular yapmaktan öteye geçemezler.
*Aydınların biraraya gelmesi
AYDINLAR ÖZGÜR BİREY olmayı seçenlerden oluşur. Özgür birey olmaya vakıf olmayanlar kendilerini dahi aydınlatamazlar. Genel ideolojilerin katılığını ve ütopyacılığını yaşamazlar. Beşikçi Hoca’nın deyişi ile kafasındaki karakolları her alanda yıkanlardan oluşur özgür bireyler.
Ve aydınlar Kürdistan’a aittir ve Kürdistan’a bağlıdır. Zihniyet dünyası bunun üzerine oturdu mu, her alanda üretmeyi bu temelde gerçekleştirebilir. Bilim ve olguları esas alırlar. Bilim yönteminden vazgeçmezler. Şuna ve buna çalışmayı değil, Kürdistan ve halkına çalışır ve hizmet ederler. İmkân, para-pula vb. gözünü dikmezler. Bu tür şeylere yöneldi mi düşünce dünyası sakatlanır.
Kürdistan’da yaşıyoruz. Bu topraklarla yoğrulmuşuz. Ninnilerini ve ağıtlarını dinlemişiz.
Acılar ve sevinçlerini yaşamışız. Soykırımları ve inkârları görmüş, yaşamış ve mücadele etmişiz.
Bu açıdan dünyada yaşıyoruz. Ama adını; Kürdistan Düşünce dünyası koyuyoruz. Dünya ile bağlarımız temelinde Kürdistan için çalışıyoruz.
“Bir araya gelmek başlangıçtır.
Bir arada durabilmek ilerlemedir.
Birlikte çalışmak başarıdır”
Yerinde söylenmiş bir sözdür. Kürd Aydın İnisiyatifine önemli ölçüde uymaktadır.
Kürd Aydın İnisiyatifi toplantılarla bir araya gelmektedir. Toplantılar bir arada durmanın ve birlikte çalışmanın temellerini atar.
Sihirli değneğimiz yoktur. Her birimizin çalışması, katkıları ve hizmetiyle Kürd Aydın İnisiyatifi büyüyecektir. Aydınların dayanışması Kürdistan Düşünce Dünyasının dayanışması olacaktır.
Bir araya gelirken farklı düşüncelerimiz olabilir, bu da gayet doğaldır. Renkliliği esas alacağız. Kürdistani düşünce bazında olursa renkleri buna göre şekillenirse, bu sorun değil zenginlik olacaktır.
Bir arada durabilmek önemlidir. Hemen çabuk başarılar aramak bizleri zorlar. Ancak her üyenin çalışmaları ve bu çalışmaların dayanışması bizleri Kürdistan düşünce dünyasına mal eder.
Bir arada durmanın gayretini gösterirsek gelen dalgaları karşılarız. Sabırla ve ısrarla gönüllü çalışacağız. Hoşgörülü ve açıklık politikasını uygularsak gelişiriz. Hiç bir Kürd aydını ile ve kendi içimizde birbirimizle sorunumuz olamaz. Çalışmalar, üretme ve birlik üzerinde duracağız.
Ele alacağımız konular dayanışma, çalışma ve birbirimizi nasıl güçlendireceğiz noktaları olur. Her aydının üretimine, düşünsel katkısına, sanat ve kültür alanındaki yaratımlara, estetiğe vb. önem vereceğiz, konuşacağız ve paylaşacağız.
Birlikte çalışıp üretebildik mi, bu bizlere heyecan ve zevk verir.
Her bilim alanını birbirine yakınlaştırırsak iyi bir iş yapmış oluruz.
İyi bir site vb. oluşturup her aydınımızın çalışmasına yer verebiliriz. Neler yapıldığı ve yazıldığını aydınlar birbirine ve okuyucuya sunmuş olurlar. Çalışmalarını ve ürünlerini tanıtabilirler.
*AKADEMİK VE DÜŞÜNSEL ÖZGÜRLÜK-AYDIN SORUMLULUĞU
Akademik özgürlük özgür çalışma ve düşünce ortamı olduğu koşullarda anlamını bulur.
Akademik özgürlük Kürdistan için, Kürdistan federasyonunda geliştirilebilir. Şüphesizki her yerde Kürd Aydınları akademik çalışmalar yaparlar.
Aydının görevi verili olanı kabul etmek değil, sorgulamaktır. Aydın en başta ortaya konanlardan doğru mu, yanlış mı diye şüphe duyar.
Aydın yalanları ve çarpıtılan konuları ortaya çıkarırken, gerçeğe ulaşmak ve yalnızca gerçeğe ulaşmaktan hareket eder. Düşmanlarımızın hilelerini ve gizli planlarını, kandırma konseptlerini vb. ortaya çıkarıp deşifre eder.
Kürd aydınları sömürgecilikle bağlarını kopardıkları ve bütün köprüleri attıkları ölçüde gerçeğe ulaşmada ısrarcı olurlar. Israrcı olmak, aydında olması gereken bir özellik.
Israr edecek ve peşini bırakmayacak ki, yaptığı sorgulamalarla gerçeğe ulaşabilsin.
Aydın sorumluluğu, aydının görevlerini ve neler yapması gerektiğini netleştirir.
Aydın İnisiyatifinin gönüllü çalışanlardan oluşması ve hiç bir maddi çıkar, koltuk vb hesabı beklemeden iş yapabilmesi bundandır.
Vicdani ve insani duruş ve tavır sahibi olmak, Kürd aydınlarının vazgeçemeyeceği bir husustur.
Diktatörlüklere ve sömürgeciliğe uzak olanlar aydın işlevini yerine getirebilir. Devlet veya parti çarklarının disiplini altına alınan aydınların amacı gerçekleri ortaya çıkarmak, her tür deformasyonu ortaya çıkarmak değil, verili olanları çeşitli güzellemelerle halkı yanıltmak üzerine kuruludur.
Aydınlar kimi zaman söylediği gerçeklerden dolayı yalnız da kalabilirler. Goyanın eserlerine yaşarken bir değer biçilmiyordu. Goya öldükten sonra eserleri değer kazandı.
Ahmedê Xanî resimlerini logo olarak kullanmamız Kürd aydınlarını geçmişten bu güne ve geleceğe uzanan zincirine Kürdçe yazması ve Kürd devletine, egemenlik haklarına vurgu yapmasından dolayıdır. Kürdistani düşünce dünyamız Ahmedê Xanî gibi Kürdistani ve toplumunun önünü açanlara kadar uzanır. Geçmiş ve gelecek köprüsü böylece kurulabilir.
ULUSAL BİRLİK VE ANAYASA
Ulusal birlik için, özellikle düşünsel ve amaç konularında birlik harcını atmak ve birleşmeyi ve birlikte kazanmayı öğretmek aydın insanların görevidir.
Genel Kürdistani birlik ve her parçada birlik önemle üzerinde duracağımız konulardır.
Örgüt bireyciliğine dar parti menfaatlerine birliğin feda edilmesine göz yumamayız.
ABD li yetkililerin bile “Kürdler birlik olursa kazanır” demesi boşuna değildir. Onlar yerel güvenlik için birleşmiş olan Kürdlerle ittifakı tercih edebilirler.
Ne yazık ki, Kürd partileri çokça birlik sözü etmelerine rağmen bir olmamakta ve Kürdistani bir cephede bir araya gelmemede ısrar etmektedir. Böylece birlik kavramının içi de boşalıyor.
1990 larda ABD, Başur’daki güçlere “birlik olmazsanız yardım etmeyeceğiz” demeleri ve yardımı birliğe bağlamaları düşündürücüdür. Bu gün Rojava vb. yerlerde aynı durumu ne yazık ki görmekteyiz. Dar gündemlere ve birbirleriyle atışmaya takılmak Kürdlerin enerjilerini boşuna tüketmektedir.
Aydınlar, bu durumu izah etmek, açıklamak, düşüncelerini sık sık belirtmekle yükümlüdür.
Özellikle denilebilir ki; birliğin harcı aydınlar olmalıdır. Yapıştırıcı görevi görmelidir. Temel ve inşaatı yükseltmek, tuğlalarını koymak ise örgüt, parti ve çeşitli Kürdistani kuruluşların ve siyasilerin işidir.
Birliğe gelmeyen, parçacı ve örgütçü davranan, dar menfaatleri Kürdistani stratejinin önüne koyanları sorgulamalı, deşifre etmeli, toplumun partileri ve liderleri zorlayacak ve yanlışlardan arınacak veya kolay kolay ciddi yanlışlar yapamayacağı bir noktaya taşımalıyız. Halkın aydınlanması ve Kürdistani duruş sergileyecek düzeye getirilmesi bizler açısından hayati önem taşıyor.
Birlik anayasası ve ya uzlaşı anayasasının oluşmasında aydınların katkıları göz ardı edilemez. Örneğin, anarşistimiz de olsun, demokratımız ve sosyalistimiz de olsun, milliyetçimiz de olsun, feministimiz olsun, Müslüman demokratlarımız, muhafazakârlarımız, liberallerimiz, suni, alevi, Êzidi, Yarasani, Kakai, Hristiyan’ımız vb. olsun. Farklılıklarımız ile birlikte Kürdistani olalım. Kürdistan’ın kurtuluşu ortak paydamız olsun.
ULUSAL KONGRE
Ulusal kongre çok sözü edilen bir husustur. Sözü çok edilmesine karşı siyasi partiler ve örgütler işin özünü girmemekte doğru yaklaşmamaktadır.
Aydınlar birleştirici harç olduğundan Ulusal Kongre’nin toplanması ve kongrenin niteliği ve neleri amaçlayacakları konularını işleyebilir. Birlik esprisini geliştirdikçe Kürdistan Ulusal Kongre’sine daha fazla yaklaşacağımız kesindir.
Ulusal kongre herkesi bağlayacak, bütün parti ve örgütlerin, çevrelerin, şahsiyetlerin uyacağı, üzerinde mutabık olacakları konuları, bir nevi anayasa niteliğinde Kürdistan’da herkese deklare eder.
Kürdistan açısından bağlayıcı hükümler ve ortak bir akıl, ortak bir stratejinin yerleşmesini sağlar.
Öyle görünüyor ki, Kürdistan Ulusal Kongresi işlenmesi ve düşünce boyutlarının oluşmasında en önemli rollerden birini Kürdistan aydınları oynayacaktır.
KÜRDİSTAN KADINI
Kadınların cin olarak kölelikten kurtulması ve özgürleşmesi, kadın hareketlerinin Kürdistan’da boy vermesini olumlu görmekteyiz.
Ortadoğu’da kadının adı var, kendisi yoktur. Nispeten Kürdistan’da Kadın hareketleri ve kadın özgürlüğü belli bir gelişmeyi yaşamaktadır. Bu da hala oldukça yetersizdir.
Erkek olan her aydın, kadın özgürlüklerini ve kadına tanınan evrensel hak ve özgürlükleri savunur, evrensel hukuk vb. normlarını Kürdistan kadınının kölelikten kurtulması açısından geliştirilmesinden yana olur.
Kürdistan toplumu erkek egemenlikçi bir toplumdur.
Aydınlar kadına her alanda pozitif ayrımcılık tanınmasından yana olur. Savunur ve düşünsel boyutlarını işler.
En önemlisi de Kadın özgürlüğü konusunda aydın kadınların yazıp- çizmesi, düşünceler oluşturması çok daha fazla değerlidir. Çünkü aydın bir kadın kendisini ve kadınları daha iyi tanır.
Kadının özgürlüğü ve ezilen cin olmaktan kurtuluşunu savunmayan ve düşünsel olarak katkı sunmayan hiç bir aydın kelimenin gerçek anlamıyla aydın sayılamaz.
ÖTEKİ HALKLAR VE İNANÇLAR
Sömürgecilik tarafından ötekileştirilen ve yok edilmeye çalışılan halklara ve inançlara saygılı olmak kadar onların hak ve özgürlüklerinin savunulması, pozitif ayrımcılığın tanınmasını aydınlar düşünce dünyalarında yer verip işlerse çok güzel olacaktır.
Auri-Suryani-Keldani, Ermeni vb. gibi kadim haklara karşı duyarlı davranmayı bilmeliyiz.
Aynı şekilde Êzidi, Alevi, Yarasani, Kakailik vb. inançlara azami özgürlük sağlanması ve pozitif ayrımcılığın gösterilmesini düşünce ve tavırlarıyla aydınlarımız işlerse çok yerinde olur.
*Sömürgeciliğe ve köleliğe karşı, bütün egemenlik haklarını ve özgürlüklerini kazanması için halkımızın her türlü meşru direnişinin yanındayız.
Kürdistan’ın her parçasında sömürgeciliğe karşı çıkan ve evrensel ve sömürge bütün ülkelere tanınan meşru direnme ve mücadele haklarının Kürdistanlıların da direniş görevi olduğunu teslim ediyoruz.
Bu anlamda da Kürdistan da kurtuluşu, bağımsızlığı ve statü sahibi olmak isteyen her mücadeleyi meşru görmekteyiz.
Kürdistan düşünce dünyası Kürdistan’ın ve Kürdlerin ve birlikte yaşadığımız diğer halkların direnişi ve meşru savunması üzerine oluşmaktadır.
Sözlerimiz ve düşüncelerimiz ve üretimlerimiz başkaldırı niteliği taşımalıdır. Özgürlük ve mücadele alanlarının gelişmesine katkı sunmalıdır.
Öte yandan Kürdistani aydınlar olacağız. Partilerin, kişilerin, liderlerin ve grupların, parçacılığın aydını olmayacağız. Şimdiye kadar bunlar oldu. Bundan sonra Kürdistani aydınlar olarak rolümüzü oynamak düşünce alanımızı geliştirecektir.
Çarlık Rusya’sına karşı mücadele ve devrim süreçlerinde aydınların ciddi anlamda ortaya çıktığını görmekteyiz. Ne zamanki bütün aydınlar partili olmaya ve parti gibi düşünmeye zorlandılar, aydınlanma ve ürünler vermek ve yaratıcı düşünce öldürüldü. Stalin dönemi ile birlikte aydınlar düşünce olarak öldürüldü.
TC’de aydınlanma ve aydınlar baştan beri ölü doğmuştur. Ortaya çıkanlar burjuvalaşmayı ve cumhuriyeti devlet için yapmıştır. Bazı istisnalar dışında Türk aydınlanması önemli olarak devletçi bir aydınlanmadır. TC ile birlikte İttihat ve Terakki aydınlanmasının ruhu devam etmiştir. Mustafa Kemal ölü aydınlarla iş yapmıştır. Ve bu durum, bu günde devam etmektedir. Türk aydınlanmasından sömürgecilik ruhu kokmaktadır.
İran rejimi de bu gün aydınları ve düşünceyi öldürüyor. Arap devletlerinde de aydın denen zümre, ağırlıklı tek tip ve rejime hizmet edenlerden oluşur. Bir şeyler söylemek ve yazmak isteyenler sürgündedir.
Osmanlı ve TC aydınlanması, pan-osmanlıcılık, pan-islamizm ve pan-türkçülüğe göredir. Gerçek anlamda aydınlar veya Fransa Satre gibi türler aramak genellikle boşunadır. Kürdistan ve Kürdler için her türlü evrensel hakların ve egemenlik ve bağımsızlığının hak olduğunu söyleyen Beşikçi Hocadır. Kürdistan’daki soykırıma tavır koyan aydınlar oldukça azdır. Çünkü Türk aydınların ezici çoğunluğu devlet fideliğinde yetişmiştir. Aynı durum bu gün de sürmektedir.
Partilere ve siyasetin güdümüne giren aydınlar özerkliklerini ve özgürlüklerini, özgünlüklerini önemli ölçüde yitirir.
Parti disiplini ve emir talimata uymak zorunda kalırlar. Partilerin söylediklerini zaten siyasetçiler söylemektedir. Bu durumda aydın olan insan aynı şeyleri farklı biçimde tekrar etmek zorunda kalır. Bu kişinin iradesine bağlı değil, kaçınılmaz bir sonuç olur.
Bu açıdan, Kürdistan düşünce dünyasına ait olan aydınlar olmalıyız. Partilere yakınlık duyan aydınlar olabilir. Ama parti disiplinine uyacak kadar ilerlemişse bu durum yaratıcı sonuçlara yol açamaz.
Kısmen bazı aydınlarımızın Kürdistan’ın bağımsızlığından vazgeçmeleri, bu durumu yeterince izah etmektedir.
PRATİK BAZI DÜŞÜNCELER
1-Kürdistan federasyonu:
Kürdistan’ın bağımsızlığa kavuşması için bütün partileri kapsayan ORTAK STEATEJİK AMAÇ oluşturmalıdır. Bu anlayışa esas görevi Kürdistan’ın bağımsızlığa kavuşturulması olmalıdır.
Kürdistan federasyonundaki bütün partiler bu kritik süreçte ve bütün fırsatlar ayağa gelmişken BİRLİK oluşturmalıdır. Parçalı duruş Kürdistani kazanımlara zarar verir.
Söz verildiği gibi bu yıl Kürdistan federasyonu bağımsızlık referandumunu zaman geçirmeden yapmalı ve halktan alınan güçle ve destekle Kürdistan’ın bağımsızlık hakkını fiiliyata dökmek için yapacağı her türlü çalışmanın yanında oluruz. Kürdistan’ın bağımsızlığını selamlarız.
Aynı şekilde milli bir ordu oluşumuna gidilmesi, bütün peşmerge güçlerinin buraya katılması vb. Kürdistan’ın güvenliğini ortak savunmak açsından önem arz etmektedir.
Irak rejimi gücü yetmediği için fazla gürültü çıkarmıyor ve Irak’ın birliğini savunmak artık Kürdlerin görevi değildir. Sünni ve Şii Arapların birleşmesi bile oldukça zor görünmektedir.
Musul’un alınması ve Dicle nehrinin sınır olmasını olumlu karşılamaktayız.
2-Batı (Rojava) Kürdistan:
Adı ‘Kuzey Suriye’ konulsa bile Kürdistan federasyonunun ilan edilmesini selamlamıştık.
Kürdistan federasyonun resmiyet kazanması ve uluslararası görüşmelerde temsiliyete kavuşması ve tanınması çalışmalarının yanındayız. Bu konuda üzerimize düşeni yapmak görevimiz bulunmaktadır.
Bu parçada Kürdistani güçlerin birlik oluşturulması kaçınılmazdır. Birlikte olmak her yönüyle kazandırır. PYD-YPG bir kaç kapıyı açarsa ENKS bir iki kapıyı açar. Diplomaside önemli kazanıma yol açar.
PYD ve ENKS daha önce Kürdistan federasyonunda yaptığı anlaşmalara anlam kazandırmasını beklemekteyiz. ENKS çalışmalarına bir sınır ve engelleme konulmamalıdır. Düşünce ve örgütlenme, çoğulculuğa işlerlik kazandırılmalıdır.
ENKS, zaman geçirmeden Suriye “muhalifleri” ile bağlarını kesmelidir. Suriye “muhalifleri” ve Esad rejimi söz konusu Kürdler ve Kürdistan olunca üç aşağı beş yukarı aynı zihniyet ve politikaya sahiptirler.
Batı Kürdistan, Kürdistan federasyonu ile ilişkilerini sıklaştırmalı. Aynı duyarlığı fazlasıyla Kürdistan federasyonun göstermesi beklentisi içindeyiz.
Rojavalıpeşmergeler alınmalı aynı savunma gücü içinde yer verilmelidir. Güçler birleştirilsin ve ortak bir savunma ordusu oluşması sevindirici olur.
3- Kuzey Kürdistan:
En büyük ve en fazla nüfusa sahip olan bir yer. Uzun süredir direniş ve mücadele çeşitli boyutlarıyla sürmektedir.
Elde edilen kazanımlar uluslararası boyuta ve resmiyete dönüştürülemedi.
Kürdistan sorunu bölgesel ve uluslararası bir sorundur. TC gerçeği dikkate alındığında tek başına TC ile çözülecek bir sorun değildir.
Kuzey mücadelesinin uluslararası müttefiklere kavuşturulması oldukça önemlidir. Fırsatlar çıkmışken “başkaları karışmasın, biz çözeriz” demenin geldiği noktayı üzüntüyle görmekteyiz.
Barış ve çözüm gerçek olacaksa; uluslararası heyet ve TC tarafı ve Kürdistan tarafı olarak gerçekleştirilecek siyasi müzakereler kazandırıcı olur. Kürdistan’da büyük, küçük önemli değil, şahsiyetler, siyasi çevreler, gruplar, partiler vb Kürdistan tarafını oluşturursa bir anlam kazanır.
Kuzeyde acilen yapılması gereken Kürdler arası demokrasi ve iç barışın sağlanmasıdır. Bu, Kürdistani bir cephe ve ittifakla taçlandırılırsa önemli bir sinerji yaratır.
Demokratik Türkiye ve yerel demokrasi-özyönetim için hendek veya şehir savaşı verilmesi yanlıştır. Amacı siyaseti net olan, kitlesini açık düşmana hedef yapmayan bir mücadele kazandırıcı olur. Şehir savaşları ile geldiği yer ve varılan sonuç düşündürücüdür. Halkımıza kazandırmamıştır. Kaybettirmiştir. Bunda ısrar etmek kaçınılmaz olarak benzer sonuçları yaratacaktır.
TC, hazırlanmış ve yanlış stratejiyi kullanarak Kürdistan’da soykırım ve insansızlaştırmayı gerçekleştirmektedir. Bu soykırım, CHP’li tek parti diktatörlüğü döneminde sömürgecilerin yaptığı soykırımlardan aşağı değildir.
Aradan geçen on yıllardan sonra TC’nin fütursuzca geliştirdiği bu soykırım ve inkârın, Türk-İslam sentezi politikasının Türk islamına bulandırılmış ırk milliyetçiliğin bir halkası olduğunu üzülerek görmekteyiz.
TC sömürgeciliğini kınar ve her düzeyde Kürdistani duruşla mücadele edilmesini, teşhir edilmesini, çirkef yüzlerinin ortaya çıkarılmasını boynumuzun borcu olarak görmekteyiz.
Aynı şekilde soykırım ve Kürdler üzerinde sürdürülen linç girişimleri, horlama, Kürd kentlerinin yıkılmasını sevinçle karşılayan bana ne diyen ve AKP etrafında devletin hizmetinde kümelenen ve saf tutan Türk milliyetçiliğini görmek; Türkler ile Kürdler arası kopmayı ve ayrışmayı derinleştirmiştir.
KCK’yi altından kalkamadığı ve halkı sömürgecilerin insafına terk ettiği, kazanımı ve zaferi olmayan şehir savaşlarından vazgeçmeye çağırıyoruz.
Bu bunalım, yıkım dönemlerinde soykırıma ve Kürd şehirlerinin harabeye çevrilmesine karşı dururken, halkımızın yaralarını sarmayı önümüze koymalıyız.
Türkiyeli olmak, bizim için utançtır. Daha fazla Kürdistanileşmeyi geliştirmeliyiz. Kürdistan’ın ve Kürdlerin buna ihtiyacı vardır.
Kürdistani birlik olursa Kürdistanlılar birlikte kazanır. Kürdlerle dost olamadığımız zaman, Türklerle hiç dost olamayız. Kürdistan’da çoğulculuğun birliği kazandırır.
4-Doğu Kürdistan:
Doğu Kürdistan Mahabad Kürt Cumhuriyeti ile – ömrü kısa olsa bile – Kürdistan’ın kuruluşunda bir ilke imzasını atmıştır. Kürdistan bayrağı – Xoybun’da belli biçimde var – ilk olarak burada dalgalandırılmıştır. Ve bu gün bu bayrak Kürtlere mal olmuştur. Kürdistan federasyonu aynı bayrağı kullanmaktadır.
Modern partileşmeye girişi Doğu Kürdistan’da daha belirgin görmekteyiz.
Kadı Muhammed’in Kürt halkına vasiyeti altın değerindedir.
1979 larda yine belli yerlerde kontrol sağlanmış, Kürdistan halkının kendini idaresi için bazı çabaların gösterildiğine tanık olmaktayız.
Doğu Kürdistan mücadelesini İran rejimi bastırdı. Yeni yeni kendilerine gelmeye ve toparlanmaya başladılar.
Kadı Muhammed’den bu yana mücadelede önemli bir yer tuttular.
İran sömürgeciliği son yıllarda yüzlerce Kürdü idam etti. Her türlü sinsiliği kullanıyorlar. TC ile birlikte Kürdistan’ın bağımsızlığı ve mücadelesi önünde temel engellerden ve düşmanlardan biri.
İran rejimi son yıllarda uluslararası alanda tecridi –son bir yılda biraz yumuşadı- yaşamaktadır. Konjonktürel durum, Doğu Kürdistan için de önemli fırsatlar ortaya çıkarmıştır.
Birlik oluşturma Doğu Kürdistan’ın temel sorunlarından biridir. Belli ölçüde bir araya gelmeler oluyorsa da hala ciddi bir ulusal birlik oluşturulmamıştır.
Buradaki Kürd güçleri ve parti-örgütlerinin birlik kurmalarını sevinçle karşılarız.
İran rejimi kanlı bir sömürgecilik uygulamaktadır.
Bütün meşru direniş, savunma ve kurtuluş mücadelesinin yanında olduğumuzu belirtiriz.
Doğu Kürdistanlı aydınlara pek ulaşamadık, buda ciddi bir eksikliğimizdir.
KURDİ DİLLER
Kürdistanlı aydınlar, özellikle dil bilimciler Kürtçe’nin-Kurdi dillerin Soranî, Kurmancî, Kurmanckî (Zazakî), Gorani-Hewramani diyalektlerini geliştirmek ve özgünlüğüne kavuşturmakla yükümlüdür.
Bu konuda çalışmaların olduğunu sevinçle görmekteyiz.
Aydınların anadillerinde yazmaları oldukça önemlidir. Kürdistan federasyonunda bu sorun önemli ölçüde hallolmuştur. Gelişmeler vardır; Soranî ve Kurmancî diyalektleri yazım dili olarak kullanılıyor.
Özellikle Kuzey’de bu hala ciddi bir sorundur. Başta ben olmak üzere, hala bazılarımız anadilimizle yazıp-çizememekteyiz.
Kürd / Kurdistan Aydın İnisiyatifi, toplantılar ve görüşmelerini Kürdi diyalektlerle yapmayı esas almıştır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.