Keşkeler ile yazıya başlamak ne kadar iç karartıcı olsa da, ne yazık ki günümüzde özellikle Kürt hareketleri ile ilgili bir yazı kaleme almaya çalıştığımda en fazla kullandığım kelimelerin başında geliyor. Ve gene keşkelere mahal vermemek için ve Kürdün sorumluluk bilinci gereği bu yazıyı kaleme almaya karar verdim.
Bugün belki genelde Kürdistan, özelde ise Rojava için canalıcı bir gün olarak tarihte yerini aldı. Ellinin üzerinde canımızı, kanımızı Kürdistan toprağına şehit verdik. İslam rejimi getireceğini iddia eden kişi ve organizasyonlar eli ile kanımızı içmeye and içmiş itler tarafından saldırıya uğradık. Bu saldırıların arkasında kimin olduğunu yazmaya, incelemeye gerek bile yoktur, çünkü yapanlar ve yaptıranlar açıktır, ortadadır.
Bizleri ilgilendiren nokta daha çok Rojava\'daki Asayiş güçlerinin nerede eksik kalmış oldukları ve bu eylemin öncesinden tedbirlerini yeterli düzeyde alamamış olmalarıdır. Ama yeni yeni ayakları üstünde durmaya çalışan bir oluşum olduğu için anlayışlı yaklaşılması fakat buna rağmen sorgulamaların da yapılması gerekmektedir. Sonuçta PYD yönetimi Rojava\'yı kurtardık herşey bizim dediğimiz gibi olmalıdır diyerekten çevredeki Kürt güçlerinden gelen bütün yardımları reddederek tüm sorumluluğu ve iktidarı kendi hükmüne almak istemiştir. İktidara dört elle sarılarak, savunma ve tedbir gerçekliğinde zafer sarhoşluğu ile hareket etmiştir. ABD, Avrupa, Kanada gibi dış güçlere kapılarını sonuna kadar açan Rojava yönetimi kendi Dost hareketlerine kapılarını kapatarak büyük bir gaflete düşmüştür. Belki ABD ve benzeri güçlerin teknik ve bilgi olarak güçleri tartışmasız çok büyük olabilir. Ama Ortadoğu coğrafyasında diğer Kürt hareket ve partilerinin tecrübe ve bilgileri ile kıyaslanamaz.
Rojava asayişi kendi denetiminde ve sorumluluğunda bulunan halkı korumak ve gözetmek ile mükelleftir. Bundan kaynaklı derinlemesine bir soruşturma yapılmalı ve eksiklikleri olanlar cezalandırılmalıdırlar.
Ayriyeten gene Keşke diyerek ana noktaya değinmek isterim. Umarım KCK yönetimi çıkıp ta her zaman ki gibi yan yayın organları üzerinden bu eylemi Güney Kürdistan yönetimi desteklemiştir gibi saçma sapan bir iddia ile karşımıza gelmez. Rojava peşmergelerinin girişine izin verilmediği için falan yerde bir toplantı oldu, filan kişiler ile bir araya gelindi ve bu katliam gerçekleşti gibi mesnetsiz, saygısız iddialar ortaya atmazlar. Hele ki sosyal medya üzerinden düşmanların yapacağı yorumlara çanak tutan tutumlara girerlerse bilmelidirler ki bu oyun hiç bir işe yaramaz. Aksine Kürdü Kürdden soğutma ve böl -parçala taktiğine destek olur. Bugün Güney Kürdistan hükümeti her türlü yardıma açık olduklarını, Rojava\'nın acısını derinden hissettiklerini en tepeden dile getirmiştir. Bunlar göz ardı edilmemelidir.
Bugün Kürdistan için miladi bir dönem olarak ele alınabilecek zemin bulunmaktadır. Güney ve Rojava bir araya gelerek şehitlerimizin kanına en iyi şekilde cevap olabilirler. Bu sayede Şehadetlere görkemli bir anlam yüklenerek düşmanın saldırısına diplomatik ve stratejik olarak büyük bir darbe ile karşılık verilmişte olur. Birbirine saldıran, hep sızlanan pozisyondan çıkıp, birlikte halkımızı savunmaya and içmiş bir ortak bilinç ile halkımıza ve şehitlerimize lâyık olunulabilinir.
Umarım yazdıklarımız temenni olmanın ötesine geçer ve artık keşkeler ile yaşamak zorunda kalmayız.
Başta Rojava yönetimi olmak üzere, bütün Kürt halkı ve yöneticilerimizin başı sağ olsun... Bu katliam şehitlerimizin kanları ile birlik için atılmış imza misali kürdü dört parçada bir araya getirsin.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.