Patinaj Yapa Yapa İlerleyen Sürecin Akılda Kalanları

'' Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı gibi Kürd sorununu çözmek yerine süreç Ortadoğu'daki gelişmeler ve seçimlerde alınacak oylar üzerinden değerlendiriliyor.''

22 Aralık 2025 - 09:29
22 Aralık 2025 - 09:29
 0
Patinaj Yapa Yapa İlerleyen Sürecin Akılda Kalanları

Ortadoğu’da ve özellikle Esad sonrası Suriye'de bilinen gelişmelerden sonra Türkiye'nin güvenliği endişesi ile Bahçeli Öcalan'ı yanına alarak "Terörsüz Türkiye" dedikleri PKK'nin kayıtsız-şartsız silah bırakıp kendini feshetme sürecini başlattılar.

Besé Hozat’ın önderliğinde bir grup PKK'li silahlarını yaktı.

Türkiye'de silah bırakılmasına rağmen Kandil silahlı güçlerine Güney Kürdistan'a çektiğini açıkladı.

Seksen beş milyona güvendiğini ifade eden Demirtaş "Türk-Kürd kardeşliğini" tekrar ederek

Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan'a uzun ömürler dileyerek süreci destekledi.

Demirbaş milletvekillerinden Sırrı Sakık hangi akıl ile bağlantı kurduysa "İsrail'den Türkiye'ye saldırı olursa ölümüne mevziiye yatarız" dedi.

TBMM'sinde oluşturulan komisyon sürece  Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi diyerek isim kondu.

Komisyona katılan her parti süreci kendine göre yorumlamalarına rağmen ortak noktaları Kürdlerin ulusal haklarını yok sayıp bu hakkı  (anayasada zaten var olan) vatandaşlık haklarına indirgemekte anlaştılar.

İmralı'ya komisyon adına giden üç millet vekilinden biri olan MHP'li Fethi Yıldız'ın mahkemede söylediklerini hatırlatıp sorduğu soruya Öcalan "Söylediklerimin arkasındayım. HDP-DEM Parti Kürd partisi değildir, gövdesi Kürtlerden beyni Türklerden oluşur diye yanıtlanmasına rağmen Yeni Yaşam Gazetesi "Öcalan'ın adını yüceltilmeli" diye haber yaptı.

Kürd'ler adına DEM Parti'nin Öcalan'ın deyimi ile beyni Türk olan atanmışları dışında katılan olmadığı için Kürd ulusal sorunu komisyonda gündeme bile gelmedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu güne kadar ibadethane sayamadığı halde Bahçeli aynı endişeler ile sorunlarına değinmeden Alevilere Cem Evi yapmaları için arsa bağışladı.

Kirli savaşın maddi ve manevi açıdan en ağır biçimde bedeli ödetilen Kürd halkı PKK'nin kendini feshetmesine ve silah bırakması sürecine destek verdi.

Süreç ile birlikte düşündürücü olan önemli bir konu da İmralı'da hükümlü olmasına rağmen Öcalan istediğinde kendine örgütüne silah biriktirip feshedebiliyor olması.

Öcalan örgütünü feshedebilir ancak bunu Kürd halkının özgür iradesini almadan el birliği ile çözüm diyerek  sunmak tuzaktır.

Süreç aynı zamanda  parlamentoda bulunan partilerin 2016 yılında Yenikapı'da yapılan mitingde olduğu gibi Kürdlerin ulusal haklarına karşı aldıkları ortak tavrı DEM Parti'nin de katkıları ile yeniden sergilediler.

Bursa'da oynanan bir maçta bilinçli olarak Leyla Zana'nın çirkin sloganlarla hedef alınması, Öcalan'ın (İmralı'nın) Kürd-Kürdistan ile ilgili asimilasyon amaçlı değerlendirmelerine, (Türkiyelileşmek gibi) PKK'nin silah bırakması dahil sürecin her yönü ile tartışıldığı gündemi değiştirmek için yapıldı-yaptırıldı. Bunda da başarı kazandılar.

Öcalan umut hakkı diye bir talebinin olmadığını, kendi can güvenliği açısından en güvenilir yerin İmralı Adası olduğunu bildiği için serbest bırakılsa  adada kalmak istediğini söylemişti.

Buna rağmen DEM Parti ve Kandil zevahiri kurtarmak amacı ile süreci Öcalan'ın serbest bırakılması için süreci Umut Hakkına indirgediler.

Öcalan gibi Eş başkan Hatimoğulları ulus devlet modelinin çöktüğünü iddia etmesine rağmen oluşturulan komisyonda DEM Parti adına komisyonda yer alan Gülistan Koçyiğit Suriye'nin toprak bütünlüğünün kırmızı çizgileri olduğunu söyledi.

Özenle seçilmiş İmralı heyetinin (P.Buldan ve M.Sancar) Öcalan ile görüştükten sonra siyasi partilere yaptıkları her ziyaret sonrası "Verimli görüş alış-verisinde bulunduk" dedikleri tiyatroyu izledik. Ancak partiler ile nelerin görüşüldüğü açıklamadılar.

Bahçeli süreç ile ilgili "Çözüm veya açılım süreci yoktur. Silahlar ya gömülecek, ya da silah tutanlar gömülecek" diyerek son noktayı ağzındaki baklayı çıkardı koydu.

Komisyonun bir yıllık çalışması sonunda

"Türkiye içeride Kürd sorununu büyük ölçüde çözüldüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı başdanışmanı Uçum'a göre süreç "Çözüm süreci değil, geçiş süreci".

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu Bahçeli'ye yağlı urgan hatırlatması yaparak sürece karşı çıktı.

Kılıçdaroğlu’nun İç İşleri Bakanı yapmak istediği  Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'a göre sürecin geldiği yer Uludağ Gazozu.

Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı gibi Kürd sorununu çözmek yerine süreç Ortadoğu'daki gelişmeler ve seçimlerde alınacak oylar üzerinden değerlendiriliyor.

Her şeye rağmen süreç ile ilgili yapılan olumlu olumsuz açıklamalara rağmen süreç patinaj yaparak ilerliyor.

Kürd ulusal talepler ile ilgisi olmasa da, yüzyıllık  asimilasyon politikasına hizmet ettiği ortaya çıkmasına rağmen süreç sadece kirli savaşa son verecekse desteklenmelidir...

 Adnan Güllüoğlu


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı toplam 239 kişi tarafından görüldü.
Son güncellenme: 10:31:50