\"Evet, Kürdistan için devlet istenmiyor, ama TC devletinin “demokratik çatı” olduğu, devletin demokratikleştirilmesi de bu hafta yeniden ilan
edildi.
TC devletini “demokratikleştirmek” Kürtlere ve ezilen yığınlara ve emekçilere mi düştü?
“Çatı partisi”nden sonra bu sefer Türkler-Kürtler ve öteki halklar için TC; “demokratik çatı” oluyor.\"
CHP-AP kavgasında hiç kimseyi desteklememedik. Hükümet için kavga ediyorlardı. Kürdistan politikası aynıydı.
CHP-ANAP, MHP, DYP,CHP içi kavgalarda saf tutulmadı. AKP ortaya çıktığında sözleri başkaydı. Hiç birini uygulamadı. Lafta söyleyip değişik kesimlerin desteğini aldı ama hiç birini yapamadı.
AKP-Gülen iktidar ortaklığı kurdular. Can ciğerdiler, şimdi mutlak iktidar için çekişiyorlar. İkisinin Kürdistan politikası benzerdir.
İkisinden birini tercih etmek ve Kürdistan açısından “demokratik” göstermek, “süreç yanlısı” olduklarını ilan etmek fevkalede yanlıştır.
Gülen ve AKP çatışması devlet içi ilişkileri deşifre ediyor. Kitlenin uyanışı ve gerçekleri görmesi için muaazam bir fırsattır. Kitlelerin gözleri bu çatışma ile gerçekleri daha çıplak görmeye başlıyor. Mücadele ve direniş açısından değerlendirilebilir.
****
Devleti aklayanlar ve devrimcidir ne de Kürdistanidir
Kürdistanlıların, ötekilerin, Alevilerin, Ezidilerin, ezilen yığınların devleti devletle yıkama görevi yoktur. Bunu yapmak TC devletini desteklemektir.
“Karanlık devlet”, “paralel devlet”, “aydınlık devlet”, “demokratik devlet”, “demokratik çatı” devleti vb kavramları kullanmak TC devletini aklama işlevini görür. Geçmişte derin devlet deniyordu. BU parlamentoda görülecek işleri ve verilecek kararları MGK ve derin devlet güçlerinin verip uygulamasının adıydı. Devlet bazı işleri doğrudan kendi adına yapmıyordu, sözde gizli yapıyordu. Bazı kuruluşlarını bu temelde kullanıyordu.
Bu durumu açıklığa kavuşturmak için bu kavram kullanılıyordu.TC devletini çeteleşmiş biçimidir. Bu günde aynı çeteleşmiş biçimi var. Bunu sadece Gülen Cemaati ile açıklamak devletin yaptıklarını görmemezlikten gelme olur.
Kürdistan için devlet istemeyenler PKK’nin ilk en temel çıkış gerekçesine bir kez daha baksınlar.
Evet, Kürdistan için devlet istenmiyor, ama TC devletinin “demokratik çatı” olduğu, devletin demokratikleştirilmesi de bu hafta yeniden ilan edildi.
TC devletini “demokratikleştirmek” Kürtlere ve ezilen yığınlara ve emekçilere mi düştü?
“Çatı partisi”nden sonra bu sefer Türkler-Kürtler ve öteki halklar için TC; “demokratik çatı” oluyor.
İşgalci devleti ve orduyu vb kurumları aklayıp başımıza dönüştürerek “çatı” yapacağız. Demekki devletsizlik isteme de samimiyet yok. İstenmeyen Kürdistan bağımsızlığıdır. TC devleti bal gibi isteniyor.
İktidar kavgasında ise taraf tutmak, birilerinin mutlak iktidar olmasını desteklemek; devleti devletle yıkamak demektir. İyi polis kötü polis gibisinden bir rol tercihi yapmaktır.
****
İktidar çatışmalarından yaralanmak ve ilişkilerini sonuna kadar deşifre etmek oldukça yaralı bir iş olur.
AKP ve Gülen cemaati için Kürtler ve Kürdistan çantada keklik olmamalıdır.
Onarı sonuna kadar zorlamalı ve mücadele etmeliyiz. Birilerini birilerine karşı güçlendirdiğin zaman yine hançeri yiyen Kürtler olur.
Bedevadan verilen destek ile AKP “süreç” ve sözü edilen “çözüm” için hiç bir ciddi adım atmayacaktır. Eskiden olduğu gibi davranmaya devam edecektir.
Kismi bazı farklar dışında AKP ve Cemaatin politkası aynıdır. Erdoğan ve Gülen’in “görüşüyoruz” tavrı aynıdır. Gülen son konuşmasında Öcalan ve dağdakilerle “müzakere yapılabilir” diyor.
Buraya yazdım:
Bedevadan birilerini destekleyenler zararlı çıkar. Pazarlık masaları kurulsun ve taraflar olsun.Üçüncü taraf bulunsun. Bunun dışındaki her deneme eskiyi tekrar etmeden öteye geçmez.
****
Hiç bir Kürdistanlı AKP’nin ürettiği düşman algısına katılamaz. AKP düşman algısı geçmişte CHP’nin ve Ergenekon’un ve ordunun, GenelKurmay ve MGK’nın düşman algısına benziyor. Özeti şu: “Büyük Türkiye’yi kimse istemiyor. Çevre düşmanlarla kaplıdır. AKP ve iktidarına karşı olan herkes düşmandır.”
Bir düşünün Erdoğan TÜSAD’ın başkanını bile “ihanet etmek”le suçladı.
Böyle bir iktidar anlayışında kovalanacak avlar bitmez.
Gülen Cemaat’ide bu konularda aynıdır. Erdoğan ve AKP icraatlarını Gülen ve Cemaatla aklıyor.
Erdoğan ve Gülen iktidarı ve devleti, dolayısıyla TC devleti bu kez de kendisini Gülen Cemaati ile yıkamaya ve temizlmeye kalkıyor.
Tencere tencereye “dibin kara” demiş. Öbürüde dönüp demiş: “senin ki benden kara!..”
Herikisinden biri ordu ve CHP ve Ergenekoncularla dirsek temaslarına başladı.
Kürdistanlılar unutmasın. AKP Kürdistan politikasında ve “süreç” dedikleri şeyden bir değişiklik yoktur. Kürdistan’a karşı sıkışırlarsa birbirine yanaşacaklardır. Çünkü Kürtlerin mevcut durumu buna kolaylık sağlıyor.
Hepsinin ortak anlaştıkları nokta KCK’yi silahsızlandırmaktır. Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesini tasfiye etmektir. Bunun için kullanılacak ve kullanacakları her taktiği mubah görecekleri açıktır.
Dursun Ali Küçük-28.1.2014
[email protected]
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.